Deri ve lojistik sektörünün dokusu ihracatta uyuşuyor
04/08/2014 - 14:43:00
2023 yılında 5,2 milyar dolar ihracat hedefleyen Türkiye deri ve deri ürünleri sektörü, rotayı Ortadoğu, Kuzey Afrika ve Uzakdoğu’ya çevirdi. Sektörün ihracatta lojistik sektörü ile uyum ve işbirliği içinde çalıştığını belirten İstanbul Deri ve Deri Mamülleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Şenocak, hız unsurunda zaman zaman yaşanan gecikmelerin ise ortak çalışmayla aşılabileceğini söylüyor.
Türkiye deri ve deri ürünleri sektörünün dünya içinde ulaştığı düzey nedir?
Türkiye deri sektörünün dünya pazarında edindiği yer, kaliteli ve çok pahalı olmayan deri ve deri ürünleri alanındadır. Dünya deri ve deri ürünleri ticaretinde hacim anlamında en büyük paya sahip olan Çin, kalite ve tasarım anlamında Türk deri ve deri ürünlerine rakip değildir. En üst kalitede üretilen Türk deri ürünleri, dünya deri ürünleri pazarında referans kabul edilen İtalyan ürünlerine denk kalitede üretilmektedir. Türk deri sektörü, 1990’lı yılların başında eski SSCB ülkeleri ve Doğu Bloğu pazarlarının uluslararası ekonomiye entegre olmalarıyla, karşılaştığı pazar fırsatını değerlendirerek, bu alanda büyük yatırımlar yapmış ve pazarda önemli bir konuma ulaşmıştır. Bu gelişme çerçevesinde, yapılan yatırımların yanı sıra, hem bilgi hem de know-how olarak sektörde ciddi bir birikim ve deneyim oluşmuştur.
Bu bilgi birikimi ve tecrübe doğrultusunda sektör 230 milyar dolara ulaşan dünya toplam deri ve deri ürünleri ticaretinde Çin ve İtalya ile birlikte üç büyük sektörden biridir. Hatta kaliteli üretim alanında dünyada ve bölgesinde İtalya ile birlikte lider konumundadır. Nitekim Türkiye ihracat rakamları bazında dünyanın önemli deri ihracatçısı ülkeleri arasında üst sıralarda yer almamasına karşın, bazı ürün gruplarında ihracat miktarı ve kalitesi bakımından dünya çapında söz sahibidir. Örneğin, Türkiye, dünya kürk giyim ihracatçısı ülkeleri arasında 5. sırada yer almaktadır. Dünya deri giyim pazarında da söz sahibi olan Türkiye, bu ürün grubu ihracatında da 7. sırada yer almaktadır. Bunun yanı sıra sektör, özellikle küçük baş deri işlemede, Avrupa’da İtalya’nın ardından 2., dünyada ise İtalya, Çin ve Hindistan’ın ardından 4. büyük ülke konumundadır. Özellikle kürk süet olarak da adlandırılan “double face” işlemede Türk deri sektörü dünyada rakipsiz bir konumda bulunmaktadır.
ÇİN VE IRAK ÖNEMLİ POTANSİYEL TAŞIYOR
Türkiye’nin önde gelen imalat sanayi sektörlerinden biri olan deri ve deri ürünleri sektörü, 2013’te ihracatta nasıl başarılara imza attı? İhracatta hangi ülkeler öne çıktı?
Deri ve deri ürünleri sektörü, 2013’te üstün bir ihracat performansı göstererek başarılı bir yıl geçirmiştir. Türkiye deri ve deri ürünleri sektörü ihracatı, 2013 yılında bir önceki yıla göre % 16,4 artışla 1,9 milyar doları aşmış bulunmaktadır. Sözkonusu veriye turistik satışlar ve kargo ihracatı dahil olmayıp, bu rakamlarla birlikte deri ve deri ürünleri ihracatının 3,5 milyar doları aştığı öngörülmektedir. 2013 yılında deri ve deri ürünleri ihracatının en büyük pazarları Rusya, İtalya, Irak, Almanya ve Çin olmuştur. Bu pazarlar içinde Çin’e ihracatın %70 ve Irak’a %33 artması dikkat çekici olup bu pazarlar ileriye yönelik önemli potansiyel taşımaktadır. Diğer taraftan AB ülkelerinde yaşanan ekonomik krize rağmen, bu pazara yapılan deri ve deri ürünleri ihracatı da 2013 yılında artış göstermiştir. 2013 yılında belli başlı pazarlar haricinde, ihracatta öne çıkan diğer ülkeler arasında %54 oranında ihracat artışıyla Birleşik Arap Emirlikleri, %34 artış ile Romanya ve %82 ile Güney Kore yeralmaktadır.
2014 yılına ilişkin ihracat hedefleriniz neler? Sektörün ihracatta yeni rotası hangi ülkeler olacak?
Küresel ekonomide ve başlıca pazarlarımızda yaşanan sıkıntılara rağmen deri ve deri ürünleri sektörü 2013’te gösterdiği performansı 2014 yılında da devam ettirerek kayıtlı ihracatını 2,2 milyar dolara yükseltmeyi hedeflemektedir. Nitekim Türkiye deri ve deri ürünleri sektörü ihracatının, 2014 yılının Ocak-Nisan döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre % 4,4 artışla 568 milyon dolara yükseldiğini görüyoruz. Türkiye deri ve deri ürünleri sektörü zaten son yıllarda yaptığı tanıtım ve markalaşma atağının yanısıra bir çok bölgede yeni pazarlara da açılmaktadır. Özellikle Uzakdoğu’nun büyüyen pazarı Çin’e deri ürünleri ihracatımız son bir kaç yıldır hızla artmakta olup, 2014 yılında da artışın devam ettiğini gözlemlemekteyiz.
Öte yandan, Ortadoğu ve Kuzey Afrika bölgesinde de yeni büyüyen pazarlara ihracatımız da gerek 2013’te, gerekse 2014 yılının Ocak-Nisan döneminde artmaya devam etmektedir. Bu kapsamda Suudi Arabistan ilk 10 pazarımız arasında yeralmaya devam ederken, iç savaş nedeniyle son yıllarda ticaretimizin dibe vurduğu Suriye’ye ihracatımız yeni yılda hızla artmakta, Kuzey Afrika bölgesinde de Libya ve Cezayir pazarları öne çıkmaktadır. Yılın kalan bölümünde bu pazarların yanısıra daha önceden öncelikli pazarlar arasında yeralmayan Ürdün, Çek Cumhuriyeti, Portekiz, Hindistan ve Fas gibi pazarlara yapılan ihracatlarda yüksek artış oranları beklenmektedir.
Türkiye deri ve deri ürünleri sektörünün 2023 yılı ihracat hedefi ise 5,2 milyar dolar olup, bu doğrultuda Deri Tanıtım Grubu (DTG) çatısı altında yürüttüğümüz uluslararası pazarlarda Türk derisinin imajını yükseltme, tanıtım ve markalaşma etkinliklerine devam edilmektedir.
LOJİSTİK OPERASYONLAR OUTSOURCE EDİYOR
Türkiye deri ve deri ürünleri sektörü lojistik ihtiyaçlarını ne oranda outsource ediyor?
Çoğunlukla küçük ve orta ölçekli firmalardan oluşan Türk deri ve deri ürünleri sektörünün büyük bölümünde lojistik hizmeti satın alınarak karşılanmakta ve lojistik firmaları ile işbirliği yapılarak bu faaliyetler gerçekleştirilmektedir. Bununla beraber çok fazla sayıda olmamakla beraber kendi lojistiğini kendisi yürüten ve antreposu bulunan firmalarımız da mevcuttur. Yine kendi bünyelerinde gümrükleme şirketleri kurup gümrük müşaviri istihdam eden büyük firmalar dışında sektörün büyük bölümünü oluşturan küçük ve orta ölçekli firmalar gümrükleme konusunda da dış kaynak kullanmaktadır.
Sektör özellikle de ihracat taşımalarında hangi modları tercih ediyor?
Türkiye deri ve deri ürünleri sektörü ihracatının büyük bölümünü Rusya’ya ve AB pazarlarına gerçekleştirmekte olup, ihracat lojistiğinde demiryolundan daha çok kara, deniz ve havayollarını kullanmaktadır. Yine sektörümüz kısa zamanlı siparişlerde havayolunu, yakın ve komşu ülke pazarları için ise daha çok karayolu taşımacılığı kullanılmaktadır.
Deri ve deri ürünleri ihracatının geleneksel en önemli pazarı olan Rusya’ya 1980’lerden itibaren yapılan yoğun sevkiyatların da etkisiyle, bu ülkeye komşu olan diğer Doğu Bloku ülkelerine de deri ve deri ürünleri ihracatı son yıllarda önemli artış göstermiştir. Geçmiş yıllarda Kazakistan’a ciddi düzeylerde deri ve kürk konfeksiyon ihracatı yapılması, 2013 yılında Litvanya’ya ayakkabı ihracatında yüksek oranlı artışlar kaydedilmesi ve halen Ukrayna’nın Türkiye deri ürünleri ihracatında 6. büyük pazar konumunda olması bu kapsamda değerlendirilmelidir.
LOJİSTİĞİN REKABET GÜCÜNE ETKİSİ
Türk lojistik sektörünün tekstil lojistiği konusundaki hizmet kalitesini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Deri ve deri ürünleri sektörü ihracatta lojistik sektörü ile uyum ve işbirliği çerçevesinde çalışmaktadır. Hızlı moda ile yakın ilgisi bulunan deri ve kürk konfeksiyon ile ayakkabı alt sektörlerinde zaman büyük önem taşımaktadır. Sektörümüzde hızın son derece önemli bir konuma yükselmesi ile zaman zaman lojistik süreçlerden kaynaklanan gecikmeler yaşanmaktadır. Bu sorunların lojistik sektörü ile ihracat sektörlerini temsil eden kuruluşların ortak çalışmaları ile aşılacağına inanıyoruz. Uluslararası taşımacılıkta belge temini, liman hizmetleri, depolama ve yurtiçi taşıma bedelleri gibi doğrudan masraflardaki artışlar ile liman ve gümrük hizmetlerindeki gecikme ve yaşanan zaman kayıpları şeklinde ortaya çıkan dolaylı maliyetler, ihracatçıların uzun yıllardır dış ticaretin kolaylaştırılması ve masrafların aşağıya çekilmesi yönünde verdiği çalışmaları olumsuz etkilemektedir.
Türkiye’nin 2023 İhracat Stratejisi çerçevesinde hedeflerine ulaşabilmesi için, firmaların rekabet gücüne olumsuz etki yapan unsurlar en aza indirilmesi gerekiyor. Lojistik anlamında ihracat ve ithalat operasyonlarında eşyanın bir ülkedeki çıkış noktasından alınarak diğer ülkedeki teslim noktasına varışına kadar yaşanan süreçte karşılaşılan gereksiz masraf ve gecikmeler, sektör firmalarımızın rekabet gücüne olumsuz etki edebilecek unsurlardandır. Bu itibarla en azından yurtiçinde kamu ve özel sektör işbirliğiyle bazı masrafların asgariye indirilebileceği düşüncesindeyiz. Bu işbirliği çerçevesinde, kamunun gerekli altyapı yatırımlarını hızla yapması ve mevzuat temelini oturtması önemlidir. Ayrıca lojistik sektörünün Türk ihracatçısına uygun fiyatlı ve uluslararası standartlarda hizmet vermesi uluslararası rekabet gücümüze pozitif etki edecek bir faktördür.