Unilever Türkiye tedarik zincirlerinde 13,2 milyon TL tasarruf yarattı
12/08/2014 - 14:02:00
2010 yılında “Sürdürülebilir Yaşam Planı”nı uygulamaya koyan Unilever Türkiye, hem üretim hem de tedarik zinciri süreçlerini bu modelle yönetiyor.
Unilever Türkiye, İsrail, Orta Asya ve İran Tedarik Zincirinden Sorumlu Başkan Yardımcısı Nihal Temur, yürüttükleri sürdürülebilir projelerle 2013 yılsonu itibarıyla tedarik zincirlerinde 13,2 milyon TL, lojistik operasyonlarında da 2 milyon TL’nin üzerinde tasarruf sağladıklarını söylüyor.
Dünyanın önde gelen gıda, ev ve kişisel bakım ürünleri sağlayıcılarından biri olan Unilever, ürünlerini 190’dan fazla ülkede, günde 2 milyardan fazla kişiye ulaştırıyor. 100 yılı aşkın bir zamandır faaliyet yürüttüğü Türkiye de, Unilever dünyasında ilk 10 ülke içerisinde yer alıyor. 8 fabrikası, 5 binin üzerindeki çalışanı ve 29 markası bulunan Unilever Türkiye, her ay 51 milyon insanın hayatına dokunuyor. “Türkiye’de sürdürülebilir büyümeyi sağlamak en büyük önceliğimiz” diyen Unilever Türkiye, İsrail, Orta Asya ve İran Tedarik Zincirinden Sorumlu Başkan Yardımcısı Nihal Temur, bu kapsamda tüm faaliyetlerini 2010 yılında oluşturdukları “Sürdürülebilir Yaşam Planı” modeline göre yürüttüklerini söylüyor. Bu modelin çok önemli bir özelliğinin de sadece üretimden kaynaklanan değil, tedarik zincirinin tamamı için ortaya çıkan tüm etkileri kapsamadığını vurgulayan Temur, “Hammadde alımından Unilever ürünlerini kullanan tüketicilerin yemek pişirirken, temizlik yaparken veya çamaşır yıkarken ihtiyaç duydukları su ve enerjiye kadar sorumluluğumuz bulunduğunu kabul ediyoruz. Unilever olarak, Türkiye’de yürüttüğümüz sürdürülebilirlik projeleri kapsamında 2013 yılı sonu itibariyle tedarik zincirimizde 13,2 milyon TL, lojistik operasyonlarında da 2 milyon TL’nin üzerinde tasarruf sağladık” diyor. Nihal Temur, “Sürdürülebilir Yaşam Planı”nı, bunu tedarik zinciri süreçlerine nasıl yansıttıklarını, lojistik iş ortaklarından neler beklediklerini UTA Lojistik’e anlattı.
ÇEVRESEL ETKİLERİNİ
YARI YARIYA AZALTACAK
Unilever’in 2010 yılında oluşturduğu “Sürdürülebilir Yaşam Planı” iş modelinin temel felsefesi ve hedefleri neler?
Ekonomiler ve şirketler için büyüme “olmazsa olmaz” şarttır. Ancak biz Unilever olarak, bu büyüme trendinde gezegenimize ve insanlığın geleceğine yönelik bazı sorumlulukları da dikkate almak gerektiğine inanıyoruz. Bu nedenle bundan 4 yıl önce iş planımızı ve büyüme hedeflerimizi sürdürülebilir bir çerçevede yeniden tasarladık. Sürdürülebilirliği iş planımız olarak benimsedik. Sürdürülebilirlik faaliyetlerimizi, 2010 yılında hayata geçirilen Unilever Sürdürülebilir Yaşam Planı çatısı altında devam ettiriyoruz. Sürdürülebilir büyümede yol haritamızı bu plan dahilinde belirliyoruz. Planımız, markalarımız için karlı bir büyümeye ulaşmamıza, tasarruf yapmamıza ve inovasyonları hızlandırmamıza yardımcı oluyor.
Unilever Sürdürülebilir Yaşam Planı’nın felsefesi; “işimiz, şirketimiz büyüyecek”, “bu büyüme esnasında çevre üzerindeki etkilerimizin azaltılması sağlanacak” ve “sosyal konularda somut veriler elde edecek” olmak üzere, üç ana hedef üzerinde yükseliyor. İnanıyoruz ki, sürdürülebilirlik hem karlı, hem de doğaya ve insanlığa pozitif geri dönüş sağlayabilecek bir iş modeli… Farklı bakış açısını sağlayan bu iş modeliyle pazarlama anlayışımızdan ürün inovasyonlarına kadar tüm alanlara uzanan değişimler gerçekleştirmeyi öğrendik. Enerji ve hammadde gibi alanlarda atıkları azaltarak verimliliğimizi artırıyor ve maliyetleri düşürüyoruz. Bu da kârımızı artırmamıza yardımcı oluyor. Ürün geliştirme, tedarik ve üretim süreçlerine sürdürülebilirlik bakış açısından baktığımızda, önümüzde pek çok inovasyon fırsatı olduğunu görüyoruz. Kar amacı gütmeyen örgütler de dâhil olmak üzere, çeşitli ortaklarla işbirliği yaparak, kendi sahip olmadığımız becerilere, imkânlara ve ağlara ulaşabileceğimizi düşünüyoruz.
Unilever olarak kendimize 2020 yılına kadar gerçekleştireceğimiz hedefler koyduk. Ayrıca ana hedeflerimize ek olarak, koyduğumuz ara hedeflerle de nasıl bir ilerleme gösterdiğimizi izleme fırsatı buluyoruz. Buna göre 2020’ye kadar gerçekleştirmeyi taahhüt ettiğimiz Unilever Sürdürülebilir Yaşam Planı kapsamında; işimizi büyütürken ürünlerimizin çevresel etkilerini yarı yarıya azaltmayı, bir milyardan fazla insanın sağlık ve esenliklerini artırmak için harekete geçmesine yardımcı olmayı ve tarımsal hammaddelerimizin yüzde 100’ünü sürdürülebilir bir şekilde tedarik etmeyi hedefliyoruz.
Tüm bunları yaparken de içinde bulunduğumuz toplumlara olan pozitif sosyal faydamızı artırmak istiyoruz. Geride kalan 3 yılda, Unilever’in içinde bulunduğu eko-sistemde köklü bir değişiklik yapmak için gereken ölçek, etki, kaynak ve uzmanlığa sahip olduğumuzu gördük. Bugüne kadar olduğu gibi, Unilever’in gücünü köklü bir değişim yaratmak için kullanmaya devam edeceğiz. Bu sene ÇEVKO Vakfı tarafından ilk kez verilen “Yeşil Nokta Sanayi Ödülleri”nde “Büyük Ölçekli İşletmeler” kategorisinde ödül aldık. Sürdürülebilir Yaşam Planı ve Tedarik Zinciri’nde hayata geçirdiğimiz başarılı çevre çalışmalarıyla layık görüldüğümüz Yeşil Nokta Sanayi Ödülü, bir kez daha doğru yolda olduğumuzu gösterdi ve bizleri gelecek dönem için motive etti. İşletmelerin, sürdürülebilir bir hayat için daha fazla sorumluluk üstlenmelerinin teşvik edilmesini amaçlayan Yeşil Nokta Sanayi Ödülleri’ne layık görülmekten dolayı son derece mutluyuz.
Unilever olarak, yeşil lojistik alanında hedefleriniz neler? Çevre faktörü partner seçimlerinizi nasıl etkiliyor?
Lojistik, çevresel ayak izinin azaltılmasının sağlanabileceği en önemli alanların başında geliyor. Global olarak amacımız; 2020 yılına kadar global lojistik ağımızın CO2 salınımını, üretim hacminin artmasına karşın 2010 seviyesinde ya da daha düşük olmasını sağlamak. Bu da, CO2 verimliliğinde %40 iyileşme anlamına geliyor. Bu hedefe kamyonların kat ettiği yolu azaltarak, daha düşük emisyonlu araçlar kullanarak, demiryolu ya da denizyolu gibi alternatif ulaşım biçimlerini devreye sokarak ve depolarımızdaki enerji verimliliğini artırarak ulaşacağız.
Unilever olarak iddialı sürdürülebilirlik hedeflerimizi tek başımıza gerçekleştirmemiz elbette çok güç. Değer zincirinin tümünde birlikte çalıştığımız paydaşlarımızın bu konudaki katkısı azımsanamaz. Unilever Sürdürülebilir Yaşam Planı kapsamında 2020 için belirlediğimiz hedeflerimize ulaşmak için tedarikçilerimizle işbirliği yapmamızın önemi daha da artıyor. Bu kapsamda altyapı sağlayıcılarımız ve operatörlerimiz ile yaptığımız anlaşmalara sürdürülebilirlik konusundaki iş prensiplerimizi de dahil ediyoruz. Unilever olarak bizimle sürdürülebilirlik vizyonunu paylaşan tedarikçilerle aynı yolda yürüyor ve bu kapsamdaki çalışmalarımızı büyük bir kararlılıkla sürdürüyoruz.
YATIRIMLAR 4 YIL İÇİNDE GERİ DÖNÜYOR
Unilever’in çevreci yol haritasında hangi başlıklar yer alıyor?
Unilever olarak kurumsal amacımız, şirketimizi iki kat büyütürken çevresel ayak izimizi yarıya indirmek ve pozitif sosyal etkimizi artırmak. Ve tüm bunları gerçekleştirirken çalıştığımız her alanda köklü değişikliklerle dönüşüm yaratmak istiyoruz. Bu aslında tüm faaliyetlerimizi, iş yapış biçimimiz olarak kabul ettiğimiz sürdürülebilirlik anlayışımızla gerçekleştirdiğimiz ve gelecekte de bu şekilde ilerleyeceğimizi gösteriyor. Çevre yatırımları açısından değerlendirdiğimizde ise ülkemizde çevre yatırımlarının, sosyal sorumluluk projesi gibi algılandığını ve bu yatırımların pahalı olduğu gibi bir genel kabulün olduğunu görüyoruz. Biz yaptığımız çalışmalarla ve elde ettiğimiz sonuçlarla Unilever olarak bu önermenin tersini ortaya koyuyoruz. Düşünülenin aksine, çevre yatırımı ucuzdur diyebiliriz. Çünkü elektrik ve su tüketiminin yanı sıra atıklar azalmakta ve yapılan işin verimi artmaktadır. Ek olarak maliyetler de düşmektedir. Biz Unilever olarak çevreye yaptığımız yatırımların %90’ının 4 yıl içinde geri döndüğünü görüyoruz. Bütün bu nedenlerle iş yapış biçimimiz olarak kabul ettiğimiz sürdürülebilirlik çerçevesinde yeşil ve çevreci lojistik konularında da çalışmalarımıza ara vermeden devam edeceğiz.
3 YILDA HANGİ KAZANIMLARI SAĞLADI (2010-2013)
• Tedarik zincirinde 13,2 milyon TL tasarruf sağladı,
• Lojistik operasyonlarında 2 milyon TL’nin üzerinde tasarruf sağladı,
• 2013’te, bir ton üretimden açığa çıkan CO2 emisyonlarını 2012’ye kıyasla %5, 2008’e kıyasla düşürdü,
• Türkiye’de ürünlerinin nakliyesinden kaynaklanan CO2 emisyonlarını %9,3 oranında azalttı,
• Daha büyük kamyon kullanımı ile (%45 ila %55) 636 ton CO2 azalımı,
• Soğuk depoların yeniden tasarlanması projesiyle 103 bin ton CO2 azalımı,
• Palet yüksekliğinin artırılması 201 ton CO2 (Aşama 1) azalımı
• Konya Algida fabrikası da dahil Türkiye’deki tüm Unilever üretim tesisleri atık geri dönüşüm aktivitelerini tamamladı ve sıfır katı atık statüsünü elde etti,
• Çorlu Algida Dondurma fabrikası, su geri kazanım çalışmaları ile 30.000 m³ su tasarrufu sağladı,
• 2013 yılı boyunca geliştirilmiş ambalajlama çözümlerini uygulayarak, kullandığı ambalaj miktarını dondurmada %3,5 (335 ton), içeceklerde %2 (370 ton) azalttı,
• Lever Elida Gebze Fabrikası, her yıl tüm dünyada TPM modelini kullanarak üretkenliğini, verimliliğini ve çalışan memnuniyetini en çok artıran fabrikalara verilen TPM Mükemmellik Ödülü’nü almaya hak kazandı. Böylece 3 yıl içinde dünyanın “mükemmel” fabrikaları arasına girdi.