e
Banner


UGR, Türkiye’yi otomotiv lojistiğinde bölgesel üs haline getiriyor
United Global Ro-Ro (UGR), yenilikçi çözümler ve çevreci filo yatırımlarıyla Türkiye-Çin-Avrupa hattında güçlü bir lojistik köprü kuruyor. UGR CEO’su Tolga Emrah Gezgin, 2025 sonunda yılda 100 bin binek araç taşımayı ve karbon emisyonlarını %25 azaltmayı hedeflediklerini açıkladı.




erkportOtomotiv lojistiğinde sürdürülebilirlik ve yenilikçi hizmet anlayışıyla öne çıkan UGR, Türkiye merkezli genişleyen filosu ve entegre çözümleriyle sektörde fark yaratıyor. LNG yakıtlı gemiler ve yeni lojistik hatlar sayesinde bölgesel rekabet gücünü artıran şirket, “terzi modeli” yaklaşımlarıyla her markanın ihtiyaçlarına özel çözümler sunuyor. Türkiye-Çin-Avrupa hattında kurduğu güçlü lojistik köprüyle otomotiv ticaretinde yeni bir dönemin kapılarını aralayan UGR, 2025 yılında yılda 100 bin binek araç taşıma ve karbon emisyonlarını %25 azaltma hedefleriyle sürdürülebilir taşımacılıkta öncü olmayı amaçlıyor. UGR CEO’su Tolga Emrah Gezgin, sorularımızı yanıtladı.
 
KARBON EMİSYONUNU %25 AZALTACAK
UGR olarak otomotiv lojistiği açısından ne tür özel çözümler sunuyorsunuz? Bitmiş araç taşımacılığında hangi yenilikçi hizmetleri devreye aldınız?
United Global Ro-Ro (UGR) olarak odaklandığımız en önemli alanlardan biri, bitmiş araç lojistiğinde müşteriye özel, yüksek kapasiteli ve sürdürülebilir çözümler sunmak. “Terzi modeli” yaklaşımıyla; her markanın üretim ve dağıtım stratejisine uygun rota optimizasyonları, liman entegrasyonları ve hızlı teslimat modelleri geliştiriyoruz. Bu, yalnızca operasyonel hız değil, aynı zamanda maliyet verimliliği de sağlıyor. Türkiye, Avrupa, Asya ve Körfez rotalarındaki mevcut ağımız, ağır vasıta ve hacimli araç taşımalarında da özel çözümler sunmamıza olanak tanıyor.
Yenilikçi hizmetlerimizin merkezinde çevreci filo yatırımları yer alıyor. İlk LNG yakıtlı gemimiz UGR Al Samha’nın ardından, 2025 yazında ikinci LNG gemimiz UGR Zakher’i de devreye aldık. 7.000 CEU kapasitesiyle sektördeki en çevreci ve en yüksek kapasiteli PCTC gemilerinden biri olan UGR Zakher, yalnızca karbon emisyonunu %25 oranında azaltmakla kalmıyor; aynı zamanda yüksek hacimli araç taşımalarında hız ve güvenlik standartlarını yeniden tanımlıyor. Bu yatırımlar, global ölçekte sürdürülebilir lojistik standartlarını belirleme hedefimizin bir parçası.
 
UGR’ın ilk aşamada faaliyete geçirdiği 11 gemilik filo ile hangi hatlarda hizmet veriliyor? Bu filo yapılanması, özellikle Avrupa, Asya ve Körfez ülkeleri arasında otomotiv taşımacılığına nasıl bir katkı sunuyor?
Ortak girişimimizin başlangıcında 11 gemiden oluşan bir filo kurguladık. Bu filo; Avrupa, Akdeniz, Arap Körfezi ve Asya’yı kapsayan beş ana hat üzerinde konumlanıyor. Türkiye’den başlayarak Orta Doğu üzerinden Çin’e, Çin’den Avrupa’ya uzanan bir lojistik köprü oluşturduk. Bu yapı sayesinde hem Türk otomotiv markalarının ihracat süreçlerini hızlandırıyor hem de Çin ve Avrupa merkezli üreticilerin Türkiye üzerinden yeni pazarlara erişimini sağlıyoruz.
Filo yapılanmamızda ConRo (Container Ro-Ro), PCTC (Pure Car and Truck Carrier) ve klasik Ro-Ro gemileri yer alıyor. Bu çeşitlilik, farklı segmentlerdeki araç ve ağır yük taleplerine yanıt vermemize imkân tanıyor. Özellikle Süveyş Kanalı üzerinden optimize ettiğimiz yeni rotalar, hem süre hem de maliyet avantajı sağlıyor; bu da Türkiye’nin lojistik üs olma iddiasını güçlendiriyor.
 
DEV MARKALARA HİZMET VERİYOR
Türkiye’den Chery ve BYD gibi markaların araçlarını ve KIA, YUTONG, SANY, HYUNDAI, ZOOMLIAN gibi iş makinelerini taşıyan UGR, Çin ile Türkiye arasındaki otomotiv ticaretinde nasıl bir köprü kuruyor? Önümüzdeki dönemde bu kapsamda yeni markalar ya da güzergâhlar gündeme gelecek mi?
Türkiye, Çinli otomotiv markaları için Avrupa’ya açılan stratejik bir kapı konumunda. UGR olarak, Chery ve BYD’nin Türkiye’ye giriş süreçlerinde yalnızca taşıma hizmeti değil; liman operasyonları ve yönetimi, stok yönetimi ve teslimat optimizasyonu gibi katma değerli lojistik çözümler sunuyoruz. Ayrıca iş makinası üreten KIA, YUTONG, SANY, HYUNDAI, ZOOMLIAN gibi müşterilerimiz için de Çin’i Avrupa’ya bağlayan bir köprüyüz. Çin’den Türkiye’ye uzanan bu lojistik köprü, aynı zamanda Avrupa ve Kuzey Afrika pazarlarına erişim için de kritik bir hat oluşturuyor.
Yakın vadede yeni markaların ve alternatif güzergâhların devreye girmesi gündemimizde. Özellikle Japonya ve Avustralya limanlarını Yantai Limanı üzerinden bağlayan “İki Liman Bir Yol” projesi, Türkiye’yi Uzak Doğu – Avrupa hattında daha güçlü bir aktarma merkezi konumuna taşıyacak. 2025 sonunda bu hatta yıllık 100 binin üzerinde binek araç taşımayı hedefliyoruz.
Bununla birlikte, hizmet ağımızı genişletmek ve bölgesel erişimimizi artırmak amacıyla Arap Körfezi besleme hattını rotalarımıza dahil ettik. Bu yeni hat, Orta Doğu pazarlarına doğrudan ve hızlı erişim sağlarken, lojistik zincirimizde önemli bir esneklik ve hız avantajı yaratıyor. Böylece, müşterilerimize daha etkin ve rekabetçi çözümler sunma kapasitemiz önemli ölçüde artmış oluyor. Bunu da ilk kez şimdi ifade etmiş bulunuyoruz.
 
Ro-Ro taşımacılığına yönelik çevre dostu yatırımlarınızdan ve sürdürülebilir taşımacılık anlayışınızdan bahseder misiniz? Elektrikli araçlar ve çevreci yakıtlarla ilgili somut adımlarınız neler?
UGR olarak, sürdürülebilir deniz taşımacılığını geleceğe taşıma vizyonuyla hareket ediyoruz. Ro-Ro taşımacılığı operasyonlarımızı yalnızca hız ve verimlilik değil, çevresel sorumluluk odağında da yeniden şekillendiriyoruz. Karbon emisyonlarının azaltılması, yakıt tasarrufu ve çevresel etkilerin minimize edilmesi tüm stratejimizin merkezinde yer alıyor.
Bu doğrultuda en somut adımlarımızdan biri, LNG yakıtlı gemi yatırımlarımız. Geleneksel ağır fuel-oil yerine LNG kullanarak karbon emisyonlarında %25’e varan azalma sağlıyor, kükürt ve partikül salınımlarını neredeyse sıfırlıyoruz. Filomuza kattığımız UGR Al Samha ve 2025 yazında devreye giren ve ilk seferine de çıkan UGR Zakher isimli LNG yakıtlı gemimiz, bu yeşil dönüşümün öncü örnekleri arasında. Bu yatırımlar, yalnızca çevreci bir operasyon sağlamakla kalmayıp sektörün sürdürülebilirlik çıtasını da yükseltiyor.
Ayrıca, liman operasyonlarımızda elektrikli araç kullanımını artırıyor, dijital rota optimizasyon sistemleriyle yakıt ve zaman tasarrufu sağlıyoruz; hatta şirketimize ait özmal araçların da ’i elektrikli. Çevreye duyarlı yükleme-boşaltma teknolojileri ve geri dönüşüm odaklı atık yönetimi de sürdürülebilirlik politikalarımızın bir parçası. “Her mil, daha temiz bir dünya için atılmış bir adımdır” yaklaşımıyla çalışanlarımızdan tedarikçilerimize kadar tüm iş süreçlerimizi bu anlayışla şekillendiriyoruz.
Noatum Maritime iş birliğiyle küresel ölçekte yürüttüğümüz operasyonlarda da aynı çevreci vizyonu sürdürerek, karbon ayak izimizi ölçümleyen ve çevresel performansımızı izleyen dijital platformlara yatırım yapıyoruz. Böylece hem Türkiye’de hem de uluslararası pazarda sürdürülebilir deniz taşımacılığı konusunda rol model olmayı hedefliyoruz.
 
TEK ÇATI ALTINDA UÇTAN UCA PDI VE LOJİSTİK ÇÖZÜMLER
Erkport’un PDI hizmetleri, liman içi yönetimi ve teslimat süreçlerindeki kabiliyetleri UGR’a nasıl entegre edildi? Müşterilere daha entegre ve hızlı hizmet sağlamak adına hangi teknolojik altyapılar kullanılıyor?
Erkport’un yıllar içinde geliştirdiği PDI (Pre-Delivery Inspection) kabiliyetleri ve liman yönetim tecrübesi, UGR’ın entegre lojistik yapısının temel taşlarından birini oluşturuyor. Limanlarda araç kabulünden depolamaya, ön teslimat kontrolünden sevkiyata kadar uçtan uca yönetilen bir süreç tasarladık. Böylece müşteriler, tek bir temas noktası üzerinden tüm lojistik operasyonlarını yönetebiliyor.
UGR ile araçlar taşındıktan sonra, bu araçların limanlarımızda depolanması ve PDI hizmetlerinin verilmesiyle müşterilerimize daha geniş kapsamlı ve tek çatı altında çözüm sunuyoruz. Bu sayede hem zaman hem de maliyet avantajı sağlarken, operasyonel süreçlerin daha kontrollü ve güvenli ilerlemesini mümkün kılıyoruz.
Hız, verimlilik, şeffaflık ve güvenlik konusunda büyük fayda sağlayan teknolojik altyapıları da sistemlerimize dahil ediyor, müşteri deneyimini her gün daha iyi seviyelere çıkarmaya devam ediyoruz.
 
2025 yılı itibarıyla Ro-Ro taşımacılığı ve bitmiş araç lojistiğinde global ölçekte güçlü bir oyuncu olma hedefinizi açıklamıştınız. Bu doğrultuda UGR’ın yıl sonuna kadar ulaşmayı planladığı filo büyüklüğü, taşıma hacmi ve hat sayısı nedir?
2025 yılını, Ro-Ro taşımacılığı ve bitmiş araç lojistiğinde küresel ölçekte büyüme stratejimizin en kritik dönemi olarak konumlandırdık. Yıl sonuna kadar hedefimiz, 11 gemilik bir filomuzu beş ana hatta daha aktif şekilde konumlandırmak. Bu hatlar; Avrupa, Akdeniz, Arap Körfezi ve Asya’yı kapsayan stratejik rotalar olacak. Ayrıca yeni devreye giren LNG yakıtlı gemilerimizle birlikte hem 7.000 CEU kapasiteye kadar araç taşımacılığı sağlayacak hem de karbon emisyonlarımızı önemli ölçüde azaltacağız.
Bu büyümeyle birlikte, özellikle Çin-Türkiye-Avrupa hattındaki “İki Liman Bir Yol” projesi kapsamında yılda 100 bin binek araçlık taşıma hacmine ulaşmayı ve Türkiye’nin bölgesel lojistik üs olma rolünü güçlendirmeyi planlıyoruz.
 



SEKTÖRLER VE LOJİSTİK

  • Otomotiv
  • Enerji
  • Gıda
  • Akaryakıt
  • Tekstil
  • Kimya
  • İnşaat
  • Lastik
  • İhracat