Otomotiv sanayi pazarlarda lojistikle puan toplayacak
2012 Ocak-Ağustos döneminde 5,5 milyar dolarlık ihracata imza atan Türk otomotiv yan sanayi, yüzü Rusya, Brezilya ve Afrika ülkelerine döndü.
Yan sanayinin istikrarlı büyümesini sürdürmesinde iç içe yaşadığı lojistik sektörünün de etkin rol oynayacağını söyleyen TAYSAD Başkanı Dr. Mehmet Dudaroğlu, “Rekabetçiliğimizi korumayabilmemiz için lojistik firmalarından alternatif taşıma modları, ambalaj ve depo yönetimi konularında iyileştirmeler bekliyoruz” diyor.
Otomotiv yan sanayi son 5 yıldır riskleri dağıtmak için yeni müşteri ve pazarlarda büyüme çabasını sürdürüyor. İran, Afrika, Rusya, Amerika, Çin ve Hindistan’ı hedef pazarlar olarak seçen sektör, ihracat koşusunda 2013 yılında da sürmesi beklenen AB merkezli daralmanın etkisinde olsada umudunu kaybetmiyor ve riskleri aşmada elini güçlendirecek adımları peşi sıra atıyor.
Sektörün gelecek 10 yılı iyi kurgulanması gerektiğini söyleyen Taşıt Araçları Yan Sanayicileri Derneği (TAYSAD) Başkanı Dr. Mehmet Dudaroğlu, “Firmalarımız üretim, kalite, mühendislik gibi konularda global pazarlarla rekabet edebilecek durumda, ancak lojistik süreçlerimizdeki yüksek maliyetler nedeni ile rekabetçiliğimizi korumamız zorlaşıyor” diye konuşuyor. Otomotivin lojistik sektörü ile iç içe yaşadığını ve ortak sorunlara uygun çözümler yarattıklarını ifade ederek, en önemli beklentilerinin ‘modüler yapıda rekabetçi çözümler’ olduğuna işaret ediyor.
Türk otomotiv yan sanayinin son dönemdeki performansını ve gündemindeki çalışmaları öğrenebilir miyiz?
Otomotiv yan sanayi, ana sanayindeki ilerlemenin ve artan ihracat hacmi sonucunda hızla gelişiyor. Geniş ürün yelpazemiz, yüksek kapasitemiz ve standartlarımızla ülkemizde ve küresel pazarda üretilen araçlara, OEM ve yenileme pazarına aksam ve parça sağlıyoruz.
Sektörde OEM ve OES tedarikçisi konumunda faaliyet gösteren yaklaşık olarak 1000 firma var ve bu firmaların 310’u TAYSAD üyesidir. Üyelerimizin çalışan sayısı ise yaklaşık 100 bin kişidir. 2012 yılı Ocak-Ağustos döneminde sanayimizin toplam ihracatı, 2011 yılı aynı dönemine göre yüzde 6 oranında azaldı ve 12,7 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti. Toplam ihracatımızın 5,5 milyar dolarlık bölümünde yan sanayimizin imzası var.
Yan sanayimiz bugüne dek kalite, maliyet, teslimat performansında çok olumlu gelişmeler kaydetti. Bundan sonra bu yetkinliklerimize Ar-Ge ve tasarım kabiliyetimizi artırma konusunu eklemeliyiz. Bu konudaki en öncelikli yatırımımız da insan kaynağı konusunda olmalı... Tasarımını kendi yapabilen, yaptığı tasarımı doğrulayıp seri üretim aşamasına kadar sorunsuz hizmet veren firmalarımızın sayısını artırmalıyız. Bunu yapabilmek için de ana sanayilerle ile olan ilişkilerimizi güçlendirmeli, lokal ve küresel projelerdeki payımızı artırmalıyız.
Bununla birlikte, otomotiv sanayinin değişim aşamasında olduğunu da göz ardı etmemeliyiz. Küresel ısınma ile birlikte tüm dünyada çevresel faktörler konusundaki bilinç de, beklenti de artıyor. Bu nedenle bizler de otomotiv sanayinde araç hafifletme, yeni malzemeler ve yeni teknolojiler konusunda çalışmalarımızı artırıyoruz. Türk otomotiv sanayi bu gelişmelerdeki konumlandırmasını doğru yapıp, Ar-Ge yatırımlarını artırarak sürdürmeli ve katma değeri yüksek ürünleri üretmeyi başarmalıdır.
Otomotiv sektörü için 2012, en zor yıllardan biri olarak tarihe geçecek. Yan sanayi krizden çıkış için ne tür formüller geliştiriyor?
Özellikle Almanya dışındaki AB Bölgesi’nde yaşanmakta olan daralma, sanayimizin ihracatını doğrudan etkiliyor. İhracatta yaşanan daralmanın beraberinde ekonomiyi soğutma amaçlı yurtiçi pazardaki daralma neticesinde sanayimiz yeni yatırımlar yapma konusunda daha tedbirli davranmak zorunda kalıyor. Tedarik sanayi firmalarımız yurtdışında firma satın alma yoluyla veya doğrudan yatırım yaparak küresel pazar paylarını artırıyor. Önümüzdeki orta vadede bu yatırımların artacağını öngörmekteyiz. Özellikle tedarik sanayimizin son dört yıldan bu yana hızlandırdığı küresel markalar ile yeni pazarlarda yaptığı işbirliklerinin ihracatımıza olumlu yansımalarının olacağına inanmaktayız.
Tedarik sanayimiz yeni pazarlarda yeni müşterilerle büyüme çabamız da devam ediyor. Ülkemizin coğrafi konumu gereği önceliğimiz yakın pazarlardan başlayıp daha uzak pazarlara doğru yönelmek... Tedarik sanayimiz özellikle Rusya, İran, Afrika, Amerika, Çin ve Hindistan gibi bölgelerde faaliyetlerini artırma çabası içinde. Ancak benzer faaliyetler tüm diğer ülkeler için de söz konusu.
Sektörün %80’i lojistiği outsource ediyor
Sektör olarak lojistik süreçlerinizde nasıl bir yol izliyorsunuz? Lojistik ihtiyaçlarınızı ne oranda outsource ediyorsunuz?
Üretiminin %70’ini ihraç eden Türk otomotiv yan sanayi bu ihracatının %65’ini de AB ülkelerine yapıyor. Önümüzdeki orta vadede bu trend bu şekilde devam edecek. Lojistik ihtiyaçlar %80 seviyesinde outsource ediliyor. Karayolu taşımacılığı hala ön planda... Yurtiçi satışlarda tüm süreç sorumluluğu firmalarda iken yurtdışı satışlarda genellikle sürecin müşteri tarafından sahiplenildiği görülüyor. Demiryolu ve denizyolu taşımacılığı ise henüz istenen seviyede kullanılamıyor.
Türkiye Otomotiv Sektörü Stratejisi Belgesi ve Eylem Planı ile vites yükselten endüstrinin ‘lojistik talepler’ listesinde neler var?
Firmalarımız üretim, kalite, mühendislik gibi konularda global pazarlarla rekabet edebilecek durumda; ancak lojistik süreçlerimizdeki yüksek maliyetler nedeni ile rekabetçiliğimizi korumamız zorlaşıyor. Alternatif taşıma modları, ambalaj yönetimi, ambar yönetimi gibi konularda iyileştirmeler yapılması gerekiyor.
Öte yandan önümüzdeki yıllarda artacak üretim ve ihracat kapasiteleri doğrultusunda liman altyapı yatırımlarının iyileştirilmesi ve kapasitelerinin beklenti ile doğru orantıda artırılması, demiryolu bağlantı yollarının yapılandırılması en öncelikli konularımızdır.
“Otomotiv sanayinin 2023 vizyonu içindeki payı 75 milyar dolar olarak öngörüldü. Bu tutarda bir ihracatın gerçekleşebilmesi için öncelikle, ülkemize yeni ana sanayi yatırımlarının gelmesi gerekiyor. Özellikle ürün üzerindeki katma değeri artırmamız ve yeni pazarlarda güçlü bir konuma ulaşmamız şart…”