İsmail Gülle: Tüm kazanımlara lojistikçilerle imza attık
20/12/2021 - 10:58:00
“İhracatçılar olarak elde ettiğimiz tüm kazanımlara, en büyük paydaşımız olan Türk lojistik sektörü ile birlikte imza attık” diyen TİM Başkanı İsmail Gülle, ihracatçının da lojistikçinin de kazanacağı Türkiye Lojistik Portalı ile ürünlerin dünyanın dört bir köşesine, en uygun zamanda ve maliyetlerle ulaştırılacağını söyledi.
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) İsmail Gülle, ihracatta yaşanan gelişmeler ve lojistik süreçlere ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Dünyanın belki de yüz yılda bir karşılaşabileceği bu tür bir salgın sürecinin, oldukça dikkat gerektiren ve kendi içerisinde dinamikleri olan bir dönemdi olduğunu vurgulayan Gülle, “Dünyada globalleşme eğilimi giderek azalırken, bölgeselleşme ve yakından tedarik eğilimleri hız kazandı, tek seferde toplu ve büyük siparişler yerine, daha yakın bölgelerden, daha küçük hacimde ve parçalı siparişler giderek daha da tercih edilir hale geldi. Dünya bu süreci yönetmeye ve alışmaya çalışıyor” dedi. Pandemi sonrasında çok yoğun ve ciddi bir taleple karşı karşıya kaldıklarını ifade eden Gülle, son 12 ayın 10’unda aylık ihracat rekorları açıkladıklarını vurguladı. Eylül ve Ekim aylarında ihracatın aylık bazda 20 milyar doları aştığını ifade eden Gülle, “2010’da 95 milyon ton ihracat yaparken, bugün 172 milyon tonu aşmış durumdayız. İnşallah 2026’da, 5 sene gibi kısa bir sürede 300 milyar dolara ulaşacağız. İhraç ürünlerinin hacmi arttıkça lojistik hizmetlerine olan ihtiyaç da artıyor. İhracatçılar olarak elde ettiğimiz tüm kazanımlara, en büyük paydaşımız olan Türk lojistik sektörü ile birlikte imza attık” dedi.
‘İHRACAT MESAFEMİZ 3 BİN 137 KİLOMETREYİ BULDU’
Ocak-Ekim dönemi ihracat rakamlarının yüzde 34 artışla 181,8 milyar dolara ulaştığını belirten Gülle, sözlerini şöyle sürdürdü: “Türkiye bugün küresel ihracattan yüzde 1’in üzerinde pay alan, üretim ve ihracatta bir üst lige adım atmış bir ülke olduğunu gururla söylemek isterim. Türk bayrağını bu yıl 229 ülke ve bölgede dalgalandırırken, 187 ülkeye ihracatımızı artırdık. İhracat yapan firma sayımız da 10 ayda 87 bin 268 oldu. 15 bin 141 firmamız da ‘ihracata merhaba’ dedi. Yılın ilk 10 aylık dönemini de baz alırsak sektörlerimiz salgının küresel ticarette yarattığı daralmadan neredeyse hiç etkilenmedi ve 20 sektörümüz de rekor kırdı. Özellikle eylülde 2,6 milyar dolarlık ihracat gerçekleştiren çelik, sektörlerimiz içinde ilk kez tarihinde zirvede yer aldı. Bu sektörümüz yılın ilk 10 ayında da geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre yüzde 80,6 artışla 18 milyar 119 milyon dolarlık ihracata imza atarak da rekor kırdı. Birçoğumuzun ihracatla yeni tanıştığı 80’li yıllarda yıllık 3 milyar dolar ihracat yapılırken, bugün bu rakamı 2 günde gerçekleştirebiliyoruz. 90’lı yıllarda yıllık 15 milyar dolar ihracat yapan bir ülkeyken, bugün bu rakamı bir ayda rahatlıkla yapabilen bir ülkeyiz. Son 12 ayda 215,7 milyar dolar ihracat gerçekleştirerek yıllık ihracat hedefimiz olan 211 milyar dolara aşmayı başardık. Böylelikle Orta Vadeli Program(OVP) hedefini şimdiden yakalamış olduk. Beklentilerimizin ötesinde bir tabloyla karşı karşıyayız. İhracat ailesi, bu performansını sürdürdüğü takdirde çok daha yüksek hedeflere de kısa sürede ulaşacaktır. 2021 yılının hedefinin üzerinde inşallah çok güzel bir yerde rakamımızı geliştireceğiz. 220 milyar dolara doğru emin adımlarla ilerliyoruz. Görünen o ki bu tempoyu devam ettiğimiz takdirde 2023 yılının 242 milyar dolar olan OVP’deki ihracat hedefini 2022 yılında gerçekleştireceğiz. Bunun büyük ölçeğini ve yolunu inşallah bu sene almış olacağız. Firmalarımızın dijital dönüşümüne ve sanayide otomasyon altyapısı çalışmalarına hız vermeli ve lojistik imkanlarını çeşitlendirmeliyiz.”
Ortalama ihracat mesafesinin 3 bin 137 kilometreyi bulduğunu aktaran Gülle, tüm bu başarıların, küresel ticaretin derinden etkilendiği pandemi döneminde gerçekleştiğini vurguladı. Bu dönemde ardı ardına yaşanan talep ve arz şoklarının, küresel navlun fiyatlarını da derinden etkilediğini ifade eden Gülle, “Baltık kuru yük endeksi, pandemi öncesi dönemde 900 seviyelerindeyken; son dönemde 5650 puana kadar yükseldi. Uzakdoğu, ABD ve Afrika kıtasına yapılan taşımalarda maliyetler 2 bin dolardan 15 bin dolar seviyesine çıktı” dedi.
‘PORTAL İLE İHRACATÇI DA, LOJİSTİKÇİ DE KAZANACAK’
TİM olarak küresel navlun krizine ulusal bir çözüm üretmek adına harekete geçtiklerinin altını çizen Gülle, “Kendi lojistik kaynaklarımızın verimliliğini artıracak, ihracatçılarımız ile lojistik sektörü arasında dijital bir köprü vazifesi görecek olan Türkiye Lojistik Portalı’nı hayata geçirdik. Portalımızı, lojistik sektör temsilcileri ve ihracatçılarımızla gerçekleştirdiğimiz istişareler sonucunda nihai şekline kavuşturduk. Türkiye Lojistik Portalı ile ürünlerimizi dünyanın dört bir köşesine, en uygun araçla, en uygun zamanda, en uygun maliyetlerle ulaştıracağız. Son derece sade bir arayüzle tasarlanan portala, ihracatçılar vergi kimlik numaralarıyla üye olmak mümkün. Lojistik firmalarımız da yetki belgelerini ibraz ederek platformumuza üye olabilecek. İhracatçı, kendi yük bilgilerini platforma girerek ilan oluşturacak; lojistik sektörümüz ise bu ilanlarda filtreleme yaparak kendi hat ve programlarına uygun yükleri bulacak. Portalımıza üye olan ihracatçı da, lojistikçi de kazanacak” diye konuştu.
‘GÜVENİLİR TEDARİK EĞİLİMİNDE LOJİSTİĞİN ROLÜ BELİRLEYİCİ OLDU’
“İhracat bir takım oyunu” diyen Gülle, sözlerini şöyle sürdürdü: “Başarılı bir ihracat için, ihracata dahil olan tüm unsurların koordinasyon ve iş birliği içerisinde hareket etmesi gerekiyor. Her kademede kalite ve verimlilik önem teşkil ediyor. İhracatta, üretilen ürünün niteliği veya içeriği ne kadar belirleyiciyse, bu ürünün sevkiyatı da o derece belirleyici konumda. Küresel ticaretin bugünkü mevcut durumuna baktığımız zaman lojistik en önemli unsurlardan biri. Son yıllarda, küresel ticaretteki ana trend hızlı tedarike odaklanmış durumdaydı. Bu süreçte ürünün fabrikada mamul hale getirildikten sonra hızlı bir şekilde alıcıya ulaştırılması belirleyiciydi. Lojistik sektörü sadece ihracatçıların değil, devletlerinde en öncelikli konularından biri haline gelmişti. Pandemi döneminde her şartta yapılabilen, güvenilir tedarik eğilimi öne çıktı. Burada yine lojistiğin rolü belirleyici oldu.”
‘TÜRKİYE GÜVENİLİR TEDARİKÇİ OLARAK ÖNE ÇIKTI’
TİM Başkanı İsmail Gülle, Türkiye’nin pandeminin zorlu şartlarında üretim ve ihracatı aksatmayarak, alternatif çözümler üreterek güvenilir üretici olarak öne çıktığını söyledi. Krizde önemli fırsatlar yakaladıklarını ve bunları çok iyi değerlendirdiklerini vurgulayan Gülle, “Avrupa başta olmak üzere kısıtlamaların uzatıldığı veya artırıldığı aylarda ihracatımızdaki artış, ülkemizin artık tedarikte güvenli bir liman olduğunun göstergesi oldu. Çünkü tedarik zincirlerinde yaşanan sıkıntılar neticesinde ithalatçı ülkeler, tedarikte tek kaynağa bağımlılığın olumsuzluklarını tecrübe etti ve yeni arayışa girdi. Dünya artık tek bir bölgeden, tek bir fabrikadan çıkan ürünlere bağımlı olamayacağının farkında. Tedarik krizinin zirve yaptığı anlarda, ülkemiz alternatif bir güvenilir tedarikçi olarak öne çıktı. Bu da ihracat rakamlarımıza yansıdı” diye konuştu.
‘YENİ TİCARET ROTALARI ÖNEMLİ FIRSAT SUNUYOR’
Türk ihracatçısı için küresel ithalatında artış beklenen ülkelerin hedef pazarlar olacağını ve bu pazarlara yönelik çalışma yapılmasında fayda gördüklerinin altını çizen İsmail Gülle, sözlerini şöyle sürdürdü: “Ülkemizin merkezinde bulunduğu yeni ticaret rotaları bizlere önemli bir rol üstlenme fırsatı tanıyor. Türkiye jeopolitik konumu itibariyle lojistik sektöründe de önemli bir rol oynayan ülkelerin başında gelmektedir. Kara, hava, demir ve denizyolu taşımacılıklarının her birinde ayrı ehemmiyete sahiptir. Asya, Avrupa ve Ortadoğu’nun geçiş koridorunda yer alan Türkiye, lojistik sektöründe ayrıca oldukça avantajlı bir ülke konumundadır. Lojistik faaliyetler üzerinde yapılacak uyarlamalarla ve kapsamlı lojistik stratejileriyle rakipleri karşısında öne geçmenin mümkün olduğu, ülkeler tarafından daha açık bir şekilde anlaşılmaya başlanmıştır. Gerek İpek Yolu’na ilişkin gelişmeler gerekse Asya-Pasifik ülkelerinin ekonomik ağırlığı ve bunun Batı’ya tezahürü, merkezdeki ülke olarak Türkiye’ye jeostratejik anlamda eskisinden daha önemli bir ülke rolü biçmektedir. Ülkemiz, küresel tedarik zincirlerinin yeniden yapılanması sürecinde, Avrupa Birliği ve ABD pazarları için küresel tedarikte alternatif oyuncu konumuyla öne çıkmaktadır. En önemli pazarımız olan Avrupa için, oldukça stratejik bir tedarikçiyiz. Bunu pandemi sürecinde, çok daha net bir şekilde gördük. Elbette mevcut koşullar altında, Avrupa Birliği’ne ihracatta coğrafi yakınlık, AB standartlarına uyum, sanayideki çeşitlilik, hızlı ve esnek üretim yapısı, lojistik alt yapısı gibi güçlü yönlerimizle öne çıkıyoruz. Avrupa Birliği tedarik zincirlerindeki mevcut avantajlarımızı değerlendirerek ihracatımızı daha da üst seviyelere çıkarabiliriz. Bu süreçte ikinci önemli fırsat bölgemiz, Kuzey Amerika olarak öne çıkıyor. Mesafe ve geniş ölçekli sipariş eğilimine rağmen, mevcut dönüşüm süreci içerisinde ülkemiz adına oldukça önemli fırsatlar, Kuzey Amerika pazarında bizleri bekliyor. Zaten son yıllarda bölgeye ihracatımızda, başarılı bir performans ortaya koymaktayız.”