e


Dr. Murat Korçak: Türkiye’nin global oyunculuktaki itici gücü intermodal olacak
Türkiye’nin lojistik stratejisinde intermodal taşımacılığın merkezi bir konuma getirilmesiyle, ekonomik büyüme ve çevresel sürdürülebilirlik açısından önemli kazanımlar elde edilmesi hedefleniyor. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Ulaştırma Hizmetleri Düzenleme Genel Müdür Yardımcısı Dr. Murat Korçak, demiryolu yatırımları, Ro-Ro, Ro-La taşımalarının ivme kazanması, intermodal terminal sayısının artırılması, Yeşil Lojistik Belgesi’nin kapsamının genişletilmesi, denizyolunda hurda teşviği, AB’nin karbon nötr uygulamasının ticaret için bir tehdide dönüşmemesi için karayollarına yönelik çatı bir BM Örgütünün kurulması gibi yeni adımlarla Türkiye’nin lojistik sektörünü daha verimli ve çevre dostu bir yapıya kavuşturarak uluslararası arenada güçlü bir oyuncuya dönüşeceğini söyledi.




murat korçakİntermodali, taşımacılık süreçlerinin otomasyonu olarak tanımlayan Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı (UAB) Ulaştırma Hizmetleri Düzenleme Genel Müdür Yardımcısı Dr. Murat Korçak, bu alana yönelik yapılan düzenlemeleri, verilen teşvikleri, atılacak yeni adımları ve Türkiye’nin intermodal taşımacılığına yönelik gelecek hedeflerini UTA Lojistik’e anlattı. 
 
Diğer taşıma modlarıyla kıyaslandığında intermodal taşımacılığın sağladığı avantajlar nelerdir?
İntermodal taşımacılık, yükleri taşıma modları arasında kolayca aktarmayı sağlayan bir sistemdir. Bu, yüklerin taşıma sırasında herhangi bir hasara uğramadan veya elleçleme gerektirmeden bir moddan diğerine geçmesini mümkün kılar. Her ne kadar intermodal taşımacılık denince akla ilk olarak konteyner kullanımı gelse de intermodal taşımacılık birimleri (ITU'lar) olarak adlandırılan ana türler konteynerler, swap-body, römork ve yarı römorklardır. Bu bakımdan farklı yük taşıma modlarının avantajlarının bir arada kullanılarak maliyet, çevre ve verimlilik açılarından fayda sağlanması hedeflenmektedir. Ayrıca, intermodal taşımacılık ile yük taşımacılığının gümrük, depolama, elleçleme gibi birçok temel süreçlerinin kolaylaştırılması sağlanır. Yük elleçleme ihtiyacı azaltıldıkça, güvenlik artırılır, hasar ve kayıplar önlenir ve taşımacılık süreci hızlanarak daha verimli hale gelir. Süreçler dijital olarak takip edildiğinden optimizasyon çalışmaları yürütülerek taşımacılık verimi sürekli arttırılabilir. Sonuç olarak intermodal, taşımacılık süreçlerinin bir nevi otomasyonudur. 
Ancak, ülkemizde başat ulaşım modu karayolu taşımacılığıdır. Bunun en büyük nedeni yük taşımak için en esnek mod olmasıdır. Çünkü kapıdan kapıya bir yolculuk sunar. Birçok mal türü için, uzun mesafelerde bile genellikle en hızlı ve en ucuz teslimat yöntemidir. 
Her ne kadar, intermodal yük taşımacılığı daha çevreci olsa da sanılanın aksine ortalama olarak karayolu alternatifine göre yüzde 56 daha pahalıdır(1). Bu fark zaman kaybı maliyeti ve yükleme kapasitesi kaybından kaynaklanır. Çünkü, karayolunun aksine, taşımanın demiryolu ve denizyolu ayakları daha yavaştır ve daha az esneklik sunar. Ayrıca, intermodal taşımacılık her sevkiyat noktasında elleçleme için özel altyapılar gerektirirler. 
Artan çevresel hassasiyetler ve Avrupa Birliği düzenlemeleri, intermodal taşımacılığın teşvik edilmesini amaçlamaktadır. Bu nedenle tek bir taşıma modunun kullanılması yerine birçok modu birleştiren intermodal taşımacılık ülkemizde yükselen bir değer olarak ortaya çıkmaktadır.
Sonuç olarak, intermodal taşımacılık daha iyi bir güvenlik ve çevresel performans sunarak yoğun yollardaki baskıyı azaltabilmektedir. Intermodalite, farklı taşıma modlarının göreli güçlerinden yararlanmayı ifade etmektedir. Bu bakımdan çalışmalarımızda öncelik verdiğimiz bir konudur. 
 
TAŞIMACILIKTA DEĞİŞİM DEVAM EDİYOR 
AB Yeşil Mutabakatı sonrası daha fazla konuşulur hale gelen intermodal taşımacılık yük taşımacılığı içinde nasıl bir pay alıyor? Net sıfır hedefi bu pazarın gelişimini nasıl etkiledi?
Avrupa Birliği taşımacılık verilerini incelediğimizde karayolu taşımacılığı payının 2010-2020 yılları arasında yüzde 75’lerden yüzde 78’lere yükseldiği, demiryolu payının yüzde 17’lerden yüzde 15’e gerilediği, iç suyolu taşımacılığının ise yüzde 8’lerden yüzde 7’lere gerilediği görülmektedir(1). AB Yeşil Mutabakatı'nın ardından çevreci hassasiyetler artmış olsa da daha çevreci taşıma modlarına göre karayolunun payı az da olsa artış göstermiştir. E-ticaretin artışı ve daha hızlı teslimat talepleri, karayolunun tercih edilmesindeki artışı açıklayabilir. 
Şu anda, ulaşım sektörü Avrupa'daki sera gazı emisyonlarının neredeyse dörtte birini oluşturmaktadır. Bu miktarın yaklaşık üçte biri, karayolu taşımacılığından kaynaklanmaktadır. Avrupa Birliğinde diğer ekonomik sektörlerin aksine, ulaşım sektöründeki CO2 emisyonları azalmamış, 1990 ile 2019 yılları arasında yüzde 24 artmıştır(1). 
Avrupa Yeşil Mutabakatında, ulaşım kaynaklı sera gazı emisyonlarında 2050 yılına kadar yüzde 90 azalma talep edilmektedir. Böylece Paris İklim Anlaşması ile uyumlu olarak AB'nin 2050 yılına kadar iklim nötr bir ekonomi haline gelmesi hedeflenmektedir. Bu hedefe hukuki mesnet oluşturmak amacı ile 2020 yılında Sürdürülebilir ve Akıllı Mobilite Stratejisini yayımlamıştır. Ayrıca, 2013 yılında kabul edilen Trans-Avrupa Ulaşım Ağı (TEN-T) ile altyapı ile ilgili yönler düzenlenmekte buna ek olarak, intermodal yük taşımacılığı için 1992 tarihli Kombine Taşımacılık Direktifi bulunmaktadır. Ayrıca, mevcut ETS Direktifi 2023 yılında revize edilerek 2027 de uygulanmaya başlayacak ETS2 adlı yeni bir emisyon ticareti sistemi oluşturulmuş, karayolu taşımacılığında kullanılan yakıt kapsam altına alınmıştır. Avrupa Birliği iklim nötr olmak adına yavaş ama emin adımlar ile ilerlemekte ve taşımacılık sektöründe değişime devam etmektedir.
 
RO-RO VE RO-LA TAŞIMALARI İVME KAZANACAK 
Türkiye’deki tablo nedir? 
Dış ticaret kapsamında 2023 yılında 14,3 milyar ton yük taşınmıştır. Bu yükün yüzde 86’sını oluşturan 12,4 milyar tonu denizyolu ile taşınmıştır(2). 2023 yılında limanlarımızda elleçlenen konteyner miktarı bir önceki yıla göre yüzde 1,5 artarak 12 milyon 556 bin 401 TEU olarak gerçekleşmiştir. Bu miktar limanlarımızda tüm elleçlenen yükler içinde konteynerlerin tonaj cinsinden yüzde 12’lik bir payı olduğunu göstermektedir. Ayrıca, 2023 yılında 704 bin ağır vasıta Ro-Ro ile yurtdışına taşınmıştır(2).
Demiryolu taşımalarına bakarsak 2023 yılında demiryolları ile 1,2 milyon TEU konteyner taşınmıştır. Verileri karşılaştırdığımızda demiryolu ile denizyolunun yaklaşık onda biri kadar bir konteyner taşımacılığı yapıldığı görülmektedir(3). Demiryolu ile taşınan yükleri tonaj olarak incelediğimizde 2023 yılında, 5,3 milyon tonu özel sektör (Körfez, Omsan) olmak üzere, toplam 32,4 milyon ton yük taşınmıştır. Karayolu rakamlarına bakarsak sınırlarımızdan 2023 yılında 3,7 milyon römork, yarı römork veya konteyner taşıyan kamyon hareketi olmuştur(3).
Bu kapsamda Avrupa Birliğinin sınırda karbon düzenlemeleri ve AB yeşil mutabakatı kapsamında karayolu taşımacılığımız başta olmak üzere maliyet arttırıcı bazı önlemler getirebileceği görünmektedir. Karayolu taşımacılığı özelinde gelebilecek maliyet artışlarının taşımanın diğer taşıma modlarına kayması ve intermodal taşımacılığın artmasına neden olacaktır. Hali hazırda geçiş belgeleri kota sorunları ve sınır kapılarındaki uzun beklemeleri aşmak adına Ro-Ro hatları aktif olarak kullanılmakta ayrıca Ro-La operasyonları da Avrupa taşımalarında kullanılmaya başlanmıştır. Türk lojistik sektörü çok dinamik ve rekabetçi bir sektör. Avrupa net sıfır hedefi doğrultusunda ben ülkemizdeki Ro-Ro ve Ro-La taşıma rakamlarının artacağını düşünüyorum. 
 
AB’NİN KARBON NÖTR TEHDİDİ ÇATI ÖRGÜTLE BERTARAF EDİLECEK 
Türkiye’de intermodal, multimodal ya da kombine taşımacılık gibi çevreci taşımacılık modlarının geliştirilmesine adına atılan adımlar neler?
Özellikle demiryolu altyapısının modernize edilmesi Bakanlığımızca önceliklendirilen bir husustur. Ülkemizdeki mevcut 11 bin 668 km olan konvansiyonel demiryolu hattımızın 2053 yılına kadar 28 bin 590 km’ye çıkartılması hedeflenmektedir. Buna ek olarak demiryolu hatlarının yük taşımalarındaki ortalama hızlarının arttırılması gerekmektedir. Yüksek hızlı tren ile yolcu taşımacılığında yapılan hamlenin bir benzerinin de yük taşımacılığı için yapılması gerekmektedir. 
Ülkemizde iltisak hatları ağlarının geliştirilmesi için önemli yatırımlar yapılmaktadır. Şu anda 312 iltisak hattı bulunuyor ve bu hatların sayısı ve kalitesi artırılarak, limanlar ve sanayi bölgeleri arasında daha güçlü bağlantılar kurulması hedefleniyor. 12. Kalkınma Planımızda toplam iltisak hattı uzunluğunu 652 km’ye çıkarma hedefi belirlenmiştir. 
Türkiye’de lojistik merkezlerin kurulması da intermodal taşımacılığın gelişimini destekleyen önemli bir adımdır. Bu lojistik merkezler, yüklerin farklı taşıma modları arasında kolayca transfer edilmesine imkân verir ve böylece hem zaman hem de maliyet tasarrufu sağlanır. Ülkemizde devlet eliyle demiryolu hatlarımız üzerinde 12 adet lojistik merkez inşa edilmiştir. Bu sayının 25’e çıkarılması için gerekli projelendirme yapılmış 10 adet lojistik merkezin çalışmaları şu an devam etmektedir. Ancak, mevcut 12 lojistik merkezin toplam kapasitesine göre, 2023'te sadece 5,5 milyon ton yük elleçlenmiş ve bu rakam kapasitenin çok gerisindedir. 
Bunun tam tersine Ankara Lojistik Üssü veya Manisa Organize Sanayi (MOS) Lojistik Merkezi gibi özel sektör girişimi ile kurulmuş ve işletilen merkezler intermodal operasyonlar için önemli taşıma rakamlarına ulaşmaktadırlar. Gündemimizdeki taslak Lojistik Merkezler Hakkında Yönetmelik ile verimli intermodal terminallerin sayısını arttırmayı hedefliyoruz. 
Ayrıca, önemli bir sorun olarak karayolu sektörü kurallarını ve standartlarını düzenleyen IMO veya ICAO gibi uluslararası çatı bir örgütün ve global uygulanan uluslararası sözleşmelerin olmamasının eksikliğini yaşıyoruz. Şu an karayolu taşımacılığı kuralları AB’nin bölgesel kurallarının yakın coğrafyalarda da uygulanması şeklinde ilerlemektedir. Bu nedenle de sürücü vizeleri, geçiş belge kotaları problemleri gibi kronik çözülemeyen konular ile mücadele etmek durumunda kalıyoruz. 
Oysaki denizcilik veya havacılık sektörlerinde vize veya kota sorunlarının olmamasının nedeni bu konuların tüm ilgili devletlerin taraf oldukları uluslararası sözleşmeler ile standartlarının belirlenmiş olmasından kaynaklanmaktadır. Sonuç olarak, Bakanlık olarak karayollarını düzenleyen çatı bir Birleşmiş Milletler Örgütünün kurulması için girişimlerde bulunuyoruz. Bu şekilde AB’nin karbon nötr uygulamalarının ticaretimiz için bir tehdit olarak ortaya çıkmasının önüne geçmek istiyoruz.
 
YEŞİL LOJİSTİK BELGESİ’NİN KAPSAMI GENİŞLETİLECEK 
İntermodal taşımacılığın geliştirilmesi adına kamu tarafından verilen destekler neler? 
Kombine taşımacılık faaliyetlerine yönelik teşvikler, taşıma yöntemlerini entegre ederek verimliliği artırmayı hedefleyen bir dizi destek içermektedir. 2022'de yürürlüğe giren Kombine Taşımacılık Yönetmeliği ile kombine taşımacılık faaliyeti yürüten taşıma işleri organizatörlerine Yeşil Lojistik Belgesi düzenlenmeye başlanmıştır. Yeşil Lojistik Belgeli işletmelere çeşitli indirimler ve destekler sunmakta, taşıma yetki belgeleri ve taşıt kartı ücretlerinde ciddi indirimler sağlamaktadır. Bu teşviklerin kapsamı, önümüzdeki dönemde karayolu, demiryolu ve denizyolu taşıma sahiplerini de kapsayacak şekilde genişletilecek ve sektördeki gelişime katkı sağlanacaktır.
Denizcilik Genel Müdürlüğü, hurda teşvikleriyle eski gemilerin yerine çevre dostu alternatif yakıt kullanan yeni gemilerin inşasını teşvik etmektedir. Bu destek, gemi inşası ve dönüşümü için nakdi ödemelerle, yerli katkı oranı ve çevre dostu enerji sistemleri kullanan gemiler için farklı oranlar belirlenerek uygulanmaktadır.
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, lojistik ve taşımacılık sektöründeki sürdürülebilir yatırımları teşvik etmektedir. Bölgesel teşvikler ve stratejik yatırımlar kapsamında, demiryolu, denizyolu ve elektrikli taşıma araçları gibi projeler teşvik edilmekte, sanayi sektöründe vergi ve sigorta desteği gibi avantajlar sunulmaktadır. Bakanlık, bu teşvikleri, özellikle Yeşil Lojistik Belgesi sahiplerine öncelik vererek, sektörde sürdürülebilir büyümeyi teşvik etmeyi hedeflemektedir.
Ticaret Bakanlığı, hizmet ihracatını desteklemek amacıyla lojistik sektörü de dahil olmak üzere çeşitli hizmet sektörlerine yönelik teşvikler sunmaktadır. İhracata yönelik hazırlık, pazarlama ve markalaşma aşamalarında çeşitli finansal destekler sağlanırken, lojistik sektörü için özellikle yurt dışı lojistik ağları kurulmasına yönelik destekler verilmektedir. Ayrıca, ihracatın etkinliğini artırmak amacıyla sanal fuar katılımları ve pazara giriş faaliyetlerine yönelik dijital destekler de sunulmaktadır. Bu teşvikler, sektördeki rekabet gücünü artırmayı ve küresel pazarlarda etkinliği güçlendirmeyi amaçlamaktadır.
Kısa vadede intermodal taşımacılığa verilebilecek önemli bir kolaylaştırma olarak karayolu taşımacılığındaki ağırlık ve boyut düzenlemelerinin revize edilmesi öne çıkmaktadır. Bilindiği üzere ulusal mevzuatımız bu konuda 1996 tarihli AB mevzuatı esas alınarak uygulanmaktadır. Ancak üye devletlerin bir kısmında ulusal politikalar ile bu değerlerin farklı uygulandığı bilinmektedir. Bu bakımdan ulusal taşımalarda intermodal birimlerin kullanıldığı taşımalar için bir teşvik sunarak, ek uzunluk ve ağırlık izni verilmesi gerekmektedir. Tabii ki yol yapısına zarar vermeyecek ve trafik emniyetini aksatmayacak rotalar ve zaman aralıkları ile sınırlandırılmış olarak verilecek izinlerin ülkemizdeki taşıma kapasitelerinin artması ve maliyetlerin düşmesi bakımından önemli bir etkisi olacaktır.
 
‘TÜRKİYE’Yİ ÖRNEK ÜLKE HALİNE GETİRECEĞİZ’ 
İntermodal taşımacılık pazarını etkileyen yeni trendler neler? Pazarın geleceği ve büyüklüğüne ilişkin neler söylemek istersiniz?
Günümüzde lojistik sektörünü yönlendiren iki ana trend vardır: Birincisi çevre dostu, karbon nötr taşımacılığa geçiş, ikincisi ise dijitalleşme ve otomasyon teknolojilerinin rekabetteki artan rolüdür.
Akıllı lojistik çözümleri, yük hareketlerinin izlenmesini kolaylaştırırken, maliyet ve zaman tasarrufu sağlamaktadır. Özellikle blok zincir (blockchain) teknolojisi, taşımacılık süreçlerinin şeffaflığını artırmakta ve tedarik zincirinde veri güvenliğini sağlamaktadır. Örneğin, blok zincir teknolojisi sayesinde yüklerin gerçek zamanlı takibi yapılabilmekte ve süreçler daha verimli bir şekilde yönetilebilmektedir. Yapay zekâ destekli analizler de talep tahminlerini daha doğru yaparak kaynakların daha verimli kullanılmasına olanak sağlamaktadır.
İntermodal taşımacılık, çevre dostu bir taşıma modu olarak öne çıkmaktadır. Türkiye’de intermodal taşımacılığın gelişmesi için yapılan yatırımlar ve verilebilecek teşvikler hem çevresel sürdürülebilirlik hem de ekonomik verimlilik açısından büyük önem taşımaktadır.
Özellikle yeşil lojistik ve dijitalleşme alanındaki yatırımlarımızla Türkiye’yi bu alanlarda bir örnek ülke haline getirmek en büyük hedefimizdir. 655 Sayılı KHK’da yapılan değişiklik ile; Bakanlığımız Ar-Ge Bütçesi ile demiryolu ve denizcilik sektöründe tüm Ar-Ge Projelerine destek verilebilmesi ve bu alanlarda dijital dönüşüm ve sıfır emisyon hedeflerinin gerçekleştirilebilmesi için gerekli düzenleme yapılmıştır. Limanlar Kanunu’nda yakın zamanda yapılan değişiklikle, ticari gemiler için saldıkları sera gazı emisyonlarının karşılığı AB Emisyon Ticaret Sistemi karbon fiyatları temel alınarak bedel alınacak, tutarlar yeşil denizcilik Ar-Ge çalışmalarının desteklenmesinde kullanılacaktır.
Sonuç olarak, Türkiye’de intermodal taşımacılığın teşvik edilmesi, lojistik süreçlerin çevreci ve ekonomik bir yapıya bürünmesini sağlarken, ülkenin sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşmasına da katkıda bulunmaktadır. Türkiye, lojistik sektörünü daha verimli ve çevre dostu bir yapıya kavuşturmak için yaptığı yatırımlar ve uyguladığı teşviklerle, uluslararası arenada daha güçlü bir oyuncu olma yolunda ilerlemektedir. Gelecekte, Türkiye’nin lojistik stratejisinde intermodal taşımacılığın daha da merkezi bir konuma gelmesi ve bu doğrultuda atılacak yeni adımlar sayesinde hem ekonomik büyüme hem de çevresel sürdürülebilirlik açısından önemli kazanımlar elde edilmesi öngörülmektedir.
 
(1) EU Intermodal freight transport 2023 raporu 
(2) https://denizcilikistatistikleri.uab.gov.tr/ 
(3) https://uhdgmistatistik.uab.gov.tr/ 
 



SEKTÖRLER VE LOJİSTİK

  • Otomotiv
  • Enerji
  • Gıda
  • Akaryakıt
  • Tekstil
  • Kimya
  • İnşaat
  • Lastik
  • İhracat