Karayolu Taşımacılığı Sektöründe İstihdam
Uluslararası Nakliyeciler Derneği’nin ‘Karayoluyla Uluslararası Eşya Taşımacılığı Sektörünün Analizi’ raporu sektördeki istihdam ve eğitim düzeyi konularında önemli ipuçları veriyor. Rapora göre, sektördeki istihdam oranı 70 bin civarında. Bu rakamın 30 bin 907’sini sürücüler oluşturuyor. Sürücülerin toplam çalışan sayısındaki payı ise yüzde 60. Rapora göre, sektörde nitelikli istihdam oranı artsa da sorun olmayı sürdürüyor. Raporun sonuçlarına göre sektörel istihdamda yüzde 69.5 oran ile en yaygın eğitim düzeyini lise mezunu çalışanlar oluşturuyor.
Uluslararası Nakliyeciler Derneği (UND) ‘Karayoluyla Uluslararası Eşya Taşımacılığı Sektörünün Analizi’ni yaptı. Türkiye çapında uluslararası eşya taşımacılığı firmalarının kayıtlı olduğu 40 ilde, söz konusu illerde bulunan toplam 20 üniversitede lojistik bölümlerinde öğrenim gören 100’ü aşkın öğrenci tarafından bin 357 sektör firmasının yetkilisiyle yüz yüze gerçekleştirilen anketler yoluyla sektörün profili çıkarıldı. Analiz çalışmalarında yapılan ön elemede bin 247 anlamlı örneğin elde edildiği çalışmada, 270 bin adet henüz işlenmemiş ham veri elde edildi. Uluslararası karayolu taşımacılığı yapan firmaların bölgelere göre coğrafi dağılımı, araç filosu, teknoloji kullanımı gibi konularda sektörün analizinin yapıldığı çalışma; sektördeki istihdam ve eğitim düzeyi konularında da önemli ipuçları veriyor.
TOPLAM PERSONELİN YÜZDE 60’INI SÜRÜCÜLER OLUŞTURUYOR
Firmaların istihdam oranları ve çalışan sayılarının da çıkartıldığı rapora göre; sektördeki istihdam oranı 70 bin civarında. Bu rakamın 30 bin 907’sini sürücüler oluşturuyor. Sürücülerin toplam çalışan sayısındaki payı ise yüzde 60. Sektör firmalarının sürücü istihdam oranı ise yüzde 84.9. Hiç sürücü çalıştırmayan ya da %1’den az sürücü istihdam eden firmaların oranı %6.6.
Raporda; sektör firmalarının yüzde 83.7’lik çoğunluğunda çalışan sayısının 50 kişinin altında olduğu dikkat çekiyor. 101-500 arasında çalışanı olan firmaların oranı yüzde 5.3, 51-100 arasında çalışanı olan firma oranı ise yüzde 9.6; ‘çalışan sayısı’ bakımından KOBİ niteliğinde olduğu söylenebilecek firma sayısı yüzde 94 civarında.
Sektör firmalarındaki çalışan sayılarının bölgesel dağılımına bakıldığında, en fazla istihdamın yine Marmara Bölgesi’nde olduğu, onu Akdeniz ve Güneydoğu Anadolu’daki firmaların izlediği görülüyor. Yoğunluk bakımından da Marmara Bölgesi 101-500 arası çalışanı olan 25 firmaya ve 2000’in üzerinde çalışanı olan 2 firmaya ev sahipliği yapıyor.
Araştırmaya katılan firmaların sürücü dahil personel sayısı bakımından yüzde14’ünü kadın, yüzde 86’sını erkekler oluşturuyor. Sürücüler çıkarıldığında ise kadın çalışan sayısının oranı yüzde 34. Yüzde 14’lük kadın personel sayısı; sektörün fiziksel emek yoğun olmasından da kaynaklanan cinsiyet ayrımcılığının, küreselleşme ve değişen sosyal değerlere rağmen bir ‘sektörel önyargı’ temelinde sürdüğünü gösteriyor. Sektör firmalarının çoğunluğunda (% 28) kadın çalışan sayısının %1’den az olduğu; yine sıklıkla (% 22.2) % 5 -% 10 arasında kadın çalışan istihdam edildiği göze çarpıyor. % 50 ve fazla kadın çalışan istihdamı sektörde sadece % 4.5. Kadın çalışanların genel pozisyonları sekreterya, ofis/büro yönetimi ve insan kaynakları ile ilgili pozisyonlarda yoğunlaşıyor.
FİRMALARDA ÇALIŞAN KADIN YÜZDESİNE GÖRE DAĞILIM
ALAYLILARIN YERİNİ
ÜNİVERSİTE MEZUNLARI ALIYOR
Sektör firmalarında istihdamın bir başka boyutunu da eğitim düzeyi oluşturuyor. Raporun sonuçlarına göre sektörel istihdamda yüzde 69.5 oran ile en yaygın eğitim düzeyini lise mezunu çalışanlar oluşturuyor. 2000 yılından bugüne gelindiğinde, halen Türkiye çapında lojistik bölümü bulunan toplam 48 üniversite ve 50 meslek yüksekokulunun bulunuyor olması, sektöre nitelikli insan kaynağının girişinin hızlandığını, iş alanlarının genişlediğini gösteriyor.
Rapordaki bulgulara göre; ön-lisans mezunları da eklendiğinde sektörde istihdam edilmekte olan yüksek öğretim mezunu çalışan oranı yüzde 30’u geçmiş durumda. Bu oran, yakın zamana dek ‘alaylı’ tabir edilen bir kesimin yerinin, hızla üniversite mezunu, teknik bilgi ve beceriye, aynı zamanda güncel gelişmeleri takip edebilen, küresel vizyon sahibi nitelikli insan gücünün almaya başladığına işaret ediyor.
Sektör firmalarında istihdam edilen “lojistik bölümü mezunu” personelin coğrafi bölgelerimize göre dağılımına bakıldığında, “lojistik bölümü mezunlarının” en fazla Marmara Bölgesi’nde istihdam edildiği görülüyor. Örneğin; lojistik yüksek öğretiminin başlangıç düzeyinde olduğu Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde sektördeki açığın işletme mezunları ile kapatılmaya çalışıldığı görülüyor.
ÇALIŞANLARIN TAHSİL DURUMUNA GÖRE DAĞILIMI
Sektör firmalarında istihdam edilen mavi yakalı personel toplam istihdamda yüzde 69 gibi büyük bir paya sahip, Beyaz yakalı personel oranı ise yüzde 31.Sektörde istihdam edilen personelin yüzde 37’sini iktisadi ve idari bilimler kapsamında eğitim veren işletme bölümü mezunları oluşturuyor.
BÜYÜK ÇOĞUNLUĞU MÜHENDİSLİK BÖLÜMÜNDEN MEZUN
Sektörel yüksek öğretim alanının, sektörün ihtiyaçlarını karşılamaktan uzak olduğu gerçeğini ortaya koyan önemli bir gösterge sektördeki üniversite mezunu çalışanlar içinde lojistik bölümü mezunu olanların oranı. Lojistik bölüm mezunu istihdamı oranı sektörde sadece ile sınırlıyken, işletme mezunu çalışanların sektör firmalarının ihtiyaç duyduğu insan kaynağını sunmaya daha yakın oldukları gerçeği dikkat çekiyor. Yaygın kanının aksine, sektörde istihdam edilen personelin büyük bir çoğunluğu mühendislik bölümü mezunları değil, yine iktisadi ve idari bilimler kapsamında eğitim veren işletme bölümü mezunlarından oluşuyor.
Araştırmaya katılan sektör firmalarında beyaz yakalı nitelikte görev yapan çalışanlar arasında mevzuat gereği ‘Üst Düzey Mesleki Yeterlilik Sertifikası’ sahibi olarak istihdam edilen çalışanların oranı yüzde 11, Orta Düzey Yönetici MY belgeli çalışan oranı ise yüzde 12 ile sınırlı. Ancak Karayolu Taşıma Yönetmeliği kapsamında faaliyet gösteren tüm firmaların bu mesleki yeterlilik belgelerine sahip en az 1’er personel bulundurmak zorunda oldukları düşünülürse, sektörde hala ÜDY belgeli personel yetersizliği olduğu söylenebilir.
Rapora göre; profesyonel sürücülerin yüzde 11,5’inin mesleki yeterlilik belgesi olan SRC belgesini almadığı görülürken; yüzde 11,5’lik kısmının tehlikeli madde taşıma belgesine sahip olduğu görülüyor.
YABANCI DİL ORANI YETERSİZ
Uluslararası faaliyet gösteren sektörde yabancı dil bilgisi sadece bir pazarlama aracı olmaktan öte, şirketin genel operasyon kabiliyetini ve başarısını doğrudan etkileyebilen bir unsur olarak öne çıkıyor. Ancak bu oranın sektörde hala çok düşük olduğu görülüyor. Herhangi bir yabancı dil bilgisi olmayan çalışan sayısı yüzde 79,4 oranında. Sadece beyaz yakalı statüsündeki çalışanlar değerlendirildiğinde, yabancı dil bilen çalışan oranının (yüzde 37) nispeten olumlu değerlendirilebileceği söylenebilir. Yabancı dil bilen insan kaynağı ağırlıklı olarak Marmara Bölgesi’nde yoğunlaşmış durumda.
Firmaların mesleki ve teknik eğitime verdiği önemin göstergelerinden biri de firmaların da yeni mezun öğrencilere stajyerlik imkanı tanımaları. Ancak, sektör-üniversite işbirliklerinin çok gelişmiş olmadığını gösteren bir oran olarak, bu oran da ancak sektör şirketlerinin yarısına tekabül ediyor.
ÇALIŞANLARIN TAHSİL DURUMLARINA GÖRE DAĞILIMI (%)