HOYER için doğunun merkezi Türkiye olacak
80’den fazla ülkede kimya sektörünün lojistik servis sağlayıcısı olan Hoyer, Türkiye’deki büyüme hedeflerini yüksek tutuyor. Dünyada kimyevi madde üretiminin doğuya doğru kaydığını belirten Aktifsped Uluslararası Nakliyat Satış Müdürü Buğra Saraçoğlu, “Hedefimiz Türkiye’yi Hoyer açısından doğuya yönelik taşımalar için bir merkez haline getirmek” diyor.
Faaliyetlerini 1946 yılından itibaren kesintisiz şekilde sürdüren Hoyer, sıvı ürünlerin kara, deniz ve demiryoluyla taşınmasında dünya çapında pazar lideri firmalar arasında yer alıyor. Dünyada 80’in üzerinde ülkede kendi ofis ve acenteleri ile hizmet veren ve geçtiğimiz yılı 1,1 milyar euronun üzerinde konsolide ciro ile kapatan Hoyer, dökme kimya, gıda, gaz ve petrol ürünlerinin taşınmasına ilişkin operasyonlarını filosundaki 33 bin adet ISO tank konteyner ile gerçekleştiriyor. Gerek kapasite, gerekse de işlem hacmi açısından kendi alanında Avrupa’nın en büyük lojistik servis sağlayıcıları arasında yer alan şirket, Türkiye’ de ise 1997 yılından bu yana faaliyet gösteriyor. Uzun yıllar süren işbirliğinin neticesinde 2012 yılında Aktifsped Uluslararası Nakliyat’ın çoğunluk hissesini satın alan Hoyer, bu ortaklığın yarattığı sinerjiyle Türkiye pazarında büyümesini sürdürüyor.
HİZMET YELPAZESİNİ GENİŞLETECEK
Filolarında bulunan 60’ın üzerinde özmal araçları ve deneyimli kadrolarıyla ağırlıklı olarak çok uluslu kimya firmaları ile büyük yerel kimya, gıda ve gaz üreticilerine hizmet verdiklerini belirten Aktifsped Uluslararası Nakliyat Satış Müdürü Buğra Saraçoğlu, “Hedeflerimiz arasında Hoyer’in dünyada diğer temel iş kolları arasında yer alan akaryakıt ve petrol ürünleri taşımacılığındaki başarı ve tecrübesini Türkiye’de taşımak yer alıyor” diyor. Kimya sektörüne global çapta hizmet verdikleri için zaten ADR ve tehlikeli madde taşımacılığı alanında çok ciddi bir bilgi birikimine sahip olduklarının altını çizen Saraçoğlu, “ADR’nin Türkiye’deki uygulama sürecinin öncesinde dahi firmamız bünyesinde gerekli kural ve prosedürler tanımlanmış ve uygulanmaktaydı. Bu da elbette bizim açımızdan oldukça kolay bir geçiş süreci yaşanmasına ve müşterilerimize karşı sorumluluğumuzu tam olarak yerine getirebilmemize yardımcı oldu. Bu bağlamda müşterilerimize her zaman için SEÇ-G kurallarına tam uygunluğu vaat etmekteyiz. Firmamız açısından esneme payımızın olmadığı bu alandaki ısrarımız ve yüksek kalitemiz bize her zaman için olumlu geri dönüşler sağlıyor. Her şeyden önce yapıyor olduğumuz işe, insan ve çevreye olan saygımız bunu gerektirmekte” diyor.
Türkiye’de kimya sektörünün gösterdiği yüksek performansla ihracatta ikinci sıraya yükseldiğini vurgulayan Buğra Saraçoğlu, şunları aktarıyor: “Hoyer olarak zaten bu pazarın merkezinde yer alıyoruz. Avrupa’ya yönelik ithalat ve ihracat taşımalarının yanı sıra, her geçen gün özellikle yurtiçi taşıma pazarındaki payımızı da artırıyoruz. Bu yüksek rekabet alanında ekipman kalitemiz ve hizmet sürekliliğimiz ile müşterilerimiz için fark yaratıyoruz. Dünyada kimyevi maddelerin üretimi her geçen gün doğuya doğru kayıyor. Bizim de orta vadedeki hedefimiz Türkiye’yi Hoyer açısından doğuya yönelik taşımalar için de bir merkez haline getirmek. Bölgedeki siyasal iklimin yumuşaması ve istikrarın artması taşıma trafiğini de olumlu yönde etkileyecektir.” Kimya sektörüne yönelik yatırımlar arttıkça, özellikle taşıma modları arasında geçişe olanak sağlayan ISO tank konteyner taşımacılığının öneminin daha da arttığını belirten Saraçoğlu, bu noktada global bir tank konteyner operatörü olarak Hoyer’in ADR’ye tamamen uygun ekipman parkı, eğitimli ve tecrübeli personeli ve kuvvetli finansman yapısı ile Türkiye kimya sektörü açısından en öncelikli tercih edilen lojistik servis sağlayıcılar arasında olmaya devam edeceğinin altını çiziyor.
ÇEVRECİ YATIRIMLAR YAPIYOR
Filolarında bulunan araçların büyük bölümünün ADR belgeli ve Euro 5 normlarına uygun olduğunu vurgulayan Buğra Saraçoğlu, çevreye karşı sorumluluklarını nasıl yerine getirdiklerini ise şöyle açıklıyor: “Hoyer’in Avrupa filosunda Euro 6 araçlar kullanılıyor. Bu araçlar Türkiye’de 2016’da karayollarında yol almaya başlayacaklar. Bizler de çevreye karşı olan sorumluluklarımız kapsamında yeni yatırımlarımızı bu normdaki araçlarla destekleyeceğiz. Bunun yanı sıra sürücülerimizin sürekli olarak aldıkları defansif ve ekonomik sürüş eğitimleri, akaryakıt sarfımızın, dolayısıyla da karbon ayak izimizin oranının sürekli olarak azalmasına katkı sağlamaktadır. Özellikle tehlikeli madde taşıma operasyonlarımızda SEÇ-G kurallarına tam uygunluk büyük önem arz ediyor. Avrupa’daki kimyasal taşımacıların bu standartlara yönelik değerlemesi anlamı taşıyan SQAS denetiminden son derece yüksek bir başarı puanı ile geçmiş durumdayız. Ayrıca Hoyer olarak ‘responsible care’ taahhüdünün altına imza atmış bir firmayız. Bu da gerek müşterilerimize, gerekse de sektörümüze karşı çevre duyarlılığımızın ne kadar yüksek bir seviyede olduğunun önemli bir kanıtıdır.”