Aktaş lojistikte verimliliğe odaklanıyor
11/04/2016 - 17:11:00
100’den fazla ülkeye ihracat gerçekleştiren Aktaş Holding, lojistik süreçlerde verimliliğe odaklanıyor. Aktaş Holding İcra Kurulu Başkanı ve Yönetim Kurulu Üyesi Sami Erol, “Lojistik partnerlerimizi seçerken verimlilik kriterlerini göz önünde bulunduruyor, maliyet önceliğinde sektörde istikrarlı bir süreç yürüten firmalara yönelik seçimler yapıyoruz” diyor.
Aktaş Holding’in otomotiv sektörüne yönelik faaliyetlerinden, ürün ve üretim kapasitesinden söz eder misiniz?
1938 yılında küçük bir üretim atölyesi olarak temelleri atılan Aktaş Holding, 1972 yılından itibaren hava süspansiyon sistemleri üretmeye başladı. O günden bu yana da, küresel düzeyde sektörün en çok tercih edilen markalarından biri olmayı başardı. Aktaş Holding olarak; ulaştırma, yapı, yeşil enerji ve endüstriyel ürünler gibi 4 temel ana faaliyet grubuyla birlikte, savunma sanayine yönelik olarak da özel üretimler gerçekleştirmekteyiz. Yeni pazarlara daha etkin ve hızlı ulaşmak, yeni yatırım alanlarında entegre üretim sistemine geçmek ve sürdürülebilir verimlilik amacıyla kısa süre önce Bursa Organize Sanayi Bölgesi’nde hayata geçirdiğimiz 20 bin metrekare kapalı alana sahip yeni üretim tesisleriyle birlikte, Türkiye’de 35 bin metrekare kapalı alana ulaştık. Dünya genelindeki üretim, satış ve dağıtım hacmi olarak da toplam 50 bin metrekarenin üzerine çıkmış durumdayız. Bununla birlikte sadece ulaşım grubunda, yıllık küresel düzeydeki üretim hacmimizi 2,5 milyon seviyesinden, 3 milyon adet düzeyine çıkardık. Aktaş Holding olarak, küresel ölçekteki değişken pazar taleplerine karşın, güçlü yapılanmamız sayesinde beklentilere en hızlı ve etkin şekilde çözüm üretebilme avantajımız bulunuyor.
ÜRETİMİNİN %80’İNİ İHRAÇ EDİYOR
Önde gelen ihracat pazarlarınız nereler?
Aktaş Holding olarak, faaliyet gösterdiği sektörlerde sahip olduğumuz markalar ve geniş ürün gamımızla; Bulgaristan’dan Çin’e, Brezilya’dan ABD’ye, Türkiye’den Almanya’ya kadar 100’den fazla ülkeye doğrudan ihracat gerçekleştiriyoruz. Son tüketicinin beklentileri ışığında müşteri memnuniyeti ve kalite öncelikli faaliyetlerimizi sürdürürken, hâlihazırda dünyanın her coğrafyasında ürünlerimiz yer almaktadır. Farklı fiyat segmentindeki alternatifli ürün gruplarımızla, kurulduğumuz günden bu yana temel üretim anlayışımız “ihracat odaklı” bir yaklaşım sergilemek oldu. Tüm stratejik ve operasyonel yapılanmalarımızı da bu doğrultuda hayata geçiriyoruz. 2016 yılı itibariyle, Airtech, Aircomfort ve Aktaş markalarımızla, toplam üretim kapasitemizin %75-80’ini doğrudan 100’ün üzerinde ülkeye ihraç etmekteyiz. Geleceğe yönelik en önemli amacımız, orta ve uzun vadede yeni atılımlarla birlikte bu seviyeleri çok daha yukarılara çıkarmak olacak.
Tedarik zinciri süreçlerinizde öncelikleriniz neler?
Her geçen gün küreselleşen yenidünya düzeninde, hemen her sektörde uluslararası pazarlardaki analizleri doğru yapabilmek, iş ve üretim süreçlerinde olduğu gibi taleplere en hızlı ve etkin şekilde yanıt verebilmek de kurumsal firmalar için elzem hale dönüştü. Bu açıdan dünya coğrafyasında boy gösteren bizim gibi sektörün global oyuncuları açısından, farklı ve değişken müşteri taleplerine uygun, yeni stratejik hamleler geliştirilmesi büyük önem taşıyor. Aktaş Holding olarak bizler de özellikle tedarik zinciri yönetimi konusunda önemli adımlar atıyoruz. Çünkü sürdürülebilir başarıyı önemseyen Aktaş, sürekliliği olan, verimli ve entegre anlayışla üretim, pazarlama, satış, memnuniyet gibi birbiriyle bağlantılı iş süreçlerinde, her bir aşama için sürekli iyileştirme odaklı çalışmalarını sürdürmektedir. Aktaş Holding’in tüm iş süreçlerinde kalite ve müşteri memnuniyetine öncelik verildiği gibi verimlilik, kaynakların etkin kullanımı, katma değer yaratma ve başarıyı sürekli kılma temel öncelik haline getirildi. Bu bakımdan sektörümüz açısından büyük önem taşıyan tedarik zinciri süreçleriyle ilgili de yenilikçi ve değişim odaklı stratejiler benimseyerek, bu süreci hem firmamız hem de küresel pazarlar adına en etkin şekilde kullanma gayretindeyiz.
Aktaş Holding olarak üretim tesislerimizle, tedarik ağımız arasında direkt olarak entegre halde bir lojistik süreç yönetimi gerçekleştirmekteyiz. Sürekli iyileştirme ve kalite odaklı çalışmalarımız sayesinde, bu süreçlerle ilgili oluşabilen her türlü eksik ve noksanlığı minimize edecek yöntemleri titizlikle uygulamaya özen gösteriyoruz. Tüm lojistik faaliyetlerimizi de üretim tesislerimizle koordineli bir şekilde, tek çatı altından yürütmekteyiz. Yurtiçine yönelik lojistik faaliyetlerimizde, sektörel tecrübesi yüksek, yerel bir lojistik firması ile operasyonlarımızı gerçekleştiriyoruz. Küresel düzeyde de yine global lojistik firmalarının yanı sıra, güvenilirliği ve etkinliği yüksek lojistik şirketlerinden istifade ediyoruz.
Lojistik süreçlerde karşılaştığınız riskleri nasıl minimize ediyorsunuz?
Bilindiği gibi otomotiv sektörü, ülkemizde ana sanayi ve yan sanayi olarak bütünsel ele alındığında Türkiye ekonomisinin lokomotif sektörü konumunda bulunuyor. Özellikle son süreçlerde birçok sektörde olduğu gibi otomotivde de Dolar/Euro paritesindeki dalgalanmalardan ötürü hammadde ihtiyacı ve diğer giderler genel olarak Euro/Dolar/TL ile karşılandığı için bu yönde zorluklar çıkabiliyor. Aktaş Holding olarak bu tip zorluklarla mücadele konusunda benimsediğimiz anlayış; verimliliğe öncelik vererek, Ar-Ge’ye öncelik veren üretim anlayışıyla, inovatif ve katma değeri yüksek ürünler geliştirmek. Küresel pazarlardaki risk analizlerini doğru şekilde gözlemleyip, geleceğe yönelik adımlarımızı bu yönde, belirli bir strateji çerçevesinde atmaktayız. Elbette ki, yeni pazarlara açılma noktasında lojistik çok büyük önem arz ediyor. Aktaş Holding olarak lojistik partnerler seçiminde verimlilik kriterlerini göz önünde bulundurarak, maliyet önceliğinde, sektörde istikrarlı bir süreç yürüten firmalara yönelik seçimler yapıyoruz. 100’den fazla ülkeye ihracat gerçekleştiren ve 6 kıtada coğrafi olarak faaliyet gösteren bir firma olarak tüm taşıma modlarını kullanıyoruz.
HERKES ELİNİ TAŞIN ALTINA KOYMALI
Lojistik şirketlerinden beklentileriniz ve yaşanan sorunlara ilişkin çözüm önerileriniz neler?
Ülkemizde son yıllarda, pek çok alanda olduğu gibi lojistik sektörünün de ciddi bir ivme yakaladığını ve hem hizmet kalitesinde hem de çeşitlilik açısından çok yönlü bir gelişim süreci yaşandığını görmekteyiz. Türkiye, bulunduğu coğrafya açısından geçiş yollarıyla ilgili çok ciddi bir avantaja sahip. Bu avantaj sayesinde de ülkemizin ekonomik olarak son yıllarda gerçekleştirdiği başarılı hamlelerle birlikte, yurtiçi ve yurtdışı ile ilgili genel taşımacılık ve lojistik faaliyetlerinin arttığını görüyoruz. Otomotiv sektörü de ülkemizin ekonomik tablosunda lokomotif rolü üstlendiğini anımsarsak, lojistik faaliyetlerinin gelişmişlik düzeyiyle beraber sektöre de ciddi katkılar sağladığını görüyoruz. Tabi diğer sektörlerde olduğu gibi lojistikte de rekabetin üst düzeyde olduğunu ve bu açıdan sektörde farklılaşmak adına müşteri memnuniyeti odaklı, kaliteli ve ayrıcalıklı hizmet sunan firmaların ön plana çıktığı biliniyor. Sektör açısından, hem ulusal ekonomiye fayda getirecek hem de sektörün iyileştirme çalışmalarına katkı sağlayacak mikro projelerin hayata geçirilmesi önemli avantajları beraberinde getirebilir.
Ülkemizde genel olarak kara taşımacılığı üzerine yoğunlaşan sektörün, dünyadaki benzerleri gibi daha opsiyonlu ve birbirine entegre olmuş çözüm seçenekleri sunması durumunda, küresel düzeyde önemli başarılar yakalayabileceğine inanıyoruz. Hızla büyüyen ülkemiz ekonomisinde lojistik sektörü de şüphesiz çok büyük önem arz ediyor. Bu açıdan, sektörün doğru stratejiler ve planlamalar dâhilinde, geleceğinin çok parlak olacağına inanırken, bu sayede de ülkemizin diğer öncelikli sektörlerde olduğu gibi lojistik faaliyetler açısından da dünya ülkeleri arasında hızla büyüme potansiyeline sahip olduğuna inanmaktayız. Burada önemli olan ortak aklın ön planda olduğu yaklaşımlar sergileyerek, hedeflenen noktalara doğru adım adım ilerlemek ve sektörün gelişim sürecinde, sorumlu olan herkesin elini taşın altına koyması gerektiği olacaktır.