Pimsa Otomotiv’in lojistikte 6 performans kriteri
18/04/2016 - 15:20:00
Çalıştıkları lojistik şirketlerini altı kritik başlıkla seçtiklerini belirten Pimsa Otomotiv Lojistik ve Planlama Müdürü Barış Güngör, bu başlıkları; hızlı tekliflendirme, hedef fiyatın yakalanması, doğru bilgilerin paylaşımı, teslimat süreleri için garanti verilmesi, evrak teslimatlarının zamanında, doğru kişilere yapılması ve teslimat sürelerine uyum olarak sıralıyor.
1975 yılında kurulan Pimsa Otomotiv, poliüretan bazlı iç trim mamulleri, akustik parçaları, güneşlik ve trim panelleri üretiyor. Cirolarının yaklaşık %38’ini ihracat gelirlerinden elde ettiklerini belirten Pimsa Otomotiv Lojistik ve Planlama Müdürü Barış Güngör, “Ana sanayi müşterilerimize sevk ve sonrasında müşterimiz tarafından ihraç edilen ürünleri de hesaba kattığımızda tesisimizde üretip sevk ettiğimiz parçaların yaklaşık %75’i yurtdışında kullanılıyor. İhracatımızın %65’ini Amerika, İngiltere, Almanya ve İngiltere’ye yapıyoruz. Yine Portekiz, Fransa, Belçika, İsveç, İtalya, Finlandiya, Hindistan, Endonezya, Tayland, Çin, Japonya, Meksika, Arjantin ve Brezilya ihracat pazarlarımız arasında yer alıyor” dedi. Son 3 yılda %20-25 aralığında bir büyüme yakaladıklarının altını çizen Güngör, 2016 yılında kuracakları Ar-Ge merkeziyle önemli bir sıçrama ve dönüşüm yaşayacaklarının altını çiziyor. Lojistik süreçlerde dış kaynak kullandıklarını belirten Güngör, “Altı ayda bir güncellediğimiz ve tüm taşıma modları için ayrı ayrı tabloladığımız ‘öncelikli nakliyeciler listemiz’ var. Listemizde; hızlı tekliflendirme, hedef fiyatın yakalanması, tüm süreç boyunca doğru bilgilerin paylaşımı, teslimat sürelerinden force majeure durumlar hariç garanti verilmesi, evrak teslimatlarının zamanında ve doğru kişilere yapılması ve teslimat sürelerine uyum olmak üzere altı kritik başlık bulunuyor. Bu kriterleri sağlayan firmalar yüksek puan alıyor ve tercih ediliyor” diyor.
Tedarik zincirini hangi stratejilerle yönetiyorsunuz?
Sektör bizden dataları tam zamanında ve doğru bir şekilde işlememizi, sipariş aşamasında fizibilite yapmamızı, malın istenen miktarlarda ve tam zamanında müşteride olabilmesi için tüm süreçleri yakından takip etmemizi ve iletişim trafiğini yönetebilmemizi bekliyor. Açıkçası bu beklentiler her daim tetikte olmamızı, dikkati elden bırakmadan tam zamanında aksiyon almamızı, hem esnek hem hamleli olmamızı sağlıyor. Ana sanayi müşterilerimizin tedarik yönetimini sağlarken, bizi motive ettikleri ve yönlendirdikleri bir gerçek. Biz de aynı motivasyonu tüm lojistik servis sağlayan firmalara aktarmaya gayret ediyoruz. Tedarik zinciri süreçlerimizi navlun, gümrük ve depo maliyet minimizasyonu sağlayarak, stok politikalarımızı optimize ederek, süreçlerimizdeki verimliliği artırarak ve araç doluluk oranlarımızı iyileştirerek geliştiriyoruz. Bu başlıkta yaptığımız yatırımları; IT sistemimizin geliştirilmesi, barkod uygulamaları, üretim planlama otomasyonu, daha yakın ve tam teşekküllü depoların kullanılması, paketleme standardizasyon projeleri, forklift ve rampa alımları, sundurma yapımı ve kasa stok alanı tasarımları olarak sayabiliriz.
LOJİSTİĞİN DEVLERİYLE YÜRÜYOR
Hangi lojistik şirketlerinden ne tür hizmetler alıyorsunuz?
2015 sonunda yaptığımız anlaşma kapsamında yurtiçi depo ihtiyacımızı Kuehne Nagel firması karşılıyor. Bir önceki depomuza göre daha yakın ve çok daha donanımlı bir depo ile çalışmaya başladık. Mamul ve malzemelerimizin güvenli stoklanması, yaklaşık 9 metre gibi iyi bir yükseklikte istifleme, ay sonu sayım kolaylığı, deponun temiz ve sistemli olması, firmamız adına memnuniyet yarattı. Karayolu ihracat taşımalarımızda; butik hizmet veren, teslim alım tarihleri, sevkiyat süreleri ve teslim tarihleri konusunda hedef odaklı çalışan, otomotiv sektörünün gerekliliği olan zamanında temiz verinin paylaşılmasını bir öncelik gören C.H.Robinson ve Zeus Nakliyat firmalarından hizmet alıyoruz. Ağırlıklı müşteri ödemeli işlerde çalıştığımız Ekol Lojistik, uzun yıllardır birçok yeni projemizde ilk aklımıza gelen lojistik şirketlerinden biri olmakta. Yine Barsan, Ulusoy, Panalpina ve CEVA’yı yurtdışı kara nakliye operasyonlarımızda çalıştığımız firmalar olarak sayabiliriz.
Deniz taşımalarımızda ağırlıklı olarak operasyon ve evrak akış hakimiyeti çok yüksek olan Kuehne Nagel ve Ulusoy firmalarını tercih ediyoruz. Hava kargo taşımalarımızda; hedef odaklı olan, zamanında teslimatlar gerçekleştiren, müşteri memnuniyetini ön planda tutan bir firma olan Arrivatrans bizim için her zaman ilk sırada yer alıyor. Ayrıca DSV, DHL ve Kuehne Nagel tercih ettiğimiz başarılı firmalar. Evrak gönderiminde ise uzun süreli memnuniyetimizi kazanan DHL Express ile çalışmayı tercih ediyoruz.
Yılda ne kadarlık bir sevkiyat gerçekleştiriyorsunuz?
Yurtdışı taşımalarımızda kara, hava ve deniz olmak üzere üç taşıma modu kullanırken, yurtiçi taşımlarımızda sadece kara taşıma modunu tercih ediyoruz. 2015’te 1.391 adet kara, 370 adet deniz ve 89 adet hava taşıması olmak üzere, toplam 1.850 adet yurtdışı nakliye organizasyonumuz oldu. Denizyoluyla yapılan taşımaların %60’ı 40 feet high cube conteyner, %40’a yakını ise 20 feet conteyner olarak organize edildi. Kara yüklemelerimizin %80’e yakını ise parsiyel taşıma olarak gerçekleşti. Yurtiçinde Çerkezköy, İzmit, Adapazarı, Bursa, Balıkesir, Eskişehir, Ankara olmak üzere, toplam 2.100 civarında taşıma gerçekleştirdik.
BANDI DURDURMAMAK İÇİN
TZY’Yİ DOĞRU YÖNETMELİSİNİZ
Otomotiv lojistiğinin riskleri neler? Siz bu riskleri nasıl minimize ediyorsunuz?
Otomotiv ve yan sanayi sektörlerinde en önemli risk üretim bandının durmasıdır. Bandı durdurmamak için tedarik zincirini doğru yönetmek zorundasınız. Aynı zamanda bu yönetimi hedef maliyetler çerçevesinde gerçekleştiremezseniz süreklilik sağlayamazsınız. Tedarik zincirini başarılı bir şekilde yönetebilmek için doğru fizibilitelerle iş başlangıcı yapıyor ve devamında iyileştirmelerle verimliliği sağlıyor, riskleri minimize ediyoruz. Her bir proje için stok politikalarını ayrı ayrı oluşturuyor, emniyet stoklarımızı belirliyor, yine projenin maliyet hedeflerini verimli iş akışı içinde kalarak yakalıyor, hızlı ve güvenilir elektronik iletişim sağlıyor, sektörü bilen doğru partnerler seçerek yönetiyoruz.
Lojistik süreçlerde yaşanan sorunlar ve çözüm önerileriniz neler?
Lojistik süreçlerde yaşanan sorunları kapıdan kapıya sürecin yakın takip edilmemesi, bilgi paylaşımında eksiklik, doğru bilginin paylaşılmaması, geç teslimatlar, projeye uygun rota planlamanın yapılmaması, yine uygun taşıma modu ve aracın seçilmesinde yönlendirme olmaması, evrakların geç teslimatı, demuraj ödeme zorunda kalınması, müşteri ile yapılan yazışmalarda doğru lisanın kullanılmaması, iç audit eksikliği, ödeme takibinin uygun lisanla yapılmaması, alternatif çözümlerin üretilememesi olarak sayabiliriz. Sorunların çözümünde insan faktörünün önemi büyük, ancak otomotiv lojistiği sektöründe deneyimli personel açığı göze çarpıyor. Müşteri kazanma yolları bir şekilde çalışılmış ve kısmen biliniyor, ancak müşteri sürekliliği konusunda sınıfta kanılıyor. Müşteriyi, ürünü, ambalajı tanıma yerine satış teknikleri kullanarak kısa yol seçiliyor ve bu yol kalıcı müşteri sayısını azaltıyor. Otomotiv lojistiğinde tüm aşamaları tek bir süreç gibi değerlendiriyor, oysa tüketici davranışları, alışkanlıklar değişiyorsa, işi veren firmaların/kişilerin iş yapma şekilleri, yorumları, davranışları da aynı hızla değişmektedir. Bu noktanın çok iyi analiz edilmesi gerekiyor.
Yine lojistik firmalarının, doğru yazılıma, yeterli depo alanına ve otomasyonuna sahip olması, yurtdışında yapılan anlaşmalarla en azından otomotiv sektörünün parladığı ülke ve şehirlerde depolar oluşturması, nakliye, gümrüklemenin yanına, paketleme gibi katma değerli çözümler sunması çok önemlidir. Her değişimin, her iyileşmenin bir evrilme süreci olduğu gibi, lojistik sektörünün otomotiv ve yan sanayi sektörüne adaptasyonu da tahminen 8-10 yıl daha alacaktır. O gün gelmeden tedbirleri almamız, hazırlıklarımızı yapmamız, ülkemizin ve çocuklarımızın geleceğini yarattığımızı bilerek sorumlu çalışmamız gerektiğini düşünüyorum. Lojistik firmalarının son yıllarda yatırımlarını artırdıklarını, ancak bu yatırımları ağırlıklı filo genişletme ve sistem yazılımına yönlendirdiklerini görüyoruz. Türkiye’nin bir köprü değil kavşak olacağı, ticari anlaşmalarımızın çok hızlı bir şekilde büyüyüp ivme kazanacağı yıllara çok yakınız. Özellikle yatırım gücü olan firmaların ellerini çabuk tutup yurtiçi ve yurtdışı paketleme, depolama ve insan kaynağına yapmalarını tavsiye ederim.