Demiryolu Lojistik hizmetlerine bir yenisini ekledi
28/09/2016 - 16:20:00
TÜPRAŞ’ın akaryakıt taşımalarını organize eden Demiryolu Lojistik, hizmetlerine bir yenisini ekledi.
TÜPRAŞ’ın Kırıkkale Rafineri sahasında kurduğu Vagon Bakım Onarım Atölyesi’ni işleteceklerini açıklayan TCDD Eski Hareket Dairesi Başkanı ve Demiryolu Lojistik Genel Müdürü Süleyman Yavuz, “ECM sertifikası alındıktan sonra atölyenin işletilmesi ve vagonların Avrupa standartlarında bakım ve onarımları şirketimiz tarafından yürütülecek” diyor.
Demiryolu taşımacılığı ve mühendisliği alanında uzmanlaşan Demiryolu Lojistik, TCDD’de ve özel sektörde geçen yaklaşık 50 yılı aşan bir iş hayatının kazandırdığı bilgi ve deneyime sahip Süleyman Yavuz’un öncülüğünde, serbestleşme sürecine giren Türk demiryolu pazarında “Tren İşletmecisi” olarak rol almak isteyen şirketlere; yatırım ve işletme projelerinin hazırlanması, demiryolu departmanlarının kurulması, vagon temin ve tedariki alanında danışmanlık hizmetleri sunuyor. Türkiye’nin en büyük sanayi kuruluşu olan ve sahip olduğu 4 büyük rafineride yılda yaklaşık 22 milyon ton ham petrol işleyen TÜPRAŞ da Demiryolu Lojistik’in hizmet sunduğu şirketlerden biri. TÜPRAŞ’ın akaryakıt taşımalarını organize eden Demiryolu Lojistik, hizmetlerine bir yenisini ekledi. TÜPRAŞ’ın Kırıkkale Rafineri sahasında kurduğu Vagon Bakım Onarım Atölyesi’ni Demiryolu Lojistik 10 yıl süreyle işletecek.
TÜPRAŞ DEMİRYOLUNUN GELECEĞİNİ GÖRDÜ
TCDD Eski Hareket Dairesi Başkanı ve Demiryolu Lojistik Genel Müdürü Süleyman Yavuz, TÜPRAŞ’ın, yurtiçi sevkiyatlarını demiryolu taşımacılığı üzerine kurma kararını nasıl aldığını şöyle anlatıyor: “Dünya petrol krizinin yaşandığı 1975’li yıllardan itibaren faydalı yönleri yeniden keşfedilen ve yıldızı yeniden parlayan demiryolları, AB ülkeleri başta olmak üzere, tüm dünyada yapısal değişim sürecine girdi ve modernize edilerek canlandırılmaya başlandı. Ulaşım sistemleri arasında ürkütücü seviyeye gelen yük dağılım dengesinin tekrar tesisi konusunda yeni politikalar ve yaptırımlar oluşturuldu ve uygulanmaya başlandı. Avrupa demiryolu ağının bir uzantısı olan Türk demiryolları da bu etkileşim ile 2000 yılı başlarından itibaren bir taraftan hızlı tren projeleri, bir taraftan mevcut altyapı ve çeken-çekilen araç parkının modernize çalışmaları ile Avrupa demiryollarının değişim ve gelişim politikasını izlemeye başladı. Türk demiryolu ulaştırmasının geleceğini fark eden TÜPRAŞ yönetimi, yurtiçi lojistiğini demiryolu ulaştırması üzerine kurmak üzere önemli bir karara imza attı. Şirketimizin de bilgi birikimi ve desteği ile İzmit, Kırıkkale ve Batman rafinerilerindeki iltisak hatları yenilendi, yurtdışından 4 adet yeni manevra aracı ile 450 adet tank vagonu satın alındı. Şirketimiz bünyesindeki makinist ve tren teşkil memurlarının manevra ve diğer ek hizmetleri eşliğinde İzmit-Kırıkkale ve Kırıkkale-Batman arasında karşılıklı blok trenlerle akaryakıt taşımaları başladı. 2007 yılında TCDD’nin akaryakıt taşıma miktarı 274 bin ton iken, TÜPRAŞ’ın taşımalara başlaması ile 2008’de 537 bin ton, 2009’da 984 bin ton, 2010’da 1.093 bin ton ve 2011’de 1.331 bin tona çıktı.”
HAT KAPATMALARI
HEDEFLERİ DÜŞÜRDÜ
TÜPRAŞ’ın 2012 yılında demiryoluyla 1.700.000 ton akaryakıt taşımayı planlandığını ancak bu hedefin hat kapatmaları nedeniyle tutturulamadığını aktaran Yavuz, süreci şöyle özetliyor: “Gebze-Köseköy arası demiryolunun hızlı tren çalışmaları nedeniyle Haziran 2012 tarihinde yük trafiğine kapatılması ve 2,5 yıl kapalı kalması, akaryakıt taşımasının, Kırıkkale-Batman dışında tekrar karayoluna kaymasına neden oldu. Hattın 2015’in Şubat ayı sonlarına doğru açılması ile TÜPRAŞ’ın akaryakıt taşımaları, Yahşihan-Körfez arasında karşılıklı 3’er blok trenle tekrar başladı ve yılsonuna kadar 921.000 ton taşıma gerçekleştirildi. Körfez-Yahşihan ve Batman arasında günde karşılıklı 4’er blok trenle taşımalar devam ederken, 11 Temmuz 2016 tarihinde Kayaş-Sincan demiryolu 1,5 yıl süreli olarak trafiğe tekrar kapatıldı. Akaryakıt taşımaları bu günlerde TCDD’nin de yardımları ile, 2,5 kat daha uzun olan (Yahşihan-Ulukışla-Konya-Afyon-Eskişehir-Körfez) hattından yapılmaya çalışılıyor.”
95.000 TANKER SEFERİ
KARAYOLUNDAN ÇEKİLEBİLİR…
Türkiye’de 2014 yılında 33 milyon ton tehlikeli madde taşındığının bilgisini veren Yavuz, bunun %95’inin 55 bin adet karayolu tankeri ile gerçekleştirildiğini söylüyor. Yine bu taşımaların 22 milyon tonunu akaryakıt ve LPG ürünlerinin oluşturduğunu belirten Yavuz, “Bu ürünlerin taşınması ise, 23 bin tankerle ve yılda 1 milyon seferle gerçekleştirildi. Söz konusu tankerlerin %80’nin AB normlarına ve ADR standartlarına uygun olmadığı göz önüne alındığında, tehlikeli maddelerin caddelerde ve toplum içerisinde ne kadar tehlikeli taşındığı ve yine Türkiye’de karayolu kazalarında ölenlerin, Avrupa’ya göre neden 2 kat fazla olduğu daha iyi anlaşılır” diyor.
Karayolu ağırlıklı büyümenin yarattığı sonuçları; trafik sıkışıklığı, çevre kirlenmesi, kaza ve olayların toplumsal maliyeti ve demiryoluna göre 3 kat daha fazla yakıt tüketiminin, petrol ithal eden ülkeye getirdiği mali yük olarak sıralayan Yavuz, sözlerini şöyle sürdürüyor: “Ulaştırmadaki bu dengesizlik, toplumun vücut ve ruh sağlığını tehdit edecek seviyelere geldi ve maalesef bu gidiş devam ediyor. Yük taşımalarının (ton x km) olarak karayolu ve demiryolu sistemleri arasındaki dengesiz dağılımını TCDD istatistik yıllığında da görmek mümkün. Şöyle ki; karayolunun payı 2000’de %86,7’iken 2015’te % 89,8’e çıkmış, demiryolunun payı ise: 2000’de % 5,3’iken, 2015’te 3,9’a düşmüştür. Hükümetimiz, gerek ulaştırma şuralarında, gerekse kalkınma planlarında ulaştırma sistemleri arasında dengenin tekrar sağlanması yönünde birçok kararlar almasına rağmen, planlar maalesef tersine işlemiş ve bu olumsuz gidiş durdurulamamıştır. TCDD ve TÜPRAŞ gibi birçok kuruluş bu olumsuz gidişin farkındadır. TÜPRAŞ’ın 2016 yılı demiryolu taşıma programı 2.100.000 ton olarak planlanmıştı. Bunun gerçekleşmesi durumunda 95.000 karayolu tanker seferi trafikten çekilmiş olacaktı. Ülkemizin ve kendi işletmelerimizin sağlığı açısından demiryolu ulaştırmasına yatırım yapan firmalar teşvik edilmeli, plansız ve ani yol kapatmaları ile mağdur edilmemelidir.”
SERTİFİKASYON DÖNEMİ BAŞLIYOR
Tehlikeli maddelerin Demiryolu ile Taşınması Hakkında Yönetmelik,16.07.2015 tarihli ve 29418 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girdi. RID kaynak alınarak hazırlanan yönetmeliğin, tehlikeli maddelerin emniyetle taşınması için önemli düzenlemeler içerdiğini vurgulayan Yavuz, şunları ekliyor: “Tehlikeli madde taşımacılığı alanında faaliyet gösterenlerin Bakanlıktan ‘Tehlikeli Madde Faaliyet Belgesi’ almalarını, güvenlik danışmanı bulundurmalarını ve taşıma birimleri (vagon) için uygunluk belgesi almalarını gerekli kılıyor. Demiryolu Düzenleme Genel Müdürlüğü (DDGM) ise, yayınladığı yönetmeliklerle vagon sahibi firmaların bakımdan sorumlu sertifikalı bir birime (ECM) sahip olmalarını zorunlu kılıyor. Vagonların gerek imalat standartlarının, gerekse bakım kalitesinin, EU 445/2011 mevzuatı ve OTIF, ATMF EK A ile düzenlenen ECM ile ilgili yeterlilikleri karşılaması gerekiyor. Türk demiryolu ulaştırması bu suretle Avrupa’da olduğu gibi sertifikasyon dönemine girmiş oluyor.”
Yavuz, TÜPRAŞ’ın da yeni yönetmelikler çerçevesinde vagonların bakım ve onarım kalitesini en üst düzeyde sağlamak amacı ile Kırıkkale Rafineri sahasında ve bir Alman profesörün denetiminde modern bir Vagon Bakım Onarım Atölyesi inşa ederek hizmete açtığını söylüyor. Bu atölyenin işletmeciliğinin Demiryolu Lojistiğe verildiğini aktaran Yavuz, “Şirketimiz bu amaçla yeniden yapılandı ve ECM sertifikası için bir Avrupa Akreditasyon kuruluşu ile anlaşma sağladı. Firmanın eğitim ve denetiminde ECM dökümantasyon çalışmaları devam ediyor. ECM sertifikası alındıktan sonra atölyenin işletilmesi ve vagonların Avrupa standartlarında bakım ve onarımları şirketimiz tarafından yürütülecektir” diyor.