Tedarik zinciri yönetimlerinin, özünde bir tek hedefi vardır; tam zamanında teslimat. Bu kadar basit, bu kadar yalın görünmesine karşılık, aslında gelecek açısından çok karmaşık ve üzerinde uzun uzun düşünülüp yeni perspektifler oluşturulması gereken bir tanım. Ürün açısından, maliyet açısından, kalite açısından, zaman açısından tam zamanında teslimattan bahsediyoruz çünkü. 

 

“Ekonomik durum ister normal döneminde, isterse kriz döneminde olsun, siz ürününüzü müşteriye en yakın yerde bulundurmak zorundasınız.” 

Bunun bir başka b planı yok, eğer orada isen, var olmaya devam edersin, yoksan yerini başkası alır. Müşteriler bir yandan ürünlerimize ellerinin uzanabileceği kadar yakın olmak isterlerken, diğer yandan ürün çeşidinin tercihlerini karşılayabilecek oranda fazlalaşmasını, başka bir açıdan da sipariş miktarlarının küçülmesini, yani istedikleri miktarı istediği zaman alabilmeyi istiyorlar. Ürünlerimizi, marka, renk ve ambalaj olarak konumlandırıp tercih seçeneği yaratan bizler, sıfırdan büyük her miktardaki talebi en kısa sürede temin edebilme zorunluluğu ile karşı karşıyayız. Daha kısa teslimat süreleri, daha yüksek müşteri memnuniyeti ve satış geliri seviyeleri sağlıyor, bunu başarabilen şirketler rekabette bir adım öne geçiyor.

Polisan Kansai Boya, sahip olduğu bu vizyon ile, bu sene başında çok yüksek kapasiteli, ileri teknoloji ve üretim otomasyonuna sahip, Endüstri 4.0 kapsamında, LEED sertifikalı Yeni Su Bazlı Boya fabrikasını tamamlayarak devreye aldı. Fabrikamız, Gebze Kimya İhtisas Organize Sanayi Bölgesi’nde 142 bin metrekarelik kendi arazimiz üzerinde yer alıyor. Tesis tam kapasite ile hizmete girdiğinde üç vardiyada, yılda 540 bin ton üretim yapma potansiyeline sahip olacak. Bu rakam, hemen hemen 550 tona ulaşan Türkiye toplam dekoratif boya pazarı büyüklüğüne karşılık geliyor. Yeni fabrikamızla birlikte, kapasitemiz, üretim verimliliğimiz ve maliyetlerimiz en verimli seviyelere çekildi. 

İkinci olarak Polisan Kansai Boya olarak biz, zaten yıllardır sahaya yatırım yapmakta, fabrika üretimi ile aynı kaliteyi sağlayan, 3.000 satış noktasına konumlandırılmış Mix Center renklendirme makineleri sayesinde, bayilerimize düşük stok ve stok alanı verimliliği ile maksimum faydayı sağlamaktayız. Şöyle kısaca baktığınızda, üç bin makine yatırımının, neredeyse Türkiye’nin her bölgesine yayılmış ikinci bir fabrika yatırımına eşdeğer olduğunu çok rahat görebilirsiniz. Ürünlerimizin çok büyük bir bölümünü baz olarak üretip gönderiyoruz, bu noktalarda hassas ve sonsuz tercihlere göre renkli ürün haline getirilmesini sağlayarak tüketiciyle buluşturuyoruz. Yukarıda belirttiğim iki ana stratejinin varlığı, bizim odağımızı bundan sonra tamamıyla, değişerek artan müşteri beklentilerini karşılayarak, hizmet kalitemizi bulunduğumuz noktadan daha üst seviyelere yükseltmeye yönlendirdi.

 

“MÜŞTERİLERİMİZE DAHA DA YAKIN OLMALIYIZ.”  

Bugün ve gelecekte, tüm şirketler için temel öncelik yukardaki cümlede özetleniyor. Polisan Kansai Boya, bu zorunluluğu ruhunda hisseden bir firma olarak, iki yıl önce çok önemli stratejik bir adım attı. Türkiye boya sektöründe bir ilke daha liderlik ederek, merkezi depolama ve dağıtım sisteminden “Dağıtılmış Stok Yönetimi”ne geçti. Bu amaçla, Türkiye’nin değişik bölgelerinde bugün sayıları 11’i bulan lojistik merkezlerini oluşturmaya ve bu merkezlerden, 7 bin noktaya direkt teslimat hizmeti vermeye başladı.

Dağıtım merkezleri, maliyetleri kontrol etmek ve hızlı erişim hedefini yakalayabilmek için etkili bir şekilde yönetilmelidir. 

 

“Biz, lojistik merkezlerimizi oluşturmadan önce, başarıyı ilk olarak, ancak güçlü bir planlama ile yakalayabileceğimizin bilincindeydik.” 

Planlamaya her zaman çok inanmışımdır, bana göre doğru bir planlama, her işin başarısının ilk adımıdır, temelidir. Talebin planlanması, malzeme ve üretimin planlanması, bunların üzerinde bölgesel stokların planlanması, başarıyı yakalamamızın önkoşuluydu. Bu nedenle, işe öncelikle mevcut planlama sistemlerimizi gözden geçirip, gerekli geliştirmelerimizi yaparak başladık, hepsini test edip teker teker devreye aldık. Süreçlerimizin hepsinde, satış organizasyonumuz işin tamamen içinde oldu ve atacağımız her adımı birlikte tartışarak kararlaştırdık. Standartlarımızı, onların sahip olduğu güçlü deneyim ve bilgi birikimleriyle oluşturduk. Sürecin başarısındaki ikinci en büyük etken bu oldu.

Bugün geldiğimiz noktada, fabrikamızda bulunan ana depomuzdan, bölgesel depolarımıza stok politikalarımıza göre sürekli olarak ürün gönderimleri yapıyoruz. Müşteri siparişlerimiz öncelikle bağlı oldukları lojistik merkezlerinden, ikincil olarak alternatif olarak belirlenmiş diğer merkezlerimizden karşılanıyor. Her lojistik merkezimiz, kılcal damarlarla organize oldukları müşterilerimize düzenli olarak hizmet veriyor. Planlama ve Lojistik birimlerimiz, her an ürün takibi, teslimat performansları, stok seviyeleri, güzergah planları, araç planları yaparak, verimlilik temelinde değerlendiriyor. Sonra da, çok büyük bir iletişimle gerçek hayatı yönetiyorlar. 

Dağıtılmış stok yönetim modeli, özellikle sahip olduğunuz müşteri portföyünün doğru analizine, bu analizle yola çıkarak lojistik merkezlerini nereye açacağınızın doğru tespitine ihtiyaç duyar. Ayrıca, sahip olmanız gereken bilgi sistem ve teknolojileri de önemli bir rol oynar. Dağıtılmış stok yönetimiyle, stoklar atıl olmaktan çıkartılıp, güçlü bir sinerji yaratmayı mümkün kılar. Fakat, özellikle ürün sayısı çok fazla olan sektörlerde en büyük risk, ürünlerin bölgesel stoklamasını yanlış yapmaktan oluşabilecek aşırı stok seviyeleridir. Dağıtılmış modelde, aşırı stoğu önlemenin gerekliliği her zamankinden daha fazla kritik öneme sahiptir. Hızlı ve düşük maliyetli sevkiyat amacıyla yola çıkarken, yüksek maliyet artışlarıyla karşılaşılabilinir. Bir nevi “Dimyat’a pirince giderken, evdeki bulgurdan olma” durumu. 

 

“GELECEĞİ YAKALAMAK”

Binlerce noktaya çok hızlı bir şekilde ulaştığımızı ve aldığımız sonuçları görmek şimdilik bizi mutlu ediyor. Küreselleşme ve dijitalleşme ilerledikçe, Polisan Kansai Boya Tedarik Zinciri olarak, bu gelişimde öncü olarak yerimizi almak için yeni hedefler, projeler belirlemeye devam ediyoruz.