Zorlu koşullara rağmen ticaret daha hızlı büyüyecek
29/09/2022 - 13:06:00
173 ülkeyi kapsayan ve küresel ticaretteki en önemli trendlerin haritasını çıkaran DHL Ticari Büyüme Atlası, pandemi ve savaş etkisiyle piyasalarda oluşan kötümserliğe rağmen global ticaretin dirençli olduğuna dair olumlu bir görünüm sunuyor.
Temel Çıkarımlar: Büyüme, Değişimler ve Fırsatlar
Ülke ve bölgelerin dünya ticaretinden aldıkları paylarda meydana gelen değişiklikleri de ölçen DHL Ticari Büyüme Atlası, son duruma ve piyasalardaki kötümserliğe rağmen küresel ticaretin ortaya koyduğu dirence dair olumlu bir bakış sunuyor. Atlasın ortaya koyduğu temel çıkarımlar arasında şunlar bulunuyor:
•Covid-19 pandemisi çoğu kişinin öngörüsünün aksine, küresel ticareti ciddi şekilde sekteye uğratmadı. Uluslararası ticaret, büyümedeki artışı kısıtlayan ciddi tedarik sıkıntılarına rağmen pandemi öncesine göre yüzde 10’dan fazla büyüdü.
•Geleceğe yönelik büyüme beklentileri de şaşırtıcı ölçüde olumlu olmayı sürdürüyor. Büyüme tahminleri Ukrayna’daki savaştan ötürü düşmesine rağmen halen 2022 ve 2023 yıllarında önceki on yıla kıyasla biraz daha hızlı büyüme öngörülüyor.
•E-ticaret satışları, pandemi sırasında iyice canlandı ve tahminler, uluslararası e-ticaretteki güçlü büyümenin devam edeceğine işaret ediyor.
•Güneydoğu ve Güney Asya’da yeni ticaret büyümesi kutupları tespit ediliyor ve ticaret büyümesinin Sahra Altı Afrika’da dramatik ölçüde ivme kazanması bekleniyor.
•Ticaretteki büyüme, daha geniş bir yelpazedeki ülkelerin geneline yayılmış durumda. Son yıllarda ticaretteki büyümenin dörtte birini sağlayan Çin’in bundan sonra da en yüksek büyümeyi kaydetmeyi sürdüreceği, ama büyümedeki payının yarı yarıya düşerek yüzde 13’e ineceği tahmin ediliyor.
•Vietnam, Hindistan ve Filipinler, 2026’ya kadar öngörülen ticaret büyümesinin hızı ve ölçeği ile öne çıkıyor. Üç ülke de birçok şirketin Çin merkezli üretim ve kaynak kullanımı stratejilerini çeşitlendirme çabalarından fayda sağlama potansiyeline sahip.
•Yükselen ekonomiler dünya ticaretinden aldıkları payı 2000 ile 2012 yılları arasında yüzde 24’ten yüzde 40’a çıkardı. Artışın yarısı tek başına Çin tarafından sağlandı ve bu paylar son on yılda pek bir değişim göstermedi.
•Bununla birlikte, yükselen ekonomiler, bağlantı, inovasyon ve önde gelen şirketler kalemlerinde ileri hamlelerini sürdürüyorlar.