Arbella çözümü doğru planlamada buldu
Uzakdoğu başta olmak üzere AB, Ortadoğu ve Afrika’da toplam 80 ülkeye ihracat yapan Arbella Makarna, zamanında sevkiyat, navlun fiyatları ve araç temini konusunda yaşadığı sorunları doğru planlama ve doğru lojistik partner ile aştı. Arbella Makarna Yönetim Kurulu Üyesi Gülçin Arslan Hazar, yurtdışı sevkiyatlarda aylık ve yıllık yük planlaması yaparak, yurtiçinde ise tek bir lojistik şirketiyle çalışarak önemli avantajlar sağladıklarını söylüyor.
2008 yılından beri Arbella markasıyla makarna ve irmik üretimi yapan Durum Gıda’nın da içinde bulunduğu Arbel A.Ş., AGT Food and İngredıents Grubu bünyesinde yer alıyor. Bakliyat ağırlıklı üretim yapan AGT Food Grubu, Türkiye’nin dışında Kanada, Amerika, Avustralya, İngiltere, Çin ve Güney Afrika’da 30 bakliyat tesisini bünyesinde bulunduruyor. 2007 yılında Türkiye’de “Arbella” markasıyla makarna sektörüne giriş yapan şirket, bugün dünyanın dört bir yanına ürün gönderiyor. Uzakdoğu ülkeleri başta olmak üzere AB, Ortadoğu ve Afrika ülkelerine ihracat gerçekleştiren Arbella, ürün sevkiyatlarında havayolu dışında tüm taşıma modlarını kullanıyor. Zamanında sevkiyat, navlun fiyatları ve araç temini konusunda karşılaştığı sorunlar nedeniyle lojistik süreçlerini yeniden kurgulayan şirket, ihracat yükleri için aylık ve yıllık planlama yapıp bunu acenteleriyle paylaşıyor. Yurtiçinde ise tek bir lojistik şirketiyle çalışıyor. Bu uygulamalarıyla yurtiçi ve yurtdışı taşımalarda hem maliyet hem de zaman avantajı sağlıyor.
80 ÜLKEYE İHRACAT YAPIYOR
Mersin’de bulunan tesislerinde Arbella markası ile üretilen 30 çeşit makarnayı seksenden fazla ülkeye ihraç ettiklerini belirten Arbella Makarna Yönetim Kurulu Üyesi Gülçin Arslan Hazar, yeni ürün ve paket çeşitleri ile dünyanın tercih ettiği marka olma hedefinde olduklarını söylüyor. Tek çatı altında yıllık 160 bin ton makarna,180 bin ton irmik üretim kapasitesine sahip tesisleri ile üretim ve ihracat potansiyeli açısından dünyadaki ilk 10 büyük şirket içinde olduklarının altını çizen Hazar şu bilgileri veriyor:
“Arbella Makarna olarak yıllık 250 milyon paket makarna üretiyoruz. 30 çeşit klasik makarnamızın dışında sağlıklı, doğal ve yeni ürünlerin takipçisi makarna severlerin markası olma iddiasıyla yola çıkarak ‘Arbella Plus’ markası ile tam buğday makarnası, glütensiz makarna, sebze katkılı üç renkli makarnalar ve üzüm çekirdekli makarna üretiyoruz. Türkiye’nin ilk ve tek Aç-kapa spagetti paketlerini ve kontrollü beslenmeye destek amaçlı porsiyonluk ambalajlanmış spagettilerini biz ürettik. Yeni piyasaya sunduğumuz ve dünyada ilk olan üzüm çekirdekli makarnamız da bu düşünce ve çalışmaların ürünüdür.”
SEVKİYATLAR ISIÖLÇERLE KONTROL ALTINDA
Uzakdoğu ülkeleri başta olmak üzere AB, Ortadoğu ve Afrika ülkelerine ihracat gerçekleştirdiklerini belirten Hazar, üretim içinde ihracatın payının %60 olduğu aktarıyor. Ürün sevkiyatında havayolu dışında tüm taşıma modlarını kullandıkları bilgisini veren Hazar, uzak pazarlar için ise daha uygun fiyat ve büyük miktarlarda yükleme kapasitesi nedeniyle denizyolunu tercih ettiklerini söylüyor. Japonya, Çin, Hong Kong, Malezya, Endonezya, Singapur, Tayvan, Kore gibi Uzakdoğu ülkelerine Türkiye’den ihraç edilen makarnanın %36’sını tek başına gerçekleştirme başarısını gösterdiklerinin altını çizen Hazar, bu bölgeye yaptıkları sevkiyatlarda karşılaştıkları sorunları nasıl aştıklarını ise şöyle anlatıyor:
“Grup olarak Türkiye’de hizmet veren tüm büyük acentelerle çalışmaktayız, forwarderlarla çalışmamaktayız. Geçmişte özellikle Uzakdoğu pazarlarına yönelik yaptığımız sevkiyatlarda sıkıntılar yaşadık. Buralara giden gemilerin uğramak durumunda olduğu transit limanlarında çok ciddi sıkışıklıklar oluştu. Gemilerin 35 gün olan varış süreleri 60 güne çıkabildi. Özellikle Japonya gibi çok sistemli çalışan ve bir yıllık planlamasını titizlikle yapan alıcılarımız açısından sevkiyatın zamanında ve eksiksiz teslimatı oldukça önemli. Transit limanlarında yılın belli dönemlerinde bazı ürünlerin ihracatının yoğunlaşması ve limanda bekleyen bu ürünlerin yüklenmesine öncelik verilmesi bu sıkıntılara neden olabilmekte.
Uzakdoğu’ya yapılan ihracatta en önemli sıkıntılardan biri de mevsimsel farklılıklardan kaynaklanmakta. Ürünün çıkış noktası, transit limanlarının bulunduğu yerler ve ulaştığı nokta olan Uzakdoğu ülkesi arasında iklimsel farklılıklardan dolayı önemli ısı farklılıkları bulunmakta. Bu sorunların yaşanması riskine karşı şirket olarak farklı çözüm üretmekteyiz. Isı farklılıklarına bağlı ürünlerimizin zarar görmemesi için konteynerların içine ısıölçerler yerleştirdik. Bu şekilde acentelerimizden sorunun çözümüne yönelik taleplerde bulunduk. Ayrıca haftalık, aylık ve yıllık olarak yükleme planlarımızı yaparak acentelerimizle paylaşmaktayız. O tarihlerde şirketimize yer ayrılmasını sağlamaktayız. Karşılıklı olarak taahhütlerde bulunarak ilerde sorun yaşanmasının önüne geçmekteyiz.”
İç pazardaki sevkiyatları kamyon veya tırlarla gerçekleştirdikleri bilgisini veren Gülçin Arslan Hazar “İki yıl öncesine kadar sevkiyatlarımızı farklı lojistik firmalarıyla yapıyorduk. Özellikle Doğu ve Karadeniz bölgelerine yapılan sevkiyatlarda zamanlama, navlun fiyatları ve araç temini konusunda sorunlar yaşayabiliyorduk. Ayrıca yurtdışı ihracatımıza yönelik de bu sıkıntılarımız olmaktaydı. Sevkiyatın zamanında ve eksiksiz teslimatı için yeterli araç sayısı olan, hammaddenin taşınması, depolanması ve son mamullerin tüketiciye ulaştırılması için antrepoları da bulunan, yükleme ve hazırlık aşamalarında hizmet veren kalifiye iş gücüne sahip, lojistik firma arayışındaydık. Bu sorunlarımıza çözüm olarak iki yıl önce, tüm bu vasıflara sahip, esnek çalışma sistemleri, uzun süreli işbirliğine elverişli ve ihtiyaçlarımıza uygun yatırımları da bulunan Hümay Lojistik ile çalışmaya başladık” diyor.
Hazar, lojistiğin toplam maliyetleri içinde gibi bir paya sahip olduğunu söylüyor. Maliyetleri düşürmenin bir yolunun da tek seferde daha fazla yükleme yapmak olduğunun altını çizen Hazar, “Tek seferde nakliye miktarına yönelik ülkelerin koymuş olduğu kısıtlamalar, karayolları mevzuatları önemli bir sorun teşkil ediyor. Sevkiyat planlaması yapılırken aynı bölgelere gidecek ürünleri birleştirerek nakliye giderlerini düşürmeye çalışıyoruz” diyor.
Gıda lojistiğinde en önemli konunun hijyen olduğunu hatırlatan Hazar şunları aktarıyor: “Gıda ürünleri sevkiyatında en önemli konu çapraz bulaşmayı engellemektir. Bunun için her sevkiyat öncesi araçların süpürülmesi, hava tutularak temizlenmesi, özel yalıtım malzemeleri ile kaplanması, sevk edilecek ürünlerin şeffaf örtü ile tekrar sarılması, koruyucu bantlarla korunmaya alınması, gerekirse ilaçlanması gerekmektedir. Rutubetli olmaması, seyir halindeyken üstünün kapalı olması, konteynerlerde delik olmaması önem arz etmekte. Bu anlamda hem hizmet aldığımız lojistik firması hem de biz çift yönlü olarak kontrolörler yapmaktayız.”