Lojistiğin 8. Doğrusu: Sürdürülebilirlik
21/11/2022 - 10:15:00
Emre Can - Lojistik ve Stok Yönetim Müdürü - RAMSEY | KİP (Gürmen Group)
Uzun yıllardır tekstil perakendeciliği ve lojistik iş akışları içerisindeki tüm birimlerde görev ve sorumluluk aldım.
Son zamanlarda dünya genelinde yaşanan gelişmeler ve dönüşümler, üretimden müşterilere kadar olan tüm süreçlerde “sürdürülebilirlik” kavramının önemini ön plana çıkarmıştır. Müşteriler, kullandıkları ürünlerin çevreye olan etkileri hakkında bilgilerinin artmasıyla, satın alma kararlarında da bu durumu göz önünde bulundurarak, çevre dostu marka ve ürünleri tercih edeceklerdir. Devletler, bu anlamda çok sayıda kapsamlı program ve çevreci sistemler geliştirmiştir.
“Pandemi, küreselleşen dünyanın ticari kaygılarının yanı sıra, tedarik zincirlerinin ve lojistiğin hayati önemini göstermiş, güvenilir ve sürdürebilir tedarik zincirlerine duyulan ihtiyacı artırmıştır.”
Doğu ile Batı’yı birbirine bağlayan coğrafi konumumuz, hem pandemi hem de Rusya-Ukrayna krizi ülkemizin tedarik zinciri yönetim sistemleri içerisinde çok önemli bir role sahip olduğunu göstermiştir. Daha önce “dünyanın fabrikası” olarak gördüğümüz Uzak Doğu ve özellikle Çin’de artan maliyetler, ham maddeye ulaşımdaki zorluklar ile lojistik süreçlerin uzaması; yerel ve kolay ulaşılabilir tedarik zinciri sistemlerine dönüşümü hızlandırmıştır.
Pandemi ile başlayan ve Ukrayna krizinin beraberinde getirdiği enerjideki arz sıkıntıları ile devam eden krizler, artık uzun dönemli planlamaların yerine, dijitalleşmenin katkılarıyla kısa süreli ve etkilerinin hızlı alındığı sürdürülebilir proaktif yaklaşım sistemlerini ön plana çıkarmıştır.
Pandeminin lojistik sektörünün önemini belirgin hale getirmesiyle özellikle kargo ve üçüncü taraf lojistik şirketlerinin hazırlıksız yakalanmalarından dolayı salgında olağanüstü performans sergilemek zorunda kalınmıştır. Lojistik sektörünün sevk ve teslimat çeşitliliğini geçmiş ile değerlendirdiğimizde, geleceği iyi okuyan yönetici ve firmalar, çözümsel ve sürdürülebilir yaklaşımlar geliştirmek konusunda ivme kazanmıştır.
Sadece uluslararası taşımalarda değil, yurt içinde de özellikle kargo sektöründe faaliyet gösteren firmaların çevresel duyarlılık ile filolarında daha çevreci olan elektrikli araçları test etmeye başlamaları; yeşil lojistik anlamında firmalara özgü olan bireysel çabalara örnek teşkil eder.
Son dönemlerde yaşanan gelişmeler gösteriyor ki, hayatımızda krizler hep olacak. Krizler, gerçekte iş bilenler için birer fırsat ve kurumsal kaynak planlaması için ciddi öneme sahiptir. Krizlerin ve krizlere maruz kalmanın zorladığı gelişim ve dönüşüm ihtiyacında kaynakların dağılımı, yeni fikirlerin yeşertilmesi için kullanılmazsa birçok fikir ekonomiye dönmeden yok olup gider.
Sürdürülebilirlik konusu, moda perakendesi açısından, özellikle pandemi süreciyle daha fazla gündemde olsa da Gürmen Group olarak yatırım yaptığımız, koleksiyondan tedarikçisine dönüşüm sağladığımız öncü bir alandır.
Markalarımızın koleksiyonlarında; daha az su, daha az kimyasal ile üretilmiş kumaşlar, sürdürülebilir malzemelerden aksesuarlar kullanılarak hazırlanan tasarımlar yer alırken hem kullandığımız elektriği yenilenebilir kaynaklardan karşılıyor hem de tükettiğimizden çok daha fazla enerjiyi yine yenilenebilir kaynaklardan üretiyoruz.
“Dünya yenilenebilir enerji ligi RE100’de ilk ve tek Türk şirketi olarak yer almanın gururunu yaşıyoruz. Ayrıca bu yıl itibarıyla Sıfır Atık Belgesi’ne de sahibiz.’
Sürdürülebilir lojistik yönetim sistemlerimizde aldığımız öncü kararlarımızı 2021 yılı başlarında uygulamaya başladık. Üretimden tasarıma, mağazalarımızdan genel merkezimize; atık yönetimi, enerji tasarrufu, tasarımlarda daha fazla doğal içerik kullanımı gibi birçok noktada sürdürülebilirlik temelli bir süreç yürütürken, lojistik operasyonlarımızda da yine sürdürülebilir, çevreye dost aksiyonlar alıyoruz.
2021’nin başlarında mağazalarımız, fabrikalar ve depolarımız arasındaki lojistik ve ürün transferlerinde “yeşil lojistik” başlığı altında başlattığımız sürdürülebilir projeler ile çevrenin korunması adına büyük kazanımlar elde ettiğimizi görüyoruz.
Krizi fırsata çevirmenin diğer bir kuralı inovasyondur. Milk Run’ın çevre dostu inovatif kutuları, lojistik süreçlerimizde kullandığımız ürün ve malzemeler ile döngüsel ekonominin bir parçası olarak çevre kirliliğini ve karbon emisyonunu azaltıyoruz.
“2022 yılı 3. çeyrek verilerine göre 167 ağaç kurtardığımızı, 639.340 litre su tasarrufu sağladığımızı ve 7 ton karbon ayak izinin oluşmasını önlediğimizi görüyoruz.”
2023 yılında Milk Run yönetim sistemimizi ortaklık yaptığımız partnerimiz ile entegre ederek, tedarik noktalarımızdan mağazalarımıza kadar tüm süreçlerde uçtan uca çevre dostu inovatif kutu kullanımıyla yaklaşık 364 ağacın doğada varlığını koruyacak, 1.3 milyon litre su tasarrufu sağlarken 16 ton karbon ayak izinin oluşmasını önleyeceğiz. Lojistiğin 7 doğrusuna sekizinci olarak sürdürebilirlik kavramının çok yakışacağını düşünüyorum.
Son söz olarak iz bırakan ve daha iyisinin peşinde koşan gelecek nesillere; “Sürdürülebilirlik, Gelecek Nesillere Güzel Bir Dünya Bırakabilmektir!”