10 Soruda: Kalkınma Yolu ve Orta Koridor
16/09/2024 - 15:18:00
Koridor savaşlarının, küresel ticaret rotalarının yeniden şekillendiği ve ülkelerin lojistik avantajlarını ön plana çıkarmaya çalıştığı bir dönemi işaret ettiğini belirten Globelink Ünimar İcra Kurulu Başkanı Fatih Baş, Türkiye’yi sadece bir geçiş ülkesi değil, lojistik merkezi haline getirmesi beklenen Kalkınma Yolu ve Orta Koridor projelerini 10 Soruda açıkladı.
1. Kalkınma Yolu projesi nedir?
Kısaca projeyi tanımlayarak başlamak gerekirse, dünyada gelişen ve büyüyen ticaret hacminin var olan düzende yeni yollar araması, küresel bağlantıların çıkmaza girdiği noktalarda global ticaretin alternatif kanallar ihtiyacına yönelik geliştirilen bir proje olduğundan bahsedebiliriz. Türkiye’nin buradaki stratejik konumunu, direkt olarak küresel ticaretin bel kemiği görüntüsüyle özetlenebilir. Irak’ın Basra kentinden başlayarak Türkiye'nin güneyine, oradan da Avrupa'ya uzanan bir lojistik koridoru oluşturmayı hedefleyen bu altyapı projesi, ülkemiz için Yeni İpek Yolu yaklaşımını barındırıyor. Ülkemizin stratejik konumunu güçlendirecek “Kalkınma Yolu Projesi”, artık Irak’tan Londra’ya kadar kara ve demir yolu ile Avrupa’nın her ülkesine kesintisiz ulaşım sağlayabileceğimizi ifade ediyor. Irak’ın yeniden inşa sürecine katkıda bulunarak, bölgedeki ticaret hacmini artırmayı ve küresel lojistik rotalarında önemli bir rol üstlenmeyi amaçlıyor. Projenin temelinde, Irak'ın Basra Limanı’ndan başlayarak demiryolu ve karayolu hatlarıyla Türkiye’ye ulaşan bir koridor yer alıyor. Süveyş kanalı rotasına kıyasla neredeyse 15 günlük bir kazanımdan bahsediyoruz. Bölgesel ticaret ülkemiz üzerinden yeniden şekilleniyor diyebiliriz.
2. Orta Koridor nedir?
Türkiye, Asya ile Avrupa arasındaki jeostratejik konumuyla küresel ticaret için kilit bir noktada yer alıyor. Doğu-batı ve kuzey-güney koridorları kesişim alanında bulunuyoruz. Ülkemizin dünya genelindeki ihtiyacı karşılayacak bu altyapı çalışmasında ana karakter olması kaçınılmaz. Orta Koridor söylemi ise en kısa tanımıyla, Çin'in "Bir Kuşak Bir Yol" girişimi kapsamında geliştirilen ve Avrasya bölgesindeki ticaretin daha verimli ve hızlı bir şekilde gerçekleşmesini sağlayan stratejik taşımacılık alternatifi sunuyor. Çin’in batısından başlayan demiryolu ve Hazar Denizi üzerinden Türkiye'ye ulaşan Orta Koridor, Türkiye’den de Marmaray ve İstanbul Boğazı bağlantıları sayesinde Avrupa’ya kadar uzanacak. Bu güzergâh, halihazırdaki yollara göre daha kısa bir mesafe sunmasıyla önemli maliyet avantajı sağlayacak. Globelink Ünimar olarak bizler de bu yeni uyum sürecinde, kendi operasyonlarımızı ve süreçlerimizi stratejik olarak değerlendiriyoruz.
3. Koridor Savaşları uzun vadede sektörde nasıl bir dönüşüme yol açabilir?
Koridor Savaşları, küresel ticaret rotalarının yeniden şekillendiği ve ülkelerin lojistik avantajlarını ön plana çıkarmaya çalıştığı bir dönemi işaret ediyor. Bu açıdan bakıldığında Koridor Savaşlarının lojistik sektörü başta olmak üzere diğer alanları da önemli ölçüde etkileyeceğini öngörüyorum. Ülkeler arasında artan rekabetle birlikte çeşitli ticaret koridorları gündeme gelmeye devam edecek. Bu girilen yeni dönem, jeopolitik dinamiklerin yeniden şekillendirecek iddialı projelerin geliştirildiği, ülkelerin stratejik konumlarını güçlendirmek istedikleri, ülkelerin uygun bir konjonktür için pozisyon alacakları bir dönem olarak karşımıza çıkıyor. Öne çıkan projeler olarak da Çin'in Kuşak ve Yol Girişimi Projesi ve Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ile Hindistan'ın tahkim ettiği Hindistan-Orta Doğu-Avrupa Ekonomik Koridoru (IMEC) Projesi, ülkemizin ticaret rotalarındaki kalkınmasını güçlendirecek olan Kalkınma Yolu Projesi’ni sayabiliriz. Bu değişimler küresel ticaret merkezlerinin değişmesine neden olacaktır. Geleneksel ticaret yolları yanında, yeni koridorlar da önem kazandıkça, lojistik firmaları bu yeni güzergahlara uyum sağlamak ve bu rotalarda güçlü bir varlık göstermek durumunda kalacak. Ancak, Türkiye gibi stratejik konumda bulunan ülkeler, bu değişimi lehine çevirebilir ve küresel ticaretin kritik noktalarından biri haline gelebilir. Koridorlar üzerinde süren kontrol mücadelesi, lojistik firmalarının stratejik ortaklıklar kurmasını ve risk yönetimine daha fazla odaklanmasını gerektirebilir. Bu durum, sektördeki oyuncuların sadece operasyonel değil, aynı zamanda stratejik karar alma süreçlerinde de daha proaktif olmalarını zorunlu kılıyor.
4. Kalkınma Yolu projesinin Orta Doğu ile Orta Koridor ülkelerine olan etkileri nedir?
Kalkınma Yolu projesi, Orta Doğu ülkelerine bölgedeki ticaret akışının hızlandırılması ve ekonomilerinin canlandırılması bakımından avantaj sağlıyor. Özellikle bazı ülkeler için de yeniden yapılanma ve ekonomik büyüme açısından kritik bir fırsat sunuluyor. Avrupa’ya daha kolay erişim sağlayarak Orta Doğu’nun mevcut ticaret potansiyelini artırıyor. Pandeminin ardından küresel ticarette yaşanan etkiler, 2022 yılında Ukrayna-Rusya Savaşı sonrasında içinde bulunduğumuz bölgenin lojistik hatlarındaki değişim sürecini hızlandırdı. Kızıldeniz çevresinde tırmanan gerginlik güvenlik krizleri ile sonuçlandı. Deniz rotalarını ele aldığımızda Süveyş Kanalı yolları küresel açıdan riskli bir hale geldi. Sonucunda Ümit Burnu’na yönelen trafik nedeniyle Londra’ya varmaya çalışan ticari gemilerin 10 günlük kayıplarının yanı sıra yüzde 30 oranında da maliyet artışıyla karşı karşıya kaldı. Bu projenin tamamlanmasıyla hem maliyet hem zaman kazancı ticaretin rahat bir nefes almasına yardımcı olacak. Londra’ya varmak isteyen bir geminin 45 günden 25 güne kadar kısa bir sürede rotasını tamamlayabileceğini tahmin ediyoruz.
Orta Doğu ülkeleri için bir kazan – kazan durumu mevcut. Örneğin Irak’ta yaşanabilecek güvenlik risklerine yönelik yönetimler şimdiden önlemlerini sıralamaya başladı. Bu durum istikrarı destekliyor. Bölgede güvenli bir ticaret akışının oluşması, Kalkınma Yolu projesi ile güvenlik risklerinin aşılmasına destek olacaktır.
5. Koridor savaşlarında Türkiye’nin konumu nedir?
Türkiye, sahip olduğu stratejik konumuyla ön plana çıkıyor. Asya ve Avrupa arasında bir köprü görevi gören ülkemiz, farklı güçlerin ticaret koridorlarının kesişim noktasında yer alıyor. Özellikle "Orta Koridor", Türkiye'yi bu mücadelede kritik bir aktör haline getiriyor. Hazar Denizi üzerinden Türkiye'ye, oradan da Avrupa'ya uzanan bu güzergâh, Çin'den Avrupa'ya uzanan ticaretin güvenli ve hızlı bir şekilde gerçekleşmesine olanak tanıyor. Bu durum Türkiye’nin bölgedeki otoritesini kesinlikle güçlendirecektir.
6. Orta Koridor ve Kalkınma Yolu'nun, Türkiye’nin bölgesel lojistik merkezi olma hedeflerine katkısı ne olacak?
1200 kilometrelik demiryolu ve karayolu ile Basra Körfezi’ne bağlayan Kalkınma Yolu Projesi’nin, ülkemizin lojistik üssü olma hedefi doğrultusunda atılan büyük bir adım olduğunu ifade etmek yanlış olmayacaktır. Kalkınma Yolu Projesi ilerleyen dönemlerde Türkiye’nin Orta Doğu ile Avrupa arasındaki ticareti geliştirmenin yanı sıra bölgesel ekonomik entegrasyona da katkıda bulunacaktır.
Öte yandan Orta Koridor, Türkiye’yi Asya ile Avrupa arasındaki köprü konumunu bir kez daha pekiştirerek ülkemizi batı ticaret yollarının merkezine yerleştiriyor. Özetlemek gerekirse hem Orta Koridor hem de Kalkınma Yolu, Türkiye'yi küresel ticaretin merkezi haline getirerek yeni yatırım fırsatlarına ve iş birliklerine açık hale getiriyor. Bu durumun Türkiye’yi sadece bir geçiş ülkesi değil, lojistik merkezi haline getirmesini bekliyoruz.
7. Orta Koridor’un alternatif güzergâhlar sunması, Avrupa ve Asya arasındaki ticaretin dinamiklerini nasıl değiştirebilir?
Orta Koridor, Avrupa ve Asya arasındaki ticarette rekabeti artırarak, farklı lojistik hizmet sağlayıcılarının ve ülkelerin bu süreçteki rollerini yeniden tanımlamalarına neden olabilir. Örneğin, mevcut Kuzey Koridoru büyük ölçüde Rusya üzerinden geçerken, Orta Koridor Hazar Denizi, Kafkasya ve Türkiye üzerinden Avrupa'ya ulaşan daha çeşitli bir güzergâh sunuyor. Bu alternatif, Rusya’nın enerji ve ticaret üzerindeki etkisini dengeleyebilecek bir opsiyon olarak görülüyor.
Orta Koridor’un güvenli ve istikrarlı bir ticaret rotası olarak benimsenmesi, Avrupa ve Asya arasındaki ticaret akışını artırabilir. Bu durum, özellikle Avrupa’ya tedarik zincirinde daha esnek ve sürdürülebilir çözümler sunmak isteyen Asyalı üreticiler için cazip hale geliyor. Türkiye küresel ticaretin yükselen fenomeni olarak uçları birbirine bağlayan bir mekanizma olarak görülmektedir.
8. Kalkınma Yolu projesinin avantajları ve dezavantajları neler?
Proje hem maliyet hem de zaman açısından ciddi avantajları beraberinde getiriyor. Asya ile Avrupa arasındaki süreyi Türkiye üzerinden önemli ölçüde azaltan proje, paralel olarak maliyet tasarrufu da sağlıyor. Bu durum da daha rekabetçi bir ticaret ortamının sağlanması anlamına geliyor.
Sürecin avantajları tabii ki çok fazla. Ancak hepimizin tahmin ettiği gibi Orta Doğu’nun aksiyon planları henüz çok taze, yakında tüm konulara çözüm bulamayabilir. Irak’ta yaşanan gelişmeler pozitif olarak görülse de sağlıklı bir ticaret projesinin gelişebilmesi için tüm uçların bir araya gelmesi, bölgesel yönetimlerin bu konudaki kararlılığı ve azmi gerekir.
9. Koridor savaşlarında e-ticaret ve e-ihracat etkili mi?
Kesinlikle etkili. Günümüzde e-ticaret ve e-ihracat, küresel ticaretin dinamiklerini büyük ölçüde değiştiriyor ve koridor savaşlarında önemli bir rol oynuyor. E-ticarette ve e-ihracatta artan talep, belirli güzergâhların daha yoğun kullanılmasına ve bu güzergâhların optimizasyonuna neden oluyor. Örneğin, Asya’dan Avrupa’ya e-ticaret ürünlerinin hızlı bir şekilde ulaştırılması için güvenli ve hızlı lojistik çözümlerine olan yönelim dikkat çekiyor. Bu da alternatif koridorların geliştirilmesini ve mevcut güzergâhların iyileştirilmesini teşvik ediyor.
10. Gelecek yıllarda neler yaşanabilir?
Gelecek yıllarda günümüzde yaşanan gelişmelerin ekseninde alternatif projeler gündeme gelebilir. Yeni koridorların geliştirilmesi, küresel ticarette büyük değişimlere yol açabilir. Söz konusu projelerin zamanla popüler hale gelmesi, bazı ülkelerin ticaret stratejilerini yeniden gözden geçirmesine neden olabilir. Bu da küresel ticaret haritasında önemli değişikliklere yol açabilir.