10 Soruda: Gümrük rejimindeki değişim lojistiği nasıl etkiliyor?
25/06/2025 - 08:46:00
Son dönemde yürürlüğe giren gümrük mevzuatı değişiklikleri, Türkiye’nin dış ticaret ve lojistik altyapısında önemli dönüşümlere işaret ediyor. Vergi kayıplarının önlenmesinden tüketici güvenliğinin artırılmasına, dijitalleşmeden sürdürülebilirliğe kadar pek çok alanda etkisini hissettiren bu düzenlemeler, aynı zamanda küresel ticarette Türkiye’nin stratejik rolünü güçlendirmeyi hedefliyor. Obdan Sistem Genel Müdürü Arkın Obdan, hem yapılan değişiklikleri hem de bu değişim sürecinin lojistik sektörüne yansımalarını değerlendirdi.
Değişikliklerin temel hedefleri arasında; gümrük işlemlerini daha şeffaf ve etkin hale getirmek, yerli üretimi korumak, e-ticaret yoluyla yapılan ithalatı denetim altına almak, vergi kayıplarını önlemek ve tüketiciyi korumak yer alıyor.
Yapılan düzenlemelere örnek vermek gerekirse;
•Anne-bebek ürünlerinin ve kırtasiye ürünleri gibi tüketiciye hitap eden ürünlerin denetimlerinin yapılarak iç piyasada güvenilir ürünlerin dolaşımı hedefleniyor.
• Tüketici ürünleri tebliğinde güncelleme yapılarak kapsam genişletildi ve hayvansal menşeli parça içeren tüketici ürünlerinin;
a) Etiketinde, ambalajında, üzerinde veya ürüne eşlik eden bir belgede bu parçanın hangi hayvandan elde edildiğine dair bilgiye yer verilerek piyasaya arz edilmesi,
b) Uzaktan iletişim araçları yoluyla yapılan satışlarda da bu bilginin ürünün özelliklerinin belirtildiği alanda tüketiciye sunulmasının zorunlu hale getirildiği belirtildi.
c) Bilgilendirmenin satın alma işleminden önce kolayca görülebilecek, okunabilecek ve tüketicileri yanıltmayacak şekilde Türkçe olarak yapılması zorunluluğu getirildiği belirtildi.
•Posta veya hızlı kargo yoluyla gelen ve ticari mahiyet arz etmeyen eşyalarda vergi oranları artırıldı ve Basitleştirilmiş Gümrük Beyanı ile yapılabilecek işlem limiti 150 Euro’dan 30 Euro’ya düşürüldü. Muafiyet limitlerinin düşürülmesi ve vergi oranlarının artırılmasıyla vergi kayıplarının önüne geçilmesi hedefleniyor.
a) AB ülkelerinden gelen eşyalar için vergi oranı %20'den %30'a çıkarıldı.
b) AB dışı ülkelerden gelen eşyalar için vergi oranı %30'dan %60'a yükseltildi.
c) Özel Tüketim Vergisi Kanunu kapsamındaki belirli mallara %20 oranında ek vergi uygulanacak.
•Onaylanmış Kişi Statü Belgesi başvurularında, geriye dönük iki yıl içinde 12’şer aylık her bir dönem için ayrı ayrı 2 milyon USD ihracat yapılmış olması veya ihracat-ithalat toplamının 7 milyon USD (asgari 1 milyon USD ihracat şartı ile) olması gerekiyor. Bu düzenleme ile OKSB sahibi olmak için kesinlikle ihracat yapma şartı getirildi.
•Belirli ürün gruplarında (örneğin: çanta, ayakkabı gibi) ilave gümrük vergisi oranlarında artışa gidildi. Bu artışlar, yerli üretimi teşvik etmek ve dış ticaret dengesini korumak amacıyla yapıldı.
•Menşe Şahadetnamesi Aranılacak Haller başlıklı gümrük yönetmeliğinin 38. maddesine eklemeler yapıldı ve işlem esnasında veya sonrasında GTİP değişmesi halinde, menşe şahadetnamesi sunulması gereken ürünler için 6 ay içinde menşe şahadetnamesinin getirilebileceği belirtildi.
•2024 senesinde yapılan bir diğer güncelleme ile antrepo işleticilerinin vereceği teminat tutarları artırıldı, bu sayede kamu alacağı güvence altına alındı.
2-Gümrük mevzuatında yapılan son değişiklikler, Türkiye’nin lojistik altyapısını ve taşımacılık süreçlerini nasıl etkiliyor?
Türkiye'de gümrük mevzuatında yapılan değişiklikler, lojistik altyapı ve taşımacılık süreçlerini önemli ölçüde etkiledi. Bu değişiklikler, hem dijitalleşme ve otomasyonun artmasıyla süreçlerin hızlanmasını sağladı hem de maliyet ve uyum açısından yeni düzenlemeler getirdi.
•Yapılan düzenleme ile posta ve hızlı kargo şirketlerinin 1500 Euro’ya kadar vekaletname (YKTS kaydı) olmadan beyanname vermesi sağlandı.
•Avrupa Birliği (AB), hayata geçirdiği İthalat Kontrol Sistemi (Import Control System, ICS2) aracılığıyla gümrük idareleri ve ekonomik operatörler arasındaki bilgi değişimi ve depolama işlemlerini elektronik ortamda gerçekleştirmeyi hedefliyor.
•2022 yılında yayımlanan kararla Ticaret Bakanlığı; lojistik ve taşımacılık sektöründe hizmet ihracatını artırmak amacıyla yurt dışında lojistik dağıtım ağları kurulmasını ve intermodal taşımacılığı destekleyecek aktarma merkezlerinin oluşturulmasını planlıyor. Bu yatırımlar, Türkiye'nin küresel ticaretteki konumunu güçlendirmeyi hedefliyor.
•Ticaret Bakanlığı’nın oluşturduğu Liman Tek Pencere Projesi ile liman işlemlerinin daha hızlı, güvenli ve kolay şekilde yürütülmesi sağlandı. Benzer şekilde, limanlarda gerçekleştirilen gümrük işlemlerinin dijitalleştirilmesine ilişkin Konteyner ve Liman Takip Sistemi de ayrıca hayata geçirildi.
•Sarp, Kapıkule, Habur, Gürbulak gibi giriş kapılarında dijitalleşme sayesinde işlemlerin daha hızlı gerçekleştirilmesi sağlanıyor.
•NCTS Faz 5 ile;
a) Taşıma sırasında meydana gelen olayların kaydının tutulması ve transit işleminin devam etmesini sağlayan sistem aktive edildi.
b) Transit beyannamelerinin, eşyanın gümrüğe sunulmasından 30 gün önce verilebilmesi sağlandı. Bu değişiklikle daha fazla esneklik sağlanarak işlemlerin hızlandırılması hedefleniyor.
c) Ulusal ve uluslararası gümrük sistemleri arasında daha iyi veri alışverişi sağlanıyor ve gümrük işlemlerinin doğruluğu ve verimliliği artıyor.
3-İthalat ve ihracat süreçlerindeki yeni düzenlemeler, Türkiye’nin lojistik operasyonlarında hangi kolaylıkları ya da zorlukları beraberinde getiriyor?
Kolaylıklar açısından baktığımızda; mevzuatın daha net hale gelmesinin, firmalar için operasyonel öngörülebilirliği artırdığını belirtebiliriz. Öte yandan, yeni yükümlülükler özellikle küçük ölçekli firmalar için ilk etapta yatırım ve adaptasyon anlamında zorluklar yaratabilir. Ancak bu süreçlerin sonunda, daha sağlam ve güvenilir bir dış ticaret altyapısına ulaşmanın mümkün olduğu düşüncesindeyim.
4-Ticaretin kolaylaştırılması hedefiyle yapılan düzenlemeler, lojistik sektörü açısından sürdürülebilir taşımacılıkla nasıl ilişkilendirilebilir?
Ticaretin kolaylaştırılması, taşıma araçlarının daha verimli çalışmasına olanak tanıyor. Bekleme sürelerinin kısalmasıyla karbon salımı da düşüyor. Ayrıca, dijitalleşme sayesinde kağıt kullanımının azalması, gümrük işlemlerinde enerji tasarrufu sağlıyor, sürdürülebilir taşımacılık hedeflerine de katkıda bulunuyor.
5-Yeşil lojistik uygulamaları, güncel gümrük ve dış ticaret politikalarıyla ne ölçüde uyumlu ilerliyor?
Türkiye’de yeşil lojistik uygulamaları, Avrupa Yeşil Mutabakatı ve sınırda karbon düzenlemeleri gibi politikalara giderek daha fazla uyum sağlıyor. Gümrük süreçlerinde karbon ayak izi raporlaması, geri dönüştürülebilir ambalajların teşviki gibi konular da gündemde.
Biz de Obdan Sistem olarak sektördeki rolümüzü sadece operasyonlarımızla sınırlamıyor; aynı zamanda müşterilerimize, paydaşlarımıza ve kamuoyuna ilham veren bir yaklaşım sergiliyoruz. Altyapımızı geliştirirken kaynak kullanımımızın çevresel sürdürülebilirliğe uygun olmasını sağlayacak adımlar atıyoruz. Bu doğrultuda, Gebze Akviran’daki depo ve antrepomuzda sürdürülebilirliği önceliklendirdik. Yeni yatırımımız, kendi elektriğini üreteceği ve kendi suyunu stoklayacağı çevre dostu bir tasarıma sahip olacak. Bu sayede enerji verimliliği sağlayacak ve sürdürülebilirlik hedeflerimize katkıda bulunacağız.
Bununla birlikte, bu geçişte firmalara hem bilgilendirme hem de süreç danışmanlığı sunuyoruz. Sıfır karbon hedefimiz doğrultusunda, sektörel farkındalık yaratma ve bilinçlendirme çalışmalarını temel sorumluluklarımız arasında görüyoruz. Özellikle sınırda karbon düzenlemeleri gibi kritik konularda müşterilerimize düzenli bilgilendirmeler yapıyor ve işletmelerin bu dönüşüme uyum sağlamalarına yardımcı oluyoruz. Bu kapsamda, düzenlediğimiz eğitimler ve bilgilendirme oturumlarıyla firmaların karşılaşabilecekleri zorlukları aşmaları için yanlarında oluyoruz.
6-Dijitalleşme, özellikle lojistik hizmet sağlayıcıları için gümrük işlemlerinden taşımaya kadar hangi süreçleri dönüştürüyor?
Dijitalleşme; beyanname hazırlama, izin süreçleri, taşıma planlaması, stok takibi ve hatta son teslimat gibi tüm süreçleri dönüştürüyor. Biraz daha detaya inecek olursak; yapay zeka ve blockchain teknolojileri, lojistik sektörünün geleceğini şekillendirecek iki anahtar unsur olarak öne çıkıyor. Yapay zeka; talep tahmini, rota optimizasyonu ve kaynak yönetiminde büyük verimlilik artışları sağlarken, blockchain teknolojisi ise tedarik zinciri boyunca şeffaflık ve güvenilirliği artırıyor.
Obdan Sistem’de yapay zeka destekli lojistik planlama araçlarını devreye alarak süreçlerimizde önemli bir hız ve maliyet avantajı elde ediyoruz. Aynı zamanda, blockchain tabanlı gümrükleme ve veri güvenliği çözümleri üzerinde çalışıyoruz. Bu teknolojilerin hem bizim operasyonlarımızı hem de müşterilerimizin iş süreçlerini daha güvenli ve verimli hale getireceğine inanıyoruz.
7-Türkiye'nin lojistik sektörü, dijital ve çevreci dönüşümler karşısında nasıl bir adaptasyon süreci yaşıyor?
Adaptasyon süreci çok boyutlu ilerliyor. Sektörümüz de sürece hızlı adapte olmaya çalışıyor. Büyük firmaların bu dönüşüme önemli yatırımlar yaptığını gözlemliyoruz. Tabii KOBİ’ler için de devlet destekleri, teşvik ve rehberlik büyük önem taşıyor. Bu sürecin başarılı olabilmesi için tüm aktörlerin iş birliği içinde hareket etmesi gerektiğine inanıyorum. Obdan Sistem olarak, hem operasyonlarımızda dijital ve çevreci çözümler geliştiriyor hem de iş ortaklarımızı bu dönüşüme hazırlıyoruz.
8-Küresel ticari gerilimler (örneğin ABD-Çin vergi tarifesi krizleri), Türkiye'nin lojistik merkezi olma potansiyelini nasıl etkileyebilir?
Küresel ticarette yaşanan gerilimler, tedarik zincirlerinde yeni rota arayışlarını doğuruyor. Türkiye, coğrafi konumu sayesinde bu tür durumlarda güçlü bir alternatif olarak öne çıkıyor. Alternatif tedarik zincirlerine olan ihtiyaç arttıkça, jeopolitik konumu sayesinde ülkemizin lojistik merkezi olma potansiyeli güçleniyor. Ancak fırsatları değerlendirebilmek için lojistik altyapının güçlendirilmesi ve düzenleyici çerçevenin sürekli güncel tutulması gerekiyor. Bu tür süreçlerde hızlı aksiyon almak, çevik ve dinamik olmak büyük önem taşıyor.
9-Bu dönüşüm sürecinde Türkiye'nin Orta Koridor ve Kalkınma Yolu gibi projeleri lojistik açıdan nasıl bir stratejik avantaj sunuyor?
Orta Koridor, Çin'den Avrupa’ya uzanan büyük lojistik hatlardan biri ve Türkiye bu hattın kalbinde yer alıyor. Orta Koridor’da verimliliğin sağlanamaması, birden fazla ülkenin ve Hazar Denizi’nin geçilmesi, süreçleri oldukça uzatıyor. Buna ek olarak, Kızıldeniz’de belirli aralıklarla yaşanan kriz de durumu daha karışık hale getirdi. Tüm bu nedenlerle Kalkınma Yolu Projesi gündeme getirildi.
Orta Koridor ve Kalkınma Yolu projeleri, Türkiye'yi doğu ile batı arasında kritik bir lojistik köprü haline getiriyor. Bu projeler sayesinde transit süreleri kısalırken, ülkemizin lojistik ağı daha da güçleniyor. Özellikle bölgesel ve küresel ticaretin yeniden şekillendiği böyle bir dönemde, bu projelerin stratejik öneminin her geçen gün daha da arttığı bir gerçek.
Türkiye'nin lojistik merkezi olma hedefi doğrultusunda bu projelerin verimli işletilmesi küresel pazarda bize stratejik bir avantaj sunacaktır. Türkiye’de dinamik, krizlere aşina ve hareket kabiliyetine sahip bir sektör söz konusu. Oldukça esnek hareket edebilme yeteneğine sahibiz. Bu da bizim sektör olarak çevik olmamız ve ticaret savaşlarında aktif davranmamız gerektiğini gösteriyor. Bunun yanında devletimizin ve hükümetimizin destek olması önemli. Koridorlar arası mücadelede vize problemleriyle karşı karşıya kalabiliyoruz. Bu sorunu çözmek için hep beraber hareket etmeliyiz. Bakanlıklarımız da kendi aralarında hemfikir olursa, yıl boyunca sektör olarak çok önde olacağımızı düşünüyorum.
Biz de Obdan Sistem’in bu sürecin bir parçası olmasını ve müşterilerimize bu rotada benzersiz lojistik çözümler sunmayı hedefliyoruz. Bölgesel riskleri göz önünde bulundurarak operasyonlarımızı çeşitlendirmeye ve alternatif rotalara yatırım yapmaya devam ediyoruz. Amacımız, Türkiye’nin lojistikteki stratejik avantajlarını en verimli şekilde kullanırken olası risklere karşı hazırlıklı olmak.
10-Lojistik sektöründe dönüşüm sürecini neler belirleyecek?
Lojistik sektörü, dijitalleşme, sürdürülebilirlik ve bölgesel entegrasyon konularında dönüşüm yaşıyor. Bu dönüşüm sürecinde kamu-özel sektör iş birliği, eğitim ve teknolojiye yapılan yatırımlar belirleyici olacak. Diğer taraftan Türkiye’nin lojistikte bölgesel bir güç olma yolunda önemli bir fırsat penceresi yakaladığını düşünüyorum. Bu süreci doğru yönetebilirsek, ülkemizin küresel rekabetteki konumu çok daha güçlenecektir. Obdan Sistem olarak, bu sürecin içinde yer alarak operasyonel ve vizyoner bir rol üstleniyoruz. Türkiye’nin lojistik gücünü artırma yolunda üzerimize düşeni yapmaya kararlıyız.