e


Global lojistik sektöründe yeni yaklaşımlar

10 soruda bu haftaki konuğumuz İstanbul Bilgi Üniversitesinde Yar. Doç. Dr Ruhet Genç bizlere Global lojistik sektöründe yeni yaklaşımları değerlendirecek.





ruhet_genc_bilgi_ueniversitesi.jpg

1.       Çevik tedarik zinciri ne anlama gelmektedir?

Tedarik zincirinde “çeviklik” (agility) kavramı, en son müşterinin isteklerinin okunabilmesi ve ihtiyaçlara cevap verilebilmesi olarak tanımlanabilir. Bilgi teknolojilerinde son yıllardaki gelişmeler firmaların müşterilerin taleplerini çok daha açık bir şekilde öğrenmelerine yardımcı olmaktadır. Müşterilerin talepleri daha çok öğrenildikçe bu çok değişken ve farklı taleplerin nasıl karşılanacağı da zorluk teşkil etmektedir.  Tedarik zincirindeki çeviklik kavramı tedarik zincirindeki farklı iş alanlarının işbirliği içerisinde çalışmasını da beraberinde getirir. Tedarik zincirindeki tüm partnerler son müşterinin memnuniyeti için ürüne veya hizmete bir değer katarlar. Birbirlerinin işlerini daha kolay hale getiren bir ağ sisteminde ise partnerler müşteri memnuniyetini artırabilirler.

 

2.       Çevik tedarik zinciri, klasik (yalın) tedarik zinciri anlayışından hangi noktalarda ayrılır?

Yalın tedarikteki mallar genelde hammadde iken, çevik tedarikte mallar daha çok moda ürünlerdir. Yalın tedarikte piyasadan gelen talepler tahmin edilebilir durumda iken çevik tedarikte talepler çok değişiklik gösterebilir. Yalın üretimde ürün yelpazesi dar, çevik tedarikte ise oldukça geniştir. Yalın üretimde ürünün kullanım süresi uzun iken çevik üretimde bu daha kısadır. Yalın tedarikte kâr marjı düşük iken çevik tedarikte bu yüksektir. Yalın tedarikte fiziksel harcamalar daha çok ön plandayken çevik üretimde pazarlanabilirlik veya yeniden satılabilmeden doğan sorunlar nedeniyle harcamalar artabilir. Tahmin mekanizmaları yalın tedarikte algoritmalara dayanırken çevik tedarikte danışmanlığa dayanır. Yalın tedarikte odaklanılan nokta genelde boşa harcamaları azaltmak iken çevik üretimin odak noktası müşterilerdir.

Yalın tedarikte kurulan partnerlikler uzun süreli ve kalıcı iken diğerinde yaşanan partnerlikler akıcı ilişkilerle şekillenir ve ayrıca daha kısa süreli ve değişkendir. Yalın tedarikteki en temel performans, ölçümleri verimliliğe dayanırken çevik üretimde müşteri memnuniyetidir. Standartlara uyum, iş süreçlerini standart hale getirme yalın üretimde en önemli süreçsel amaçlar iken çevik üretimde operatörün kendi kendini yönetebilmesi ve otonomisini kurması amaçlanan bir süreçtir. Yalın tedarikte lojistik planlamalar daha sabit ve belirli zaman aralıklarında yapılırken çevik tedarikte lojistik planlamalar çok esnektir ve talebe göre şekillenir.

 

3.       Küresel lojistik zincirinin bileşenleri ve kolaylaştırıcıları kimlerdir?

Global lojistik sektörü günümüz küresel piyasa dinamikleri doğrultusunda ve onun gerektirdiği ölçüde etkin bir şekilde gelişmiş ve organize olmuştur.  Bu da birçok aracı ve kolaylaştırıcı firmanın beraber hareket ettiği karmaşık ve çok aktörlü bir piyasa sistemi oluşturmuştur. Bu bileşenleri, işlem gördüğü lokasyonlara göre farklı tanımlar alsa ve görevler üstlense de genel olarak şu şekilde sıralayabiliriz: Uluslararası yük sevkiyatçıları, gemi sahipliği olmayan ortak taşıyıcı (Non-Vessel Operating Common Carrier-NVOCC), ihracat yönetim şirketleri (Export Management Company-EMC), ihracat ticari şirketleri, taşıma işleri organizatörü, gümrük komisyoncusu, konsalidatörler, sevkiyatçı dernekleri, ithalat yönetimi kuruluşları…

 

4.       Dördüncü Parti Lojistik Sistemleri (DPL) nedir? Günümüz global lojistik sektöründe içindeki yeri nedir? 

Dördüncü Parti Lojistik kavramı ve içeriği ilk olarak Accenture firması tarafından tanımlanmış ve halen daha bu firma tarafından ticari bir marka olarak kullanılmaktadır. DPL kısaca bir tedarik zincirini entegre eden bir firma ya da servis sağlayıcısı olarak tanımlanabilir. Bir DPL firması, kendi firmasının teknolojisini, kaynak ve özelliklerini tamamlayıcı servis sağlayıcıları ile birleştirir, ekler ve yönetir. Böylelikle, tedarik zincirine ilişkin sorunlara kapsamlı bir çözüm sunar. DPL yaklaşımı, yeterli bilginin, bilgi teknolojisinin, başarılı tedarik zinciri ilişkilerinin kurulması ve sürdürülmesi için gerekli kapasitelerin sağlanması konusunda da işlevseldir. Bu açıdan DPL, tedarik zincirinin bütününe ilişkin çözümler üretir ve geniş kapsamlı olarak değerlendirir. 

DPL’nin tedarik zincirine ilişkin çözümleri, yeniden keşfetme, dönüştürme, uygulama ve yürütme olmak üzere dört aşamadan oluşur. Bir DPL uygulayıcısı; üçüncü parti lojistik sağlayıcılarının ve bilgi teknolojisi servis sağlayıcılarının koordineli bir şekilde çalışmasını sağlamalıdır. Böylece firmalar tek bir DPL ile birlikte çalışarak farklı firmalarla iletişim kurma ve organize bir şekilde çalışma yükünden kurtulmuş olacaktır. DPL sağlayıcıları, tedarik zincirinin bütününü dikkate alır ve böylece müşterilere sunulan hizmetin kalitesini yükseltebilir.  

 

5.       Küresel bir lojistik zincirinde planlamanı yeri ne olmalıdır? Lojistik planlama hiyerarşisi nasıl sağlanabilir?

Lojistik aktivitelerin uygulanabilmesi için etkin bir planlama sisteminin geliştirilmesi gerekmektedir. Etkili bir dağıtım ve lojistik sistemi için gerekli olan karmaşık ve simültane yürütülmesi gereken sistemler vardır ve bu sistemlerin planlanması gerekir. Etkili lojistik yönetiminde planlama ve kontrolün önemi büyüktür. Planlama operasyonun uygun bir şekilde yürümesini, doğru olanın yapılmasını, hazırlıklı olunmasını veya operasyonun etkinliğinin sürdürülmesini sağlar. Lojistik planlamanın zamansal değişkenler göz önüne alınarak bir hiyerarşi içerisinde gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Buna göre lojistik planlama hiyerarşisinin stratejik, taktiksel ve operasyonel olmak üzere üç ayağı vardır.

Stratejik planlama, firmanın birimleri ve işlevleri arasındaki dengeleri veya firmanın diğer firmalarla ilişkileriyle ilgili olan orta ve uzun dönemli (1 ile 5 yıllık) planları kapsar. Taktiksel planlama ulaşım, depolama ve yönetimsel alanlarda stratejik planlarla bağlantılı olarak yapılan daha kısa vadeli ve detaylı planlardır. Standartların veya kuralların dışına çıkılarak yürütülen ihtiyaca cevap vermek üzere günlük alınan kararlar ise operasyonel planlamadır. Lojistik sistemler, günümüz global piyasa dinamikleri içerisinde çok dinamik süreçler olduğu için bu planların sürekli güncellenmesi, kontrolü firmanın rekabet edebilirliği ve büyümesi anlamında hayati öneme sahiptir.

 

6.       Lojistik yönetiminde kültür faktörü ne anlama gelir ve bu alanda yaşanan sorunlar nelerdir?

Kültür, tarih içerisinde yaratılan ve insana ilişkin olan bir anlam sistemidir. Bir grup insanın bireysel ve toplu yaşamlarını anlamada, düzenlemede ve yapılandırmada kullandıkları inançlar ve adetler sistemidir. Her yönetişim alanında olduğu gibi kültür kavramı lojistik yönetimi için de göz önünde bulundurulması gereken bir kavramdır. Lojistik yöneticilerinin firmanın faaliyet yürüttüğü sektörlerde var olan müşterilerin kültürel farklılığını çok iyi derecede anlamış olması gerekmektedir. Küresel çapta örgütlenmiş bir organizasyon için bu durum daha önemli bir boyuttadır. Müşteri kültürlerinin iyi analiz edilmesi lojistik sisteminin gelişimini artıran bir unsurdur. Bu nedenle satın alıcıların etraflıca değerlendirilmesi ve taleplerine uygun ortamların yaratılması lojistiğin direkt olarak etkilendiği konuların başında gelmektedir. Yüksek başarıya ulaşma amaçlı alınan stratejik kararlar, yönetimin kültürel farkları dikkate aldığı ölçüde geçerlilik kazanıp başarı sağlayacaktır.

 

7.       Dünya standartlarında bir lojistik sisteminin özellikleri nelerdir?

Dünya standartlarında (World-class) bir lojistik sistemi, global dünya piyasasında hem rakipleri hem müşterileri hem de lojistik yönetimi konseyi tarafından kabul görmüş, bu alandaki başarısını yıllar içerisinde ispat etmiş kurumsal lojistik sistemlerdir. Lojistik yönetimi konseyi tarafından yürütülen bir çalışmada, “world-class” lojistik hizmetlerini başarabilmek için gerekli dört önemli nokta tespit edilmiştir: Bir örgütün lojistik operasyonlarına rehberlik edecek stratejik ve yapısal yaklaşımı olan yerleştirme (konumlandırma), lojistiğin içsel başarısını ve tedarik zinciri ilişkilerinin geliştirilmesini ifade eden bütünleşme (entegrasyon), bir firmanın müşteri ihtiyaçlarına ve değişen piyasa koşullarına cevap verebilme yeteneği olan atik olma ve örgüt amaçlarına ulaşabilmek için iç ve dış denetim sistemlerinin yaratılması anlamına gelen ölçüm. Bir lojistik firması bu dört ayağı başarılı bir şekilde organize edip devamlılık sağlayacak ve yaratıcı süreçlerle besleyecek şekilde örgütlenebildiği sürece dünya standartlarında bir lojistik sistemi olma hedefine ulaşabilir.

 

8.       Günümüz global lojistik sektöründe yöneticilerin karşılaştığı temel zorluklar nelerdir?

Günümüz dünya piyasasının örgütlenişini ve işleyişini incelediğimizde, firmalar arası rekabetin giderek üretim ve müşteri pazarı üzerinden kullanılan tedarik zincirlerine kaydığını gözlemliyoruz. Artık belirli sektörlerde başarılı organizasyonlar lojistik bölümünü firmanın merkezine yerleştirerek diğer bütün bölümlerin bunun etrafında filizlenmesini uygun bir gelişim olarak planı olarak benimsiyorlar. Bu anlamda lojistik yöneticilerinin konumları, stratejileri ve uygulamaları firmaları için hayati öneme sahiptir. Günümüzde, lojistik yöneticilerini başarılı kılacak; büyümekte olan rekabetçi tehditler, artan küresel talepler ve yükselen maliyetler karşısında işletme performanslarını geliştirmekte gösterdikleri çabalar olacaktır. Küresel piyasa dinamiklerini takip edip, geçmiş deneyimlerin ışığıyla farklı yaratıcı ve cesur çözümlemeler, çalışmalar ve atılımlar yapabilen yöneticiler bugünün başarılı lojistik liderleri olacaklardır. 

 

9.       Global Lojistik Sektöründe toplam kalite yönetiminin önemi nedir?

Toplam Kalite Yönetimi, endüstri bölümündeki birçok kesimin esas girişimdir. Birçok firma, masrafları en aza indirmek, servisi güçlendirmek ve müşteri memnuniyetini yükseltmek için, kalite tanımlama ve geliştirme yolunda hareket etmektedir. Lojistik sektöründe rekabet avantajı sağlamak ve dünya standartlarında güncel ve müşterilerin ihtiyaç ve beklentilerine göre şekillenen bir organizasyon yaratmakta konusunda toplam kalite yönetimi sıkça başvurulan bir yöntemdir.

Lojistik kalite sürecini geliştirmek için kapsamlı, bütünlüklü ve dinamik bir yaklaşım gerektirir: Kalitenin arkasındaki güç, en üstteki yönetici olmalıdır. Bu sorumluluk, ortak yönetimi ve lojistik müdürü tarafından da taşınmalıdır. Üst düzeydeki bu yetkililerin, ulaşmaları gereken hedeflere odaklanmaları gerekmektedir. Genelde kalite süreci, üst yönetimin sorumsuzluğundan dolayı başarısız olmaktadır. Müşterilerin ihtiyaçları ve gereksinimlerini tanımak gerekecektir. Bunun için müşterilerin ihtiyaçlarına yönelik çok titiz bir inceleme yapılmalıdır. Geçerli performans düzeylerini ölçmek için, firmalar bilimsel ve kararlı bir biçimde bilgi elde etmelidirler. Lojistik kalite sürecine göre bir kalite planı oluşturmak uygundur. Etkili uygulama lojistik toplam kalite yönetiminde başarılı olmak için çok önemlidir. Kalite sürecinin devamlı bir süreç olduğu ve toplam süreç içinde başlayıp bitmediği anlaşılmalıdır.

 

10.   Küresel çapta örgütlenmiş ve rekabetin üst düzeyde olduğu lojistik sektöründe rekabet avantajı nasıl sağlanabilir?

Son yıllarda dağıtım ve lojistik anlayışları önemli ölçüde değişmektedir. Artık satış oranlarını belirleyen sadece bir ürünün marka isminden dolayı müşterilerin bu ürünü seçmesi değil, aynı zamanda müşterinin bu mala ne kadar kolay ulaşabildiğidir. Küresel bir rekabetin olduğu lojistik sektöründe hakim firma yaklaşımı hem etkin bir dağıtım stratejisi oluşturmak hem de maliyetleri minimuma indirmeye çalışarak rakiplerine oranla düşük bir fiyat belirleyebilmektir. Bu anlamda iki tür rekabet avantajı sağlama stratejisi vardır: Fiyat avantajı ve değer avantajı. Bir lojistik firması hizmet avantajı sağlamak için müşterilerine ürün tesliminde özel servisler sunabilir ya da çok farklı dağıtım kanallarında ürünün dağıtımını yapabilir. Garantili hizmet sistemleri oluşturulabilir ya da siparişlerin durumu düzenli bir şekilde kontrol edilebilir. Fiyat avantajı sağlamak için ise harcamalar minimuma indirilir. Daha az envanter ve atik harcamaları yapılır. Tüm üretim ve dağıtım kaynaklarından mümkün olduğunca etkin bir şekilde yararlanılması sağlanır. 

 

Kaynaklar

Genc, R 2009, Çağımızın Mesleği: Lojistik ve Tedarik Zinciri Yönetiminin Yöntem ve Kavramları, Detay Yayıncılık, Ankara.

Rushton, A, Croucher, P, Baker, P 2006, The Handbook of Logistics and Distribution Management, Kogan Page Publishers, ISBN 0749446692, 978-0749446697.  

Kutlu, S 2007, Fourth Party Logistics: Is It the Future of Supply Chain Outsourcing?, Best Global Publishing Ltd, ISBN 184693057X, 9781846930577.

Gourdin, K 2006, Global Logistics Management: A Competitive Advantage for the 21st Century, Wiley-Blackwell, ISBN 1405127139, 9781405127134.

 

 

 

 

 




SEKTÖRLER VE LOJİSTİK

  • Otomotiv
  • Enerji
  • Gıda
  • Akaryakıt
  • Tekstil
  • Kimya
  • İnşaat
  • Lastik
  • İhracat