Tehlikeli madde taşımacılığı teknik ve ihtisas işidir!
1970’lerden günümüze dökme kimyasal madde taşımacılığı alanında tamamı paslanmaz çelik ve alüminyum tanktan oluşan ADR belgeli araçları ile ulusal ve uluslararası alanda taşımacılık geçekleştiren İsmet Yılmaz Ltd. yeni yatırımlarla büyümesini sürdürüyor.
Karayolu, denizyolu ve demiryolundan oluşan geniş yelpazede sunduğu taşımacılık çözümleriyle birçok yerel ve küresel şirketin tercihi olmayı başaran İsmet Yılmaz Ltd. yatırımlarını ise müşterilerinin beklentileri ve gereksinimleri doğrultusunda şekillendiriyor. Kriz dönemde bile filo yatırımından kaçınmadıklarını belirten İsmet Yılmaz Ltd. Genel Müdür Yardımcısı Numan Kahraman, 2012 yılında filolarını 9 yeni ADR belgeli araçla güçlendireceklerini söylüyor. Tehlikeli madde taşımacılığının teknik ve ihtisas isteyen bir alan olduğunu belirten Kahraman, “Bu nedenle sürecin teknik tarafının TSE tarafından yürütülmesi ve müdürlük düzeyinde ayrı bir otoritesinin oluşturulması zorunludur. Günümüzde Türkiye bu yolda ilerlemektedir” diyor.
Standart bir taşıyıcı değiliz!
Şirketiniz hakkında bilgi vererek, tehlikeli madde taşımacılığı alanında sunduğunuz çözümlerden söz eder misiniz?
Firmamız kurulduğu 1970 yılından bu yana sahip olduğu karayolu tanker araçları ile likit, tehlikeli ve zararsız kimyasal madde taşımacılığının yanı sıra gıda maddelerinin yurtiçi ve uluslararası parkurda dökme taşımacılığını gerçekleştirmektedir. Merkez ofisi Gaziantep’te bulanan şirketimizin tüm araç operasyonları Kocaeli’deki şubesinden yönetilmektedir. Kimyasal ve gıda maddelerinin taşınmasına uygun araç parkamızla birlikte, yurtdışı taşımaları için TIR karnesi belgesi ve global teminatı ile müşterilerimizin ihtiyaçlarına uygun olarak taşıma hizmetleri verebilmekteyiz. İsmet Yılmaz Ltd. olarak standart bir taşıyıcı gibi çalışmıyoruz. Tüm planlamalarımız ve yatırımlarımızı müşteri odaklı gerçekleştiriyoruz. Geliştirdiğimiz güçlü alternatif çözümler ve etkin operasyonel yönetimimizle müşterilerimizin maliyetlerini minimize ederken, iş yükünü de hafifletiyoruz. Filomuzdaki araçların bakım ve onarımları içinde etkin bir garaj yöntemimiz var. Aldığımız bu tedbirlerle kalite standartlarımızı yükseltirken, oluşabilecek risklerin de önüne geçiyoruz. Bu kapsamda bizim ne sürücümüz hasta olur ne de lastiğimiz patlar. İsmet Yılmaz Ltd. Türkiye’de ve kimyasal madde taşımaları için üretilen ilk ADR belgeli tanker - yarı römorku satın alan firmadır. Teknolojiyi ve günü iyi takip ederek yaptığımız araç yatırımlarıyla bu misyonumuzu sürdürüyoruz. Doğu Avrupa ülkelerine en fazla tehlikeli kimyasal madde taşıyan firma unvanımızı koruyoruz. Türk firması olarak Avrupa’daki müşterilerimize de Türkiye’de yaptıkları alış veya satışlarda hizmet sunuyoruz. Bu kapsamda müşteri portföyümüz sınırlarımızı çoktan aştı. Bu müşteriye hizmet etmek veya tabiri caiz ise elde tutabilmek bu misyonumuzun bir eseridir. Kriz döneminde filomuza 8 ADR belgeli araç kattık. 2012’de de otoriteler “dikkatli olun” açıklamaları yaparken bizim hedefimiz 15 ADR belgeli yarırömork ve 2 adet tanker kamyon araçla filomuzu büyütmektir. Siparişlerini onayladığımız ilk 3’ünün teslimatı Şubat ayının ikinci haftasında gerçekleşmiş olacak.
Tehlikeli kimyasal madde taşımacılığında yurtdışında ağırlıklı olarak hizmet verdiğiniz destinasyonlar söz eder misiniz?
2011 yılında ulusal ve uluslararası alanda yaptığımız taşımaların yüzde 86,14 gibi çok büyük bir kısmını tehlikeli kimyasal maddeler oluşturdu. Ana taşıma kolumuz olan karayolu ile yakın ve komşu ülkelere hizmet sunuyoruz. Bu kapsamda Balkan ülkeleri, Yunanistan, Ukrayna, Gürcistan, Azerbaycan, Suriye, Ürdün, Lübnan ve Suudi Arabistan en fazla taşıma yaptığımız ülkeler arasında yer alıyor. ISO tank konteyner ve flexy tankları kullanarak Batı Avrupa’dan gemi veya demiryolu ile Türkiye’ye taşıma gerçekleştiriyoruz. Ayrıca Avrupa’da yerleşik lojistik firmalarının Türkiye’ye gemi veya demiryolu ile gönderdikleri tank ve box konteynerları yurtiçine veya yakın komşu ülkelere taşıyoruz. Müşterilerimizin küçük düşünmelerini istemiyoruz. Onlara ‘Büyük Düşünmenin Büyüsü’nden bahsederiz. Müşterilerimiz büyük düşündükçe bizde çözümlerimizi büyütüyoruz.
Geri bildirimle kaliteyi artıracak
Tehlikeli madde taşımcılığında nelere dikkat edilmeli? İsmet Yılmaz Nakliye bu alanda oluşan “riskleri” nasıl minimize ediyor ve fark yaratıyor?
Operasyonu yöneten arkadaşların, sürücülerin ve bakım işletmesinde çalışan arkadaşların görev konularında sahip olması gereken ehliyet ve sertifikalara ek olarak dökme kimyasalların yüklenmesi, taşınması ve tahliye edilmesi ile ilgili zorunluluklar konusunda bilgi sahibi olması gereklidir. Biz buna “Genel Farkındalık” diyoruz. Burada oluşturduğumuz eğitim ve yinele eğitimleri ile konuları güncel tutmaya çalışıyoruz. Taşıma bir süreçtir ve bu sürecin dolduran, taşıyan ve tahliye eden olarak üçlü sorumluluğu vardır. Bu üçlü sorumluluğun sahiplerinin taşınan ürünün ne olduğu ve elleçleme aşamalarının neler olduğu konusunda eğitimler almalı ve düzenli olarak hatırlatma eğitimleri düzenlenmelidir. Taşıma yapan sürücüler SRC5 eğitimi almalı, firmalar da riskli alanlarda en fazla çalışan olan sürücüleri için düzenli olarak hatırlatma eğitimleri düzenlemelidir. Araç ve donanım bakımlarını düzenli olarak yaptırmalı ve etkinliğini muhafaza etmelidir. Taşınan ürünün açığa çıkma olasılığının en yüksek olduğu süreç elleçleme anı yani yüklenir veya tahliye edilirkendir. Bu süreçte dolum tarafında bulunan terminaller oldukça profesyonel ancak tahliye yani müşteri tarafında bazı konularda ihmaller görülmektedir. Bu konuda sürücülerimizden gelen bilgileri derleyerek geri bildirimini yaptığımızda, sorumlu kişilerin olumsuz tavırları ile karşılaştığımız zamanlar oldu. Geri bildirim konusunu 2012 çalışma planımıza aldık. Kalite Yönetim Temsilcimiz ve Teknik Müdürümüz tarafından hazırlanan tahliye sırasındaki tespit raporları müşteri adreslerine iletilecek. Umarım karşımıza direnç çıkmaz. Bugün tahliye anında statik elektriği deşarj edecek topraklama sistemi olmayan bir tesis var ve “arabana zincir bağla o zaman” şeklinde dönen bir zihniyet var ise daha alacak çok yolumuz var demektir.
ADR Yönetmeliği sektörü nasıl etkileyecek? Bu kapsamda kurulan Tehlikeli Mal ve Kombine Taşımacılık Düzenleme Genel Müdürlüğü’nün bu süreci nasıl etkileyeceğini düşünüyorsunuz? ADR’ye uygun olmayan binlerce araç ne olacak?
10 yılı aşkın süredir yükleme terminallerinin, tesislerinde araçlarda olmasını istedikleri standartlarda ısrarcı olması ve uygun olmayan araçları terminallerine almamasından dolayı zararsız veya tehlikeli kimyasal madde taşıyıcıları araçlarına kısmen de olsa bir standart getirmek zorunda kalmıştır. ADR konusunun gelişmesini ve etkin bir şekilde uygulamaya geçmesini en fazla isteyen şirketlerinden biriyiz. Çünkü bu sürecin uzamasından dolayı test süreleri dolan ADR Belgeli araçlarımızı sertifikalandıramayarak bir miktar mağdurda olduk. Her ne kadar eksikleri de olsa bu konuda kamu otoritesi ADR konusunu gündemine almıştır ve bu konuda mevcutları durumu da gözeterek ilerleme sağlama çabası içindedir. 2010 Temmuz ayında Kara Ulaştırma Genel Müdürlüğünce ve nerede ise devletin tüm ilgili birimlerinin de müdür düzeyinde temsilcilerinin katıldığı “ADR Sorumlu Kurum ve Kuruluşları Belirleme Toplantısı” düzenlendi. UND ADR Çalışma Grubu üyesi olarak katıldığım toplantıda belirttiğim gibi, tehlikeli madde taşımacılığı teknik bir konu ve ihtisas işidir. Bu nedenle teknik tarafının TSE tarafından üstlenilmesi ve müdürlük düzeyinde ayrı bir otoritesinin olması zorunludur. Günümüzde Türkiye bu yolda ilerlemektedir. Yine aynı toplantıda Genel Müdür Yardımcısı Ahmet Güner’in kapanış konuşmasında yaptığı “Bugün Avrupa’da 11 ile 18 yıl arasında adapte olmuş bir konvansiyonu üç beş yılda uygulamaya geçirmemizi bekliyorsunuz, acele etmeyin” şeklindeki açıklama durumumuzu net olarak göstermiştir. Bu durumu anlıyoruz ancak adaptasyon süreci uzadıkça Avrupalı taşıyıcılara karşı rekabet gücümüzü kaybediyoruz. Sertifikalarımızın süresi doldu ve şuan taşıma yapamayacak hala geldik.
Mevcut araçlara ADR sertifikası verilemez
ADR 01.01.2014 tarihine kadar kademeli olarak uygulamaya geçildikten sonra ne olacak? Şuan birçok araç sahibi, “Bu kadar ADR’siz araba çöpe mi gidecek, bir formül bulurlar elbet” beklentisi içindedir. ADR Konvansiyonu’nu okuyan ve uygulayan bir kişi olarak bu konudaki net fikrim; bunun bir çözümü yok şeklindedir. Bu araçların “tehlikeli madde taşıyabilir” şeklinde ADR belgesi ile sertifikalandırılmasının imkanı yoktur. Araçlar ile ancak zararsız kimyasal maddelerin taşıması yapılabilir. “Türkiye içerisinde taşımalara izin verirler” diye düşünenler de var ama bu kabul edilen konvansiyona karşı bir muhalefet yaratacağından böyle bir ihtimali de çok gerçekçi görmüyorum. Kanun ile kabul ettiğimiz bu konvansiyon taşımada kullanılacak kapların, üretiminde kullanılacak malzemelerin özellikleri, testleri, dayanımları konuları ile üretimden sonra tabi olacağı dayanımları ihtiva etmektedir. Bu kurallar okunduğu zaman mevcut araçların tehlikeli kimyasal madde taşımalarında kullanılacağı dair belgelendirilemeyeceği net olarak anlaşılıyor. ADR Yönetmeliği’nin, dolduran ve üreticilerin yükümlülüklerini belirleyen maddeleri 01.01.2012 tarihi itibari ile yürürlüğe girmiştir. 01.0.2014’te tam yürürlüğe girecek diyorlar. Bunun anlamı şu, 2014 yılına kadar yatırımlarınızı yapın. Ancak biz halen “Bu kadar araç çöpe mi gidecek” diye tartışıyoruz.
Şuan birçok araç sahibi, “Bu kadar ADR’siz araba çöpe mi gidecek, bir formül bulurlar elbet” beklentisi içindedir. ADR Konvansiyonu’nu okuyan ve uygulayan bir kişi olarak bu konudaki net fikrim bunun bir çözümü yok şeklindedir. Bu araçların tehlikeli madde taşıyabilir şeklinde ADR belgesi ile sertifikalandırılmasının imkanı yoktur.