Turkcell’de dijital dönüşüm yolculuğu
21/11/2019 - 11:41:00
“Şirketler açısından olmazsa olmaz bir noktaya gelen dijital dönüşüm için doğru araçları kullanmak gerekiyor. Bunun yanı sıra içinde insan, süreç, organizasyon kültürü, tedarikçi-müşteri ve teknolojinin bulunduğu bir yol haritasına da ihtiyaç var. Tabii bir de yetenekli, tecrübeli, süreci kolaylaştırıp hızlandıran bir yol arkadaşına…”
Ali Türk / Turkcell Tedarik Zincirinden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı
Turkcell’in 25 yıllık serüveninde en önemli köşe taşlarından biri, klasik telekom operatörlüğünden dijital operatöre dönüşümü oldu. Çeyrek asırlık bir geleneği geleceğe taşımamızı sağlayacak bu süreç, Turkcell’in liderlik özelliği nedeniyle yalnızca bizi değiştirmekle kalmadı. Tüm sektöre, hatta onu da aşarak ülkemizin ekonomisinde yer alan pek çok sektöre ulaşılacak bir hedef ortaya çıktı: Dijital dönüşüm. Bu yolculuğu başlatan lider şirket olarak, elbette tüm sektörlerle beraber yürümeyi istedik. Bu yönde geliştirmeye başladığımız çözümler, 2019 yılının başında bizi daha somut bir yapıya taşıdı. Dijital İş Çözümleri şirketini kurduk. Bu şirket öncelikle sektördeki kurumların dijital dönüşüm için neye ihtiyacı olduğunu tespit ederek, belirlenen noktalara yönelik entegre çözümler geliştiriyor. Bunlar arasında yapay zeka, bulut çözümleri ve gerektiği takdirde IOT (nesnelerin interneti) sayabiliriz.
“Neden entegre çözümler gerekiyor? Çünkü bazı durumlarda tek bir uygulamayla giderilemeyecek kadar birbirine bağlı ihtiyaçlar ortaya çıkabiliyor.”
O zaman farklı elemanlardan oluşan bir modülü devreye sokuyoruz. Bunların yeni sistemler olması da şart değil; şirketin halihazırda kullandığı sistemleri de ek bir dijital dönüşüm elemanı ile farklı projelerde kullanmak da mümkün. Örneğin bir yapay zeka modülü oluşturup bunu şirketin yürüttüğü birden fazla projede devreye sokabiliriz. Ya da kendi alanlarında ihtiyacı karşılayan bazı uygulamaları, IoT desteğiyle entegre ederek çok daha büyük bir çözümün parçası haline getirmemiz de mümkün. Dijital İş Çözümleri mevcut olanları da, henüz devreye girmemişleri de, hatta hiç düşünülmemişleri de değerlendirdiği modelleri şirketler için ortaya koyabiliyor.
“Bu anlamda, ihtiyaç ne kadar büyükse, şirketlere sunduğu çözüm de o kadar büyük olabiliyor.”
Somut bir örnekle açmaya çalışalım. Turkcell’in yeni akıllı araç çözümü Kopilot Filom. Şirket araçlarını dijitalleştiren bu uygulamamız, filo yönetimini kolaylaştırıyor ve daha verimli hale getiriyor. Aracın servis bağlantı girişi (OBD port) yerleştirilen bir donanım ve arkasındaki uygulamalar sayesinde, filonun özet durum bilgileri panelinize yansıyor. Bu sayede araçların ne zaman, nereye, kimin yönetiminde ne amaçla gittiği başta olmak üzere tüm detaylar size iletiliyor. Bunları geniş raporlama seçenekleri ile bir döküm halinde görebiliyorsunuz.
Çözümler bununla sınırlı değil. Araçlarda motor arızası, akü yetersizliği vb. sorunlar olduğunda da Kopilot Filom sizi haberdar ediyor. Son derece önemli bir unsur olan sürüş skoru da bu çözüm sayesinde şirkete bildiriliyor. Ani hızlanma, ani fren, sert dönüş, hız aşımı gibi olağanüstü durumlar bildirilir ve ortaya çıkan sürüş skoru raporlanıyor. Böylece şirket araçlarını kullananlar güvenli ve verimli sürüşe teşvik ediliyor. Araçlara belli konularda alarmlar tanımlanabilmesini de hatırlatalım. Örneğin belirli bölgelere giriş-çıkışlar, ya da tespit edilen adreslere uğramalar konusunda takip yapılabiliyor. Yani Kopilot Filom’un kendisi başlı başına bir çözüm olarak kullanılabildiği gibi, başka daha büyük bir çözümün parçası olarak değerlendirilmesi de mümkün.
BEŞ ODAK NOKTASI: İNSAN, SÜREÇ
ORGANİZASYON, TEDARİKÇİ VE TEKNOLOJİ
“Tıpkı doğada olduğu gibi, dijital dönüşümde de eğer bir ihtiyaç varsa ona uygun çözümler mutlaka ortaya çıkıyor. Ama şirketlerin bu dönüşümü doğru şekilde yönetmesi, verimli bir gelişimin parçası haline getirmesi için dikkat etmesi gereken dört nokta var.”
Bunların başında insan geliyor. Dijital dönüşümün insandan azade, tamamen teknik bir mesele olduğunu düşünmek büyük bir yanılgıdır. Biz Turkcell olarak insana odaklanmaya ve dijital dönüşüme liderlik yapacak takımlar oluşturmaya önem veriyoruz. İstihdam ettiğimiz insanların yenilikçi bakış açısına sahip olmasını önemsiyoruz. Gerek kurum içi gerekse dışarıdan eğitimlerle insan kaynağımıza sürekli eğitim veriyor, bu yenilikçi bakış açısını güncel gelişmelerle besliyoruz. Kurduğumuz Süreç Geliştirme Ekibi tedarik zinciri yönetimi altındaki her departman ile birebir çalışıyor. Böylece hem şirketin dijitalleşme vizyonunu koruyor hem de “best practice”leri ekipler arasında taşıyarak tecrübe aktarımı sağlıyorlar.
İkinci nokta süreç. Turkcell olarak süreç konusunda son dönemde öne çıkan “çevik” (agile) yaklaşımı benimsiyoruz. Yürütülen işlerle ilgili gelen geri bildirimlere göre takımların hızlı ve atik çözümler üretmesi şeklinde özetleyebileceğimiz çeviklik, mevcut süreçlerimizi iyileştirmek için kullandığımız bir bakış açısı olarak bize önemli avantajlar sağlıyor. Bunu tüm dijitalleşme projelerine de yayıyoruz. Turkcell içinde de çevik ekipleri kurduk; ekiplerimizden Product Owner’lar ve IT ekiplerinden Çevik Takımlar birlikte çalışıyor.
Üçüncü önemli nokta olarak organizasyon kültürünü saymalıyım. Çeyrek asırlık birikimimizden de faydalanarak, dijital dönüşüm bakış açısını şirketin genel yönetiminden aşağıya doğru şirketimizin tüm kademelerine yaydık. Her iş sahibi ekibin, hem kendi işi hem de sektörü ile ilgili dijital dönüşüm projeleri üretme sorumluluğu var. Bu sorumluluk sadece projede sınırlı kalmıyor, bunu ürünleştirmeyi de kapsıyor. Böylece dijital dönüşümün şirket içinde sınırlı kalmamasını, ekonominin diğer aktörlerini de etkilemesini sağlıyoruz.
Tabii ki tedarikçiler-müşteriler odaklandığımız alanlar arasında en kritikler arasında. Tedarikçilerimiz, aynı zamanda bizim müşterilerimiz. Herhangi bir yolculuğa çıkarken, onların desteğini almadan ve onları da bu deneyimin bir parçası haline getirmeden tatmin edici bir mesafe almamız mümkün değil. O nedenle dijital dönüşüm sürecinde onlarla beraber gelişiyoruz. Ortak projelerle ilerliyoruz. Burada start-up’lara bir parantez açmamız gerekir. Onların uzmanlıklarını kendi ürünlerimizde ve süreçlerimizde kullanıyoruz. Elbette 25 yıllık tecrübemizle onların gelişimine de katkı sağlıyoruz. Müşterilerimize dokunduğumuz alanları dijitalleştiriyoruz.
Son olarak, teknolojiden bahsetmeliyim. Dijital dünyada var olmanın yolu yeni ortaya çıkan yıkıcıları yıkmaktan geçiyor. Bu yüzden yıkıcı teknolojileri adapte ederek süreçlerimizi daha yalın, daha dijital bir noktaya taşıyoruz. Örneğin, büyük veri yönetimi kapsamında satınalmada kullanılan ürün kodlarına ilişkin bilgileri yapay zekâ uygulamasıyla yeniden sınıflandırdık. Oluşturulan ürün ağaçlarını kullanarak kategorilere özel doğru raporlamalar yapabiliyoruz. Geliştirilen dashboard uygulaması ile tedarik zinciri raporlamaları anlık olarak güncelleniyor ve mobil olarak erişilip görüntülenebiliyor. Bunun dışında, tedarik zinciri yönetiminde manuel olarak işleyen ve RPA’ya (Robotik Süreç Otomasyonu) uyarlanabilecek 55 sürecin robotlar vasıtasıyla gerçekleştirilmesi hedeflendi. Bu süreçte çalışacak kişiler belirlenerek RPA senaryosunu uygulayabilecek şekilde eğitime alındı. Böylece hem kendi gelişimleri adına bu yetkinliği kazandılar hem de ekipleri için operasyonel yükleri azaltarak değer yaratan işlere yönelme imkânına kavuştular.
ORTAYA ÇIKAN VERİYİ
DOĞRU DEĞERLENDİRMEK ŞART
Doğru çözüm ve doğru odaklanma ile gerçekleşen dijital dönüşüm bize çok önemli bir hediye sunar: Veri. Bizim de yeni görevimiz, ortaya çıkan veriyi hakkıyla değerlendirmek olur. Veriden doğru biçimde faydalanmak pek çok yeni fırsata kapı aralarken, kullanamamak ise Yeni IoT’ler geliştirme kapısını kapatır, bilginin başıboş dolaşmasına yol açar ve sistemin zaman içindeki gelişimini sekteye uğratır.
“Verinin malumata, malumatın bilgiye, bilginin bilgeliğe götürdüğü yolu açık tutmak şart.”
Bu veriyi doğru değerlendirmek için insanın gücünün yettiği yerden fazlası lazım. Burada yapay zeka devreye girmeli diye düşünüyoruz. Örneğin, Turkcell içinde uygulamaya koyduğumuz “Master Data Management” projesi. Bu projenin amacı, dashboard’a gidecek verileri öncesinde ayıklamak için doğru master data kategorilerinin oluşturmak. Yine somut bir örnekle zihinlerde daha iyi canlanmasını sağlayalım. Bir yapay zeka uygulaması 100 binden fazla kalemin kodunu inceliyor, satınalma siparişi bağlantılarını buluyor ve satınalma siparişlerindeki açıklamaları analizini tamamlıyor. Buradaki açıklamalardan elde ettiği anahtar kelimelerle kalem kodlarını doğru kategorize ediyor. Verilerin doğru değerlendirilmesi için insan gücünden ötesine ihtiyaç var derken kastettiğimiz bu. Bu noktada yapay zekanın devreye girmesiyle verinin doğru işlenmesi sağlanmış oluyor. Yani şirketler açısından olmazsa olmaz bir noktaya gelen dijital dönüşüm için doğru araçları kullanmak gerekiyor. Bunun yanı sıra içinde insan, süreç, organizasyon kültürü, tedarikçi-müşteri ve teknolojinin bulunduğu bir yol haritasına da ihtiyaç var. Tabii bir de yetenekli, tecrübeli, süreci kolaylaştırıp hızlandıran bir yol arkadaşına…