Çoklu Taşıma Sigortaları
10 sorudaki bu haftaki konuğumuz 'Çoklu Taşıma Sistemi' konulu söyleşimizle Dokuz Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi'nden Dr. Nil Kula Değirmenci
En az iki farklı taşıma sisteminin bütünleştirilmesi suretiyle gerçekleştirilen çoklu taşıma, konteyner kullanımının yaygınlaşmasına paralel olarak gelişen ve tekli sistemlere kıyasla sahip olduğu güçlü özellikler sayesinde taşıma hayatında önemli yere sahip olan bir sistemdir. Türkiye’de çoklu taşıma sistemi “Değişik Tür Araç ile Taşıma” adı altında 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 902. ve 905. maddeleri ile Türk hukuku tarafından benimsenmeye başlandı. Ancak çoklu taşıma sistemini düzenleyen uluslararası ve ulusal hukuk normlarının gelişen ihtiyacı karşılamaktan uzak olması, çoklu taşıma sistemi taraflarının ve özellikle çoklu taşımayı üstlenen işleticilerin hukuken korumasız kalmalarına yol açmakta ve bu kişileri sorumluluk sigortası himayesine yönlendirmektedir. Fakat bu sorumluluklar, yine hukuki düzenleme eksikliği nedeniyle, yüksek sigorta primleri ile himaye altına alınmaktadır. Tüm bu nedenlerden dolayı çoklu taşıma sisteminin, tekli taşıma sistemlerine kıyasla haiz olduğu maliyet etkinliği yaratma üstünlüğü gerçekleşememektedir.
1. Çoklu taşıma sistemi nedir?
En az iki farklı taşıma sisteminin kullanıldığı (bütünleşik) bir taşıma sistemini ifade etmek amacıyla uluslararası alanda kullanılan en genel geçer tanım, yürürlüğe girmesi için öngörülen otuz imzalık yetersayıya ulaşamadığı için hâlihazırda yürürlüğe girmemiş olan ve sistemi, yeknesak ve emredici bir şekilde düzenleyen tek uluslararası sözleşme olan 1980 tarihli “Çoklu Taşıma Sözleşmesi”nin (Multimodal Tranport Convention; MTC) 1/1. maddesinde yer almaktadır. Bu hüküm uyarınca çoklu taşıma (multimodal transport); “yüklerin, en az iki farklı taşıma sistemi kullanılmak üzere, çoklu taşıma sözleşmesi kapsamında, bir ülkedeki noktadan teslim alınıp farklı bir ülkede kararlaştırılan yere teslim edilmesinin, çoklu taşımayı üstlenen işletici tarafından gerçekleştirildiği taşıma” olarak tanımlanmaktadır.
2. Çoklu taşıma sisteminin, intermodal ve kombine taşıma kavramlarından farkı nedir?
Çoklu taşımada “yükün en az iki farklı taşıma sistemi kullanılmak suretiyle taşınması”, sistemlerarası taşımada “yükün en az iki farklı taşıma sistemi kullanılmak suretiyle, kendisi elleçlenmeksizin taşınması” ve kombine taşımada ise “yükün en az iki farklı taşıma sistemi kullanılmak suretiyle, kendisi elleçlenmeksizin ve tekerlekli araç içerisinde taşınması” unsurlarına vurguda bulunulmaktadır. Dolayısıyla çoklu taşıma üst kavram olarak en az iki farklı taşıma sistemi kullanılmak suretiyle yapılan taşımayı ifade etmekte. Çoklu taşımada taşınan yükün kendisinin değil taşıma biriminin elleçlenmesi durumunda bu bir alt küme olan sistemlerarası taşımayı teşkil etmekte ve sistemlerarası taşımada kullanılan taşıma biriminin tekerlekli olması durumunda ise kombine taşıma oluşmaktadır.
3. Çoklu taşımayı üstlenen işleticiler kimlerdir?
Çoklu taşıma sisteminin gelişimi ile birlikte, yeni bir ekonomik aktörü ifade etmek amacıyla “çoklu taşımayı üstlenen işletici” (multimodal transport operator) kavramı geliştirilmiştir. Çoklu taşıma sistemini düzenleyen tek uluslararası, yeknesak ve emredici hukuk normu olan MTC’nin 1/2. maddesi, çoklu taşımayı üstlenen işleticiyi; “çoklu taşıma sözleşmesini kendi adına hazırlayarak, çoklu taşımada yer alan gönderenin ya da taşıyıcıların ‘temsilcisi olarak’ (as agent) ya da onlar adına değil ve fakat ‘asil olarak’ (as principal) hareket eden ve çoklu taşımanın uygulanmasından doğan sorumluluğu üzerine alan kişi” olarak tanımlamaktadır. MTC ve UNCTAD-ICC Kuralları uyarınca çoklu taşımayı üstlenen işleticilerin, uygulamadaki en yaygın olanını, taşımanın bütünleştirilmesindeki gelişmelere paralel olarak gelişen taşıma işleri komisyoncuları (freight forwarder) oluşturmaktadır. Küresel boyutta çoklu taşıma sistemlerinin en temel tedarikçileri olan “freight forwarder” işletmeleri, çoğu zaman kendilerinin olmayan ya da işletmedikleri taşıma araçları ile taşımanın, tekli taşıma sistemlerini bütünleştirmek suretiyle gerçekleşmesini sağlayan önemli taşıma aktörleridir. Bu noktada 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe girmesi ile “freight forwarder” kavramının “taşıma işleri komisyoncusu” olarak Türkçeleştirilmesinde, kavramların unsurlarının özellikle 6102 sayılı TTK ile getirilen yenilikler çerçevesinde örtüşmesi nedeniyle, herhangi bir tereddüde yol açmayacağı kanaatindeyim.
4. Çoklu taşıma sisteminin güçlü ve zayıf yönleri neler?
Çoklu taşıma sisteminin; güvenlik ve emniyet, hız, maliyet etkinliği, esneklik ve bulunabilirlik, çevreye ve trafik sıkışıklığından etkilenmeme açısından tekli taşıma sistemlerine göre sahip olduğu üstünlüklerin yanı sıra, teknik ve altyapısal eksiklikler, kötü imaj, hukuki açıdan zayıf yönler ile teşvik sorunu ve bilgi - kalite eksikliği olarak değerlendirilebilecek zayıf yönleri de bulunmaktadır.
5. Çoklu taşıma sisteminin hukuki açıdan zayıf yönlerini anlatır mısınız?
Yukarıda atıfta bulunduğum MTC, çoklu taşıma sistemini özel olarak düzenleyen tek uluslararası ve emredici nitelikli hukuk normu olsa da hâlihazırda yürürlükte değildir. Kısmen veya Tamamen Denizyolu ile Uluslararası Yük Taşınmasına İlişkin Sözleşmeler Hakkında Birleşmiş Milletler Sözleşmesi (Rotterdam Kuralları) ise hem sadece denizyolu taşıma sisteminin kullanıldığı çoklu taşımalara uygulanabilmekte hem de yine hâlihazırda yürürlükte bulunmamaktadır. UNCTAD-ICC Kuralları ise sistemi düzenleyen uluslararası bir hukuk normu olsa da emredici niteliği haiz olmadığından yaşanan hukuki eksikliği tam olarak giderememektedir. Sistemi düzenleyen sınırlı sayıda bölgesel ve ulusal düzenlemeler de mevcuttur.
UNCTAD 2001 yılında çoklu taşıma sistemine ilişkin olarak yaşanan bu hukuki eksiklik karşısında çoklu taşımaya uygulanabilecek normları belirlemiştir. Buna göre öncelikle bölgesel ya da ulusal çoklu taşıma sistemi düzenlemelerinin somut çoklu taşımaya uygulanabilirliğinin araştırılması, bu düzenlemelerin uygulanamaması durumunda ise ikinci aşamada; (i) zararın gerçekleştiği taşıma sistemini tespit edilebiliyorsa bu taşıma sistemini düzenleyen emredici nitelikli uluslararası ya da ulusal düzenlemelerin, (ii) zararın gerçekleştiği taşıma sistemi tespit edilemiyorsa ve taşıma tarafları da uygulanacağını kararlaştırmışlarsa, emredici niteliği haiz olmaksızın çoklu taşıma sistemini düzenleyen UNCTAD-ICC Kuralları’nın uygulanması önerilmektedir.
Ancak zararın gerçekleştiği taşıma sisteminin tespit edilemediği ve UNCTAD-ICC Kuralları’nın da uygulanacağının kararlaştırılmadığı durumlarda uygulanacak hukuk normları tamamen ihtilafı çözmekle yetkili mahkemelerin takdirine bırakılmaktadır. UNCTAD tarafından getirilen çözümün; (i) tarafların taşımaya uygulanacak hükümleri taşımanın başında öngörememelerine yol açtığını, (ii) her bir tekli taşıma sistemini düzenleyen uluslararası hukuk normlarının tüm devletlerin eksiksiz katılımıyla uygulanmıyor olması nedeniyle etkili olamayacağını, (iii) tekli taşıma sistemi düzenlemelerinin teknik ve yapısal anlamda tekli taşıma sisteminden çok farklı olan çoklu taşıma sistemi gereklerini tam olarak karşılayamamaları nedeniyle uygulamada yetersiz kalabileceğini ve (iv) uluslararası çoklu taşıma sisteminde emredici ve yeknesak bir hukuk düzeni kurulmasını engellediğini düşünmekteyim.
6. Çoklu taşıma uygulamalarında taraflar karşı karşıya kaldıkları hukuki zorlukları nasıl çözmeye çalışmaktadırlar?
Günümüz son derece hızlı gelişen ticaret hayatına paralel olarak gelişen çoklu taşıma sisteminde yer alan ve genelde uluslararası özelliğe sahip olan tüm işletmeler, sistemi düzenleyen kurallar doğrultusunda, sorumluluklarının, yükümlülüklerinin, haklarının ve ödevlerinin ne olduğunu taşımanın başında bilmek ve bu doğrultuda hareket etmek istemektedirler. UNCTAD’ın geliştirmiş olduğu çözüm uyarınca, işletmelerin taşımanın başında sorumluluk ve yükümlülüklerinin kapsamını öngörebilmeleri çok zordur. Bu durum, taşımada yer alan işletmelerin hukuken korumasız kalmalarına neden olmakta ve bu işletmeleri hukuki korunma yerine sigorta ile korunma yoluna itmektedir. Bu koruma yük ilgilisi için yük sigortası himayesi, çoklu taşımayı üstlenen işletici için sorumluluk sigortası himayesidir.
7. Çoklu taşıma taraflarının başvurdukları sigorta himayesi çözümlerini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Çoklu taşıma sisteminin etkili işletilmesinde sigorta himayesi tesisi önemli ve gereklidir. Ancak sigorta yapısı itibariyle tali olması (belirli bir hukuk normuna dayanması) gereken bir koruma aracı iken, çoklu taşıma sistemine ve bu sistemi üstlenen taşıma işleri komisyoncusunun sorumluluklarına uygulanacak yeknesak ve emredici nitelikli bir hukuk normu bulunmaması, çoklu taşımayı üstlenen taşıma işleri komisyoncusunu sigorta korumasını asli bir şekilde ve doğrudan kullanmaya teşvik etmektedir. Sigorta ile himaye altına alınan sorumlulukların kapsamlarının, uygulanacak yeknesak ve emredici nitelikli bir uluslararası hukuk normu bulunmadığından, belirsiz olması, sigorta primlerinin yükselmesine yol açarak çoklu taşımanın maliyet etkinliği üstünlüğünden yararlanılmasını engellemekte ve küçük veya orta büyüklükteki işletmelerin uluslararası ticarete eşit şartlarla girmelerini ve ticarette yer almalarını da oldukça zorlaştırmaktadır.
8. Çoklu taşıma sisteminde yaşanan hukuksal boşluk ve bunun yarattığı sorunlar nasıl çözülebilir?
Taşıma sistemlerini, güçlü özelliklerinden olabildiğince yararlanmak ve zayıf özelliklerini elemek suretiyle bütünleştiren ve bu şekilde etkili bir taşıma sistemi oluşturmayı hedefleyen çoklu taşımanın karşı karşıya kaldığı bu sorunun çözümü için; sistemi düzenleyen yeknesak ve emredici bir uluslararası hukuk normu gerçekleştirilmeli ve çoklu taşımayı üstlenen bir işletici olarak hareket eden özellikle taşıma işleri komisyoncularının, bu normun atıfta bulunduğu ve bu normdan kaynaklanan sorumluluklarını himaye altına alan “zorunlu” sorumluluk sigortası genel şartları hazırlanmalıdır. Bu şekilde çoklu taşımada yer alan önemli aktörlerin tamamına çeşitli faydalar sağlanabilecektir.
9. Yeknesak ve emredici nitelikli bir hukuk normundan kaynaklanan zorunlu çoklu taşıma sigortası tesisinin önemini çoklu taşıma tarafları açısından nasıl yorumlarsınız?
Çoklu taşımayı üstlenen taşıma işleri komisyoncuları; (i) taşımanın başında sorumluluğunun kapsamını, sınırını ve muafiyet nedenlerini öngörebilecek, (ii) sorumluluğuna yol açan zararı karşılamakta zorlandığında, sorumluluk sigortacısına başvurabilecek ve (iii) hâlihazırda ödemekle yükümlü olduğu yüksek sorumluluk sigortası primlerine kıyasen, belirli ve öngörülebilir bir sorumluluk rejimine tabi tutulacağından, daha az sigorta primi ödeme imkanına sahip olacaktır.
Fiili taşıyıcılar ve terminal işleticileri; (i) sınırları ve kapsamı belirli olan sorumluluğun çoklu taşımayı üstlenen taşıma işleri komisyoncusunda olması nedeni ile kendilerine yöneltilecek dava sayısında azalma olacak ve (ii) fiilen gerçekleştirdikleri taşıma sistemini ya da taşımaya ilişkin faaliyetleri düzenleyen hukuk normları dışında bir hukuk normu ile ve çoklu taşımayı üstlenen taşıma işleri komisyoncusu dışında bir tarafa karşı sorumlu tutulamayacaklardır.
Yük ilgilisi; (i) taşımanın başında öngörülebilen sorumluluğu sigorta ile himaye altına alınan çoklu taşımayı üstlenen taşıma işleri komisyoncusundan ya da onun sorumluluk sigortacısından, zararının tazminini daha kolay gerçekleştirebilecek ve (ii) yük sigortası tesisinde ödeyeceği primler, ağırlığın sorumluluk sigortasına kaydırılmış olması nedeniyle azalacaktır.
Yük sigortacısı; yeknesak ve emredici nitelikli hukuk normu uyarınca çerçevesi tespit edilen sorumluluktan muafiyet ve sorumluluğun sınırlandırılmasına ilişkin hükümler, yük sigortasının tamamen elenmesini engelleyecek ve bu gibi durumlarda çoklu taşımayı üstlenen taşıma işleri komisyoncusuna kısmen ya da tamamen atfedilemeyen zararlar için yük sigortası himayesini işletebilecektir.
Sorumluluk sigortacısı; (i) sorumluluk sigortası himayesinin zorunlu hale getirilmesiyle geniş müşteri çevresine sahip olacak ve (ii) himaye altına aldığı sorumluluğun yeknesak ve emredici bir hukuk normuna dayanması nedeniyle, sorumluluğun varlığının tespitinde uzman bilirkişi ya da avukat yardımına ihtiyaç duymaksızın, daha az maliyetle ve daha kısa sürede tazmin işlemini gerçekleştirebilecektir.
10. Çoklu taşıma sigortalarının Türkiye’de uygulanabilirliği nedir?
Çoklu taşımayı üstlenen taşıma işleri komisyoncularının, yük taşımadan ve mesleki faaliyetlerinden kaynaklanan zararlara ilişkin olarak yeknesak ve emredici nitelikli bir uluslararası hukuk normuna dayanarak tesis edilecek sorumluluklarının, (i) Üçüncü Şahıslara Karşı Mali Mesuliyet Sigortası Genel Şartları’na eklenecek “Yüklerin Çoklu Taşınmasına İlişkin Sorumluluk Sigortası Klozu” ile (ii) Mesleki Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’na eklenecek “Taşıma İşleri Komisyoncusunun Mesleki Sorumluluk Sigortası Klozu” aracılığıyla zorunlu sigorta himayesi altına alınması mümkündür. Bu uygulamanın hazırlanması ve denetimini ise 01.11.2011 tarihli 655 sayılı KHK ile Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’na bağlı olarak kurulan Tehlikeli Mal ve Kombine Taşımacılık Düzenleme Genel Müdürlüğü gerçekleştirebilecektir. Bu çerçevede, genel müdürlüğe, taşıma işleri komisyoncularının, sorumluluk sigortası tesis etmeksizin, çoklu taşıma da dâhil olmak üzere mesleki faaliyetlerde bulunmalarını önleyici tedbirler alması yetkisi de tanınabilir. Çoklu taşımayı üstlenen taşıma işleri komisyoncularının bu sorumlulukları Türk hukukuna göre kurulan sigorta işletmeleri aracılığıyla ya da taşıma işleri komisyoncuları tarafından kurulabilecek kulüpler aracılığıyla da sigorta himayesi altına alınabilir. Kaldı ki Türkiye’de sayısı her geçen gün artan taşıma işleri komisyoncuları, çoklu taşıma faaliyetlerini sıklıkla gerçekleştirdiklerinden, bu faaliyetlere ilişkin olarak doğabilecek sorumluluklarını sigorta himayesi altına aldırmak noktasında, kar amacı gütmeyen ve kendileri tarafından yönetilen kulüp kurulumunu rahatlıkla gerçekleştirebileceklerdir.