e
Banner


YENİ KARAYOLU TAŞIMA YÖNETMELİĞİ
Elif Sevim / UND İcra Kurulu Başkan Yardımcısı




karayolu8 Ocak 2018 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Karayolu Taşıma Yönetmeliği’nde karayoluyla uluslararası eşya taşımacılık sektörünün ümitle beklediği düzenlemelere yer verilmediğini vurgulayan UND İcra Kurulu Başkan Yardımcısı
Elif Sevim, “Mevzuatta bir takım iyileştirmeler yer almış olsa da temel faaliyetleri belirleyen, ticareti kısıtlayıcı, yabancı taşımacıların tabi olmadığı, Türk taşımacıların maliyetini artıran idari para cezaları ve uyarı cezaları ve haksız rekabeti tetikleyen düzenlemeler açısından aksaklıkların devam ettiği tespit edilmiş ve bu tespitler köklü düzenlemelere ihtiyacı bir kez daha gözler önüne sermiştir” dedi. Sevim, yeni düzenlemelerin sektöre yansımalarını 10 soruda özetledi. 
 
1. Karayoluyla taşımacılık faaliyetlerini düzenleyen mevzuat çalışmalarında hangi öncelikler olmazsa olmaz?  
Sektörümüzün temel mevzuatı olan başta Karayolu Taşıma Kanunu ve Yönetmeliği’nin, normlar hiyerarşisine uygun olacak şekilde, ülkemizin taraf olduğu uluslararası konvansiyonlara (CMR Konvansiyonu) ve Türk Ticaret Kanunu’na uygun hale getirilmesi gerektiği değerlendirilmektedir. Bu yönüyle bakıldığında, taşıma mevzuatına ilişkin yapılacak temel düzenlemelerde öncelikle;
Ülke ekonomisine en yüksek fayda sağlayacak bir sektör oluşturulması hedeflenmeli,
Kanun ve yönetmelik maddeleri ile belirlenecek kurallar, uluslararası ölçekte uygulanabilir olmalı ve Türk taşımacılık sektörünün pazardaki rekabet gücünü artırıcı amaca hizmet etmeli, 
Ticareti kısıtlayıcı düzenlemelerden uzak, kaliteli hizmet sunumunu güvence altına alacak mesleğe giriş ve çalışma kurallarını tanımlamalıdır.
 
2. “Taşıt Kartı”nın ücreti yeni araçlar için 300 TL’ye çıkarıldı. Sektöre etkileri nelerdir?
8 Ocak 2018 tarihi öncesinde 112 TL olan ve her bir araçta bulundurulması gereken “Taşıt Kartı” yeni araçlar için 300 TL’ye çıkarıldı. Burada altının çizilmesi gereken nokta bu ücretin yetki belgelerine kayıt ettirilecek yeni araçlar için talep ediliyor olmasıdır. Yönetmelik ekinde yer alan ücretlerin, “yeniden değerleme oranında her takvim yılı başından geçerli olmak üzere  arttırılacağı” hükme bağlanmıştır ki bu oran 2018 yılı için 14,47’dir. Kısacası 2017 yılında 112 TL olan “Taşıt Kartı” ücretinin belirlenmesinde yeniden değerleme oranı dikkate alınmamış, % 300’e varan bir oranda artış yapılmıştır. Hal böyle olunca örneğin 100 araçlık yeni filo satın alan bir firmanın katlanmak durumunda kaldığı “Taşıt Kartı” maliyeti 30.000 TL’dir. Diğer yandan, “Taşıt Kartı” e-devlet sistemi üzerinden çıktısı alınabilen bir evrak niteliğinde olmakla birlikte ayrıca bir ücrete tabi olması Türk taşımacılarının maliyetlerini artırırken yabancı taşımacılar ile rekabetini de olumsuz yönde etkilemektedir.
 
3. Yetki belgesi çeşitliliğinin taşımacılık faaliyetlerine etkileri nelerdir? 
Karayolu Taşıma Yönetmeliği’nde, yolcu, kargo ve eşya taşımacılığı ana faaliyetleri çerçevesinde, taşımacılık, acentelik, organizatörlük, lojistik işletmeciliği, komisyonculuk, terminal işletmeciliği ve benzeri alanlarda faaliyetleri sürdürebilmek için faaliyet türüne göre 35 çeşit yetki belgesi tanımlanmıştır. Her bir faaliyet için ayrı bir yetki belgesi, mali şartları yerine getirilmek şartıyla alınabilmektedir. Yabancı rakipleriniz tek bir belge kapsamında birçok faaliyeti çok daha uygun şartlarda yapabilmekte, müşterilerine hizmet çeşitliliği sunabilmekte ve böylelikle kazandığı hareket kabiliyeti ile Türk taşımacılarının pazardaki gücünü zayıflatmaktadır. 
UND’nin İstanbul Ticaret Üniversitesi ile birlikte yapmış olduğu Karayolu Taşıma Kanunu ve Yönetmeliği Mevzuat Etki Analizi Çalışması ile tespit edilen bir sonucu paylaşmakta fayda olduğunu düşünüyorum. Etki analizi çalışması ile sektörde faaliyet gösteren firma temsilcilerine yöneltilen, “Sektöre girişte yetki belgelerinin sınırlandırılması firmanızı nasıl etkiliyor?” sorusuna 202 firmadan 158’i yani %78’i sınırlandırmanın olumsuz etkileri olduğunu belirtmiştir. 
 
4. Yönetmelik ile eşya taşımacılığı faaliyet kapsamına getirilen kısıtlamalar/sınırlamalar nelerdir?
Karayolu Taşıma Yönetmeliği, eşya taşımacılığı alanında “taşımacı” sıfatına sahip C2 yetki belgelerinin birbirleri ile ortak taşıma faaliyetine izin vermemekte, bu faaliyeti bir çeşit organizatörlük olarak tanımlamakta ve 200.000 TL karşılığında temin edilebilecek R2 yetki belgesi şartı aramaktadır. Şöyle ki, C2 yetki belgeli bir firma olarak yükünüz var ancak araçlarınızın hepsi seferde. Yükünüzü bir başka C2 yetki belgesi sahibi bir firmanın aracı ile taşıtmak istiyorsunuz. Ancak Yönetmeliğin bu faaliyete izin vermemesi nedeniyle yükler yabancı plakalı araçlar tarafından taşınır hale geliyor ve Türk taşımacıları yabancı rakipleri karşısında pazar gücünü kaybediyor. Örneğin Avrupa’nın çeşitli ülkelerinden 10 araçlık bir yükün taşınma taahhüdünü mevcut yetkisi ile tereddütsüz kabul edebilen yabancı rakiplerimiz karşısında Türk taşımacıları, organizatörlük yetkisine sahip olmadıkları gerekçesi ile taşıma taahhüdünü veremiyor. Bu durum, milli kayıplar başta olmak üzere Türk taşımacılık sektörünü kendi mevzuatı ile kısıtlayan ve anlamlandırılamayan bir uygulamadır. Diğer yandan, ülkemizin taraf olduğu uluslararası konvansiyon olan CMR Konvansiyonu ve Türk Ticaret Kanunu “alt taşımacı” kullanma hakkını taşımacıya tanımaktadır. Bu yönüyle değerlendirildiğinde, C2 yetki belgesi sahiplerinden başkaca bir şart aranmaksızın mevcut yüklerini kendi aralarında yapacakları bir ortak taşıma sözleşmesi ile yapabilmelerine imkan sağlanmalıdır. 
 
5. Yeni Yönetmelik ile Başlatılan Ulaştırma Elektronik Takip ve Denetim Sistemini (U-ETDS) eşya taşımacılığı sektörü açısından değerlendirir misiniz? 
U-ETDS, Karayolu Taşıma Yönetmeliği kapsamında eşya taşımacılığı yapan sektörümüzün de 31.12.2109 tarihinden itibaren yük bilgilerini girmekle yükümlü olduğu elektronik bir takip sistemi.   Hatta biraz detaylandırmak gerekirse, taşımacılarımız eşyanın kabul edildiği saatten itibaren en geç 6 saat sonrasına kadar bahse konu sisteme talep edilen her türlü bilgiyi işlemek zorunda olacak, aksi durumda ise para cezasına çarptırılacak. Bu uygulama ile yine ve maalesef sadece, küresel ticarette yabancı rakipleri ile rekabet etmeye çalışan Türk taşımacılarının hareket kabiliyeti kısıtlanmış olacak. Çünkü talep edilen zorunluluk yabancı plakalı araçları kapsamıyor.. Başka bir ifadeyle, yabancı plakalı araçların ülkemizden yaptığı ihracat ve/veya ithalat taşımalarının veri girişleri yapılmayacağından sistemin temel mantığı olan “ülkedeki yük trafiğinin kontrolü” sağlanamayacak ve uygulama bu haliyle sadece Türk taşımacılarına ek sorumluluk ve iş yükü getirecektir. Söz konusu sistemin taşımacılar tarafından veri girişi ile sağlanması yerine; gerek Türk gerek yabancı plakalı araçlar tarafından yapılan tüm yük trafiğinin U-ETDS sistemi ile Gümrük Sistemi veri transferi entegrasyonunun sağlanması yoluyla temini ve kontrolü önerilmektedir. 
 
6. Uluslararası eşya taşımacıları için getirilen başka zorunluluklar da var mı?
Taşımacılar için “teslim alma ile teslim etme noktası arasında makul süre taahhüdü, eşyanın kaybı, zayii, hasarı ve çalınması durumlarındaki sorumluluğu, mecburi durumlarda farklı güzergah izleme ve yüklerin geri taşınması sorumluluğu” gibi bir çok husus Karayolu Taşıma Yönetmeliği hükümleri ile uyarı cezası şartlarına bağlanmıştır. Bahse konu hükümlere ilişkin olarak, Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası anlaşma (CMR Konvansiyonu) ve sözleşmelerin hükümleri uygulanmalıdır. Uyarı cezaları sadece Türk taşımacılarının maliyetlerini artıran, ticaretini olumsuz yönde etkileyen ve dolayısıyla yabancı taşımacıların haksız rekabetini artıran bir uygulamadır ve kaldırılmalıdır.  
 
7. Taşıma mevzuatının yaptırımları firma faaliyetlerine nasıl yansıyor?
Genel olarak değerlendirildiğinde, Karayolu Taşıma Mevzuatı ile getirilen ağır mali şartlar, cezai uygulamalar ve operasyonel süreçlerde karşı karşıya kalınan bürokratik engeller taşımacıların sektörden çıkmasına sebep olmaktadır. Her geçen gün sektörden çıkan firma sayısı artmakta ve Türk taşımacıları, bahse konu ağır şartlar nedeniyle yurtdışında yatırım yapmayı tercih etmektedir. Bu durum milli servetin yurtdışına gitmesine, istihdamın azalmasına ve vergi kayıplarının yaşanmasına neden olmaktadır. Türkiye’nin yatırım cazibesini artırmaya yönelik hükümet politikaları yapılırken, Türk taşımacılarının yurt dışında yatırım yapmayı tercih etmesi maalesef ki üzücüdür. 
 
8. Yeni Yönetmelik, yabancı taşımacıların ülkemizdeki faaliyetlerine ilişkin bir düzenleme içeriyor mu?  
Bu husustaki tek hüküm, “Yabancı plakalı taşıtlar, Türkiye sınırları dâhilinde iki nokta arasında taşıma yapamazlar. Yani Kabotaj kurallarını ihlal edemezler! Bu şarta uymayan yetki belgesi sahiplerine 50 uyarma cezası (3.000 TL)” verilir. Ancak uygulamaya baktığınızda, ülkemizde sadece Türk plakalı araçlar denetime tabi tutuluyor, yabancı plakalı araçlar denetlenmiyor. Şans eseri bir denetime tabi tutulsalar bile para cezaları tahsil edilmiyor. Sektörümüzün bu doğrultudaki en öncelikli talebi ülkemize taşıma yapan tüm yabancı plakalı araçların denetlenebildiği, AB örneklerinde gördüğümüz “Mobil Denetim Birimleri” uygulamasının bir an evvel başlatılması yönündedir. 
 
9. Karayolu Taşıma Yönetmeliği’nin sektöre rekabet avantajı sağlayan yeni düzenlemeleri nelerdir?
Yeni yönetmelik ile birçok yetki belgesi ücretleri ortalama % 50 oranında düşürülmüştür ve ayrıca “Taşıt Kartı Yenileme” ücretlerinde de indirimlere gidilmiştir. Yetki belgelerinin temininde sağlanması gereken araç ve tonaj şartlarında bir takım değişiklikler yapılmış ve gerek araç gerekse tonaj şartları belirli oranlarda düşürülmüştür.  Yönetmelik ile sağlanan gelişmelerden biri de, yurtdışına çıkış yapan araçlardan asgari kapasite şartı hariç olmak üzere “araç yaş şartı” kaldırılmıştır. Şöyle ki, eski Yönetmelik uluslararası taşımacıların yetki belgelerinde kayıtlı olan araçlarının yurtdışına çıkışlarını 20 yaş şartına bağlamış ve 20 yaşından büyük olan araçların yurtdışına çıkışları yasaklanmıştı. Yeni düzenleme ile teknik donanıma sahip, yola elverişlilik ve fenni muayeneleri bulunan araçlar için yaş şartı aranmayacaktır.
 
10. Sektörün öncelikli talepleri veya beklentileri nelerdir?
Temel Prensip olarak, Türk taşımacılık sektörünün rekabet gücünü olumsuz yönde etkileyen ve Yabancı taşımacılara uygulanmayan hiçbir yaptırımın Türk araçlarına da uygulanmaması gerekmektedir. Hükümetimiz tarafından belirlenen, ülkemiz ihracat hedeflerini gerçekleştirecek bir taşımacılık sektörünün oluşturulması ve hizmet ihracatında ülkemize 15,5 milyar dolar döviz kazandıran sektörümüzün uluslararası rekabet gücünün korunması için Karayolu Taşıma Mevzuatı’nın Avrupa ülkelerindeki uygulamaları da dikkate alınarak; sektör, üniversite ve bakanlık uzmanlarından oluşacak bir çalışma grubu tarafından saha ziyaretlerini de kapsayacak bir çalışma ile;
Ulaştırma mevzuatının normlar hiyerarşisine, Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası anlaşma ve sözleşmelere uygun hale getirilmesi,
Ulaştırma kontrollerinin kurulacak mobil denetim birimlerince yapılmasının sağlanması,
Yabancı araçlara kesilen tüm cezaların tahsilatının yapılmasını sağlayacak altyapı düzenlemelerinin ivedi şekilde hayata geçirilmesi,
Kurumlar arasındaki mükerrer veri girişlerinin kaldırılmasını sağlayacak düzenlemelerin hayata geçirilmesi ve kurumlar arası veri paylaşımının sağlanması, öncelik gerektiren konulardır.
 
 
“2017 yılında 112 TL olan “Taşıt Kartı” ücretinin belirlenmesinde yeniden değerleme oranı dikkate alınmamış, % 300’e varan bir oranda artış yapılmıştır. Hal böyle olunca örneğin 100 araçlık yeni filo satın alan bir firmanın katlanmak durumunda kaldığı “Taşıt Kartı” maliyeti 30.000 TL’dir. Diğer yandan, “Taşıt Kartı” e-devlet sistemi üzerinden çıktısı alınabilen bir evrak niteliğinde olmakla birlikte ayrıca bir ücrete tabi olması Türk taşımacılarının maliyetlerini artırırken yabancı taşımacılar ile rekabetini de olumsuz yönde etkilemektedir.”
 



SEKTÖRLER VE LOJİSTİK

  • Otomotiv
  • Enerji
  • Gıda
  • Akaryakıt
  • Tekstil
  • Kimya
  • İnşaat
  • Lastik
  • İhracat