ULAŞTIRMA SEKTÖRÜ Türkiye’nin önünü açacaktır
10. Kalkınma Planı (2014-2018) çalışmalarının devam ettiği ve ‘Türkiye Demiryolu Ulaştırmasının Serbestleştirilmesi Hakkında Kanun Taslağı’ın Meclise sevkedilmesi sürecindeyiz.
Halen yürürlükte olan Dokuzuncu Kalkınma Planı (2007-2013), “İstikrar içinde büyüyen, gelirini daha adil paylaşan, küresel ölçekte rekabet gücüne sahip, bilgi toplumuna dönüşen, AB’ye üyelik için uyum sürecini tamamlamış bir Türkiye” vizyonu ve Uzun Vadeli Strateji (2001-2023) çerçevesinde hazırlanmıştı. Dokuzuncu Kalkınma Planı döneminde ekonomik büyümenin ve sosyal kalkınmanın istikrarlı bir yapıda sürdürülmesi ve plan vizyonunun gerçekleşmesi yolunda aşağıda yer alan stratejik amaçlar, gelişme eksenleri olarak belirlenmişti;
· Rekabet Gücünün Artırılması,
· İstihdamın Artırılması,
· Beşeri Gelişme ve Sosyal Dayanışmanın Güçlendirilmesi,
· Bölgesel Gelişmenin Sağlanması,
· Kamu Hizmetlerinde Kalitenin ve Etkinliğin Artırılması
Sektörel ve tematik politikalar ve öncelikler bu eksenlerin altında ele alınmış ve aynı stratejik amaca hizmet edecek şekilde ilişkilendirilmişlerdi. Bu anlayışla hazırlanan Dokuzuncu Kalkınma Planı, AB’ye üyelik sürecine katkı sağlayacak temel strateji dokümanı olarak tasarlanmıştı. Bu nedenle plan dönemi, AB mali takvimi dikkate alınarak 2007-2013 yıllarını kapsayacak şekilde ve ilk defa yedi yıllık olarak belirlenmişti. Yukarıda belirttiğimiz 10. Kalkınma Planı ve demiryolunun serbestleştirilmesi sürecinde bazı hatırlatmalar yapmak istiyoruz.
Biliyoruz ki, ulaştırma politikasının temel hedefi toplumun ekonomik sosyal ve çevresel ihtiyaçlarına cevap verebilecek ve tam olarak bütünleşmiş ve rekabetçi bir Türkiye’ye vesile olacak sürdürülebilir bir ulaştırma sistemi kurmaktır. Sistemin etkinliğini geliştirmenin bir yolu olarak farklı ulaştırma modlarının en iyi şekilde bütünleştirilmesi, ulaştırma politikasının merkezinde yer almaktır. Ülkemizin etkin ve hızlı, akıllı, ekonomik, güvenli ve seçenekli ulaşım sistemine kavuşturulması, yapılacak uygulamaların Kalkınma Planları çerçevesinde gerçekleştirilmesi ile mümkün olacaktır. Ulaştırma odaklı tüm alt yapı yatırımları Kalkınma Planlarının temel esaslarına uygun olarak gerçekleştirilmelidir. Böylece ülkemizin sınırlı kaynakları daha rasyonel olarak kullanılacak, az kaynak ile mümkün olan en fazla hizmet sağlanacaktır. Ülkemizin dünya ulaşım ağı ile entegre edilmesi hızlı, seçenekli, dengeli, konforlu, güvenli, ekonomik ve akıllı çözümlerin sunulması tüm sektörlerin ve dolayısıyla da Türkiye’nin önünü açacaktır.
Güven Kapısı Türkiye…
Ülkemizin sürdürülebilir ekonomik dinamizmi, ulaştırmanın ülke içerisindeki etkinliğine, biçimine ve kendisini yenileme gücüne bağlıdır. Ulaştırmanın bu faydayı sağlayabilmesi ise ancak sektöre yönelik taleplerin ortaya konulması ve karşılanması ile mümkündür. Diğer taraftan gerek bölgesel gerek küresel veriler, yaşanabilir bir gelecek tasavvuru için ulaştırma altyapı yatırımlarını temel belirleyici olarak göstermektedir.
Türkiye, doğunun batıya, batının doğuya, kuzeyin güneye ve güneyin de kuzeye açıldığı güven kapısı durumunda bir ülkedir. Bütün ticaret yollarının, göç yollarının, bunun yanında bilginin, kültürün, felsefenin, düşünce trafiğinin kesişim noktası ve farklılıkları bir potada eritmeyi başarmış bir barış adası ve doğu-batı kuzey-güney koridorlarının en önemli ülkesi durumundadır.
Ülke kalkınmasının altyapısı ve adeta lokomotifi konumundaki ulaşım sektöründe, sınırlı olan ülke kaynaklarını en rasyonel şekilde kullanarak, atıl kapasite yaratmadan, insanımıza ulaşım sektöründe daha kaliteli, daha ucuz, daha hızlı, daha güvenli hizmet sunabilmek için 2023 yılına kadar, öncelikle hangi tür hedef ve faaliyetlerin gerçekleştirilmesine ihtiyaç duyulduğu ortaya konulmalıdır. Ancak tüm ulaştırma projelerinde ve yatırımlarında dikkate alınması gereken çok önemli husus trafik yoğunluğunun azaltılması, hava kirliliği ve karbondioksit emisyonundan kaynaklanan iklim değişikliğinin ve gürültü kirliliği önlenmesi, çok modlu taşımacılık sistemlerini özendirici olmasıdır.
Beyaz Kitap Yol Gösterici Olmalı
Ayrıca AB’ye aday bir ülke olarak, AB Komisyonunca hazırlanan ve 28 Mart 2011 tarihinde; “Tek Avrupa Ulaştırma Alanı İçin Yol Haritası-Rekabetçi ve Kaynak Etkin Bir Ulaştırma Sistemine Doğru” adıyla yayımlanan “Beyaz Kitap” da dikkate alınmalıdır. Beyaz Kitap, ulaştırma sektörünün bugün karşı karşıya olduğu sorunlarla, önümüzdeki dönemde karşı karşıya kalabileceği sorunları öne çıkarmakta ve 2050 yılına kadarki hedefleri kapsamaktadır. Yapılan analizler ulaşım talebinin 2023 yılına kadar iki misli ve 2050’ye kadar da dört misli büyüyeceği yönündedir. Ülkemizin temel stratejik amacı, oluşacak bu talepleri zamanında ve yeterli bir şekilde karşılamak ve 2023 yılına kadar dünyanın en zengin on ülkesinden oluşan zenginler platformuna girmektir.
Türkiye’nin orta vadede ve uzun vadedeki ulaşım taleplerinin karşılanması, yeşil ve temiz bir çevreye kavuşması ve Türkiye’nin ekonomik, kültürel ve sosyal gelişmesinin önünün açılması demiryolu ulaştırması ile olabilecektir.
Bu gelişmeler de gösteriyor ki; “demiryolu geleceğimizdir…